Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kendi malı sayılacağı ve davacının bu taşınmaz hakkında mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkının bulunmadığını, davalının davacı eşi ve çocukları ile birlikte 2004 yılına kadar dava konusu evde ikamet ettiklerini, kat mülkiyetine geçişin yapıldığı tarihte ise davalının yine davacı eş ve çocukları ile birlikte Tokat ilinde ikamet ettiklerini, bu durumda da dava konusu taşınmazın edinme tarihi 01/10/2001 olarak kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz her ne kadar evlilik birliği içerisinde alınmış olsa da taşınmazın iktisap edildiği tarihte uygulanan yasal mal rejimi Mal Ayrılığı olduğunu, davacı eşin taşınmaz üzerinde mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkı ve alacağı bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz olarak açılmış davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, talep etmiştir....

Köyiçi mevkii 4/333 cilt / sayfa 302/19 ada Giresun / Görele şeklinde dava konusu taşınmazlarını üçüncü kişilere devrine engel olmak üzere tapu kaydı üzerine ve karşı yan üzerine kayıtlı araç üzerine tedbir konulmasına, yapılacak tahkikat sonucunda ortaya çıkacak duruma göre taleplerini arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla harca esas değer olarak gösterdikleri 1.000,00.-TL katkı payı alacağı, 500,00.-TL değer artış payı alacağı, 500,00.-TL'de katılma alacağı olmak üzere toplam 2.000,00.-TL alacağın (katkı payı alacağı için dava tarihinden, değer artış payı ve katılma alacağı için karar tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte) davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Kooperatif ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kapkı payı alacağı ve katılma alacağı S..... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının kabulüne ve 14.02.2012 tarihli tavzih kararının reddine dair Balıkesir 1....

      Maddeleri gereği açılacak olan davalar ve de terekenin diğer kısmına ilişkin açılacak olan mal rejiminin tasfiyesine dair davalara murisin 3. Kişilerdeki hak ve alacakları nedeni ile açılan davalardan elde edilecek olan alacaklara ilişkin katılma payı alacağına ilişkin haklar ve yasal haklarının saklı kalmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davada mal rejiminin tasfiyesinin istenilmediğini, sadece bankalarda bulunan ve mal rejiminden kaynaklandığı belirtilen katılma payı alacağının davaya konu edildiğini, ölen eşin aktif ve pasiflerinin edinilmiş mallarının belirlenmeden tek başına söz konusu paranın mal rejimine yönelik olarak alacak davasına konu edilmesinin hukuka uyarlı olmayacağını, açılan katkı payı alacağı davasının bir paylaşım davası olmadığını, davaya konu taşınmazın aile konutu olduğu yönünde verilen karara bağlı olarak davacı TMK.'nun 240....

      Maddeleri gereği açılacak olan davalar ve de terekenin diğer kısmına ilişkin açılacak olan mal rejiminin tasfiyesine dair davalara murisin 3. Kişilerdeki hak ve alacakları nedeni ile açılan davalardan elde edilecek olan alacaklara ilişkin katılma payı alacağına ilişkin haklar ve yasal haklarının saklı kalmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davada mal rejiminin tasfiyesinin istenilmediğini, sadece bankalarda bulunan ve mal rejiminden kaynaklandığı belirtilen katılma payı alacağının davaya konu edildiğini, ölen eşin aktif ve pasiflerinin edinilmiş mallarının belirlenmeden tek başına söz konusu paranın mal rejimine yönelik olarak alacak davasına konu edilmesinin hukuka uyarlı olmayacağını, açılan katkı payı alacağı davasının bir paylaşım davası olmadığını, davaya konu taşınmazın aile konutu olduğu yönünde verilen karara bağlı olarak davacı TMK.'nun 240....

      bakımı, yemek, ev temizliği, çamaşır yıkama, ütü vb hususlarda davacının katkısı olduğunu, bu katkı paylarının da bilirkişi marifetiyle hesaplanarak katkı payından itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili de talep ettiğini, ayrıca davacının davalıya taşınmazlar üzerinde TMK'nin 218 vd maddelerinde düzenlenmiş bulunan ve başka bir mal rejimi seçmemiş olmalarından dolayı taraflar arasında geçerli bulunan edinilmiş mallara katılma rejimi hükümlerinden kaynaklanan taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin yarısı (TMK m. 236/1) üzerinde katılma alacağının mevcut olduğunu, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacaklarının gerçek miktarının hesaplanabilmesi için dava konusu taşınmazların değerlerinin belirlenmesi ve bunun için de bilirkişi incelemesine ihtiyaç olduğunu, değer artış payı alacağının belirlenmesi için de bilirkişi incelemesinin gerektiğini, gerçek miktarın şu anda tespit edilemediğinden davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, davacının işsiz...

      TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanun'un 5. maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad. 544, TBK mad. 646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2021 NUMARASI : 2021/117- 2021/708 DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflar istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında Şarkışla asliye hukuk mahkemesinin 2020/342 esas sayılı dosyası ile taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, şimdilik 10.000,00- TL katılma alacağı, katkı alacağı ve değer artış payı alacağının tasfiyenin sona ermesinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı adına kayıtlı 2574 ada, 22 parsel sayılı taşınmaz, T.C....

        Dava, istek ve olayın gelişimi göz önünde tutulduğunda, katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı isteğiyle bir ilgisi bulunmayıp taraflar arasındaki uyuşmazlık, muvazaaya dayalı şahşi hakka ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde açık bir biçimde ve yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın esasen eşi tarafından satın alınmasına rağmen muvazaalı olarak diğer davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Şahsi hakka dayalı olarak muvazaa (BK.m.18) hukuksal sebebiyle açılan davalar genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılır. Davacının ileride açacağı katkı payı veya katılma alacağı davaları sonucunda hak edeceği alacağının tahsilini sağlamak için bu tür davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Saptanan bu olgu karşısında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olmadığı, uyuşmazlığın mal rejiminden kaynaklanmadığı gözetilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir....

          UYAP Entegrasyonu