Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE ; Dava; murisin katkı payı alacağına karşılık mirasçısı tarafından açılmış mal rejiminden kaynaklı alacak davasıdır. 01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189)....

Kooperatif ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....

    Dava, istek ve olayın gelişimi göz önünde tutulduğunda, katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı isteğiyle bir ilgisi bulunmayıp taraflar arasındaki uyuşmazlık, muvazaaya dayalı şahşi hakka ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde açık bir biçimde ve yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın esasen eşi tarafından satın alınmasına rağmen muvazaalı olarak diğer davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Şahsi hakka dayalı olarak muvazaa (BK.m.18) hukuksal sebebiyle açılan davalar genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılır. Davacının ileride açacağı katkı payı veya katılma alacağı davaları sonucunda hak edeceği alacağının tahsilini sağlamak için bu tür davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Saptanan bu olgu karşısında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olmadığı, uyuşmazlığın mal rejiminden kaynaklanmadığı gözetilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir....

      Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka mal varlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 2....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak davasının reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 24.03.2014 gün ve 417/235 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: ... A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000-TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiş, sonradan talebini 140.800-TL'ye yükseltmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

          Dava dilekçesindeki açıklamalar, aşamalarda sunulan dilekçelerdeki beyanlara göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Nitekim dava dilekçesinde mal varlığının listesi yapılarak, mal rejimi ilkeleri gereğince öncelikli ihtiyati tedbir talebinde bulunulup TMK.nın mal rejimini düzenleyen maddelerine atıfta bulunulmuş, mahkemece de 22/07/2020 tarihli tensibin 13 nolu ara kararıyla; Davacı tarafa hangi mal varlığından ne miktarda hangi alacak talebinde ( katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı gibi) bulunduğunu açıklamak ve kalem kalem miktar belirterek toplam değer üzerinden hesaplanacak nisbi harcı yatırması için iki hafta kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı tarafça harç yatırılmış ancak açıklamalı dilekçe sunulmamış, bilahare davacı vekilince dava dilekçesinde sehven ayni talepte bulunulduğu bildirilerek taleplerinin katılma alacağı olduğu beyan edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Ahmet Osman ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair ...10. Aile Mahkemesinden verilen 18.01.2010 gün ve 1513/31 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilerek davalı kadın adına kaydedilen ...’daki iki ev nedeniyle davalı aleyhine açtığı katkı payı alacağı davasında, mahkemece talep ettiği miktarla sınırlı olarak lehine hüküm kurulduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu açıklayarak daha önce açılıp kabul edilen miktar dışında kalan 231.137 TL katkı payı alacağının 29.11.2004 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            Mal ayrılığı rejiminde; Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. 743 sayılı TKM'nin 153.maddesi uyarınca, kadının eve bakması, temizlik yapması, çocukları yetiştirmesi asli görevidir, bunları yapmak edinilen mala katkı sayılmaz. Somut olayda; eşler, 06.02.1991 tarihinde evlenmiş, 02.04.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir ( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m)....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile; dava konusu taşınmazdan kaynaklanan 21.268,10- TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, birleşen davanın (Birleşen davacı T3'in mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının) kısmen kabul, kısmen reddi ile; dava konusu taşınmazlardan kaynaklanan 22.290,70- TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verildiği görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu