Dosya kapsamından, davacının, dava konusu taşınmaz ile aracın evlilik birliği içinde kendi parası ile edinildiğini, davalı adına bankaya yatırılan paraların dahi kendisine ait olduğunu ileri sürerek alacak davası açtığı, mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan bir istek ile katkı payı alacağına yönelik bir talepte bulunmadığı anlaşılmıştır Bu nedenle, boşanan eşin boşandığı davalı eşine karşı açtığı davasının, evlilik birliği içinde edilinen eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında bir hak iddiası içermediği, mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir istek mevcut olmadığı, Borçlar Kanunu ve genel hükümlerden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, davacının, dava konusu taşınmaz ile aracın evlilik birliği içinde kendi parası ile edinildiğini, davalı adına bankaya yatırılan paraların dahi kendisine ait olduğunu ileri sürerek alacak davası açtığı, mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan bir istek ile katkı payı alacağına yönelik bir talepte bulunmadığı anlaşılmıştır Bu nedenle, boşanan eşin boşandığı davalı eşine karşı açtığı davasının, evlilik birliği içinde edilinen eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında bir hak iddiası içermediği, mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir istek mevcut olmadığı, Borçlar Kanunu ve genel hükümlerden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava açıklanan niteliği itibari ile katkı payı alacağı yada mal rejimi tasfiyesine ilişkin bir dava olmayıp tarafların ortak oldukları şirketin vergi borcu dolayısı ile alacak istemine ilişkindir. Bu halde uyuşmazlığın, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasında düzenlenen mal rejimin sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.02.2014 (Pzt.)...
Taraflar arasındaki mal rejimin tasfiyesinden kaynaklı alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan taşınmaza ait hisse veya 1/2 hisse bedelinin müvekkilime ödenmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur. III....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; TMK'nun 240.maddesine dayalı ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan aile konutunun özgülenmesi, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Davacı ile müteveffa ..., 21.03.1946 tarihinde evlenmişler, taraflar arasındaki mal rejimi, eşlerden ...'nin 18.04.2012 tarihinde ölmesi üzerine sona ermiştir. Dava konusu ... parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm, 28.09.1987 tarihli resmi senet ile müteveffa tarafından 3.kişiden satın alınmış ve 01.02.1989 tarihninde kat mülkiyeti tesisi suretiyle müteveffa ... adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/1. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölen eşin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu yetki kesin olup(TMK'nun 576. m) dava şartıdır(HMK'nun 114/ç. m)....
Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
Dava ve karşı dava, eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....
Taraflar 16.10.1991 tarihinde evlenmiş, 20.07.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 02.04.2012 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK'nun 31.md.). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleri'dir....