Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinildiği tarihte taraflar arasında mal ayrılığı rejimi bulunduğu, davacının adına kayıtlı başka bir taşınmazın bulunduğu ve aracın dava konusu taşınmazı satan şahıs dışında başka bir kişiye satılmış olmakla davacının katkısını ispatlamadığından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 14.01.1985 tarihinde evlenmişler, 04.08.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 13.09.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir....
TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava, TMK.nun 219, 231, 235 ve 236.maddelerine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK.nun 231.maddesine göre artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Davacı eş, hesaplama sonucu ortaya çıkan artık değerin yarısı oranında hak sahibi olur....
Davalı vekili, hukuki dayanaktan yoksun ve tasfiyeye konu mal varlığının müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 77.194,90 TL katkı payı alacağı,15.000 TL hakkaniyet tazminatı alacağı, 6.500 TL katılma alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 24.01.1976 tarihinde evlenmişler, 01.06.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 05.12.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihine kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m)....
Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın davalı adına tapuya kaydedildiği dönem itibariyle eşler arasında “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı 07.06.1994 tarihi itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarih aralığına göre, uyuşmazlık 01.01.2002 tarihinden önceye ilişkin olup eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık, Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz....
Davacı ile tarafların miras bırakanı ... 14.8.2008'de evlenmiş, taraflar arasındaki mal rejimi Taner’in 31.12.2009 tarihinde ölümü ile son bulmuştur. (TMK.nun 225/2.m.). Taraflardan davacı, Taner’in eşi, davalılar ise annesi ve kardeşleridir. Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihine kadar 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Dosya kapsamı ve dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava konusu oldukları anlaşılan 3474 ada 1 parseldeki 14 nolu daire 15.5.2009 tarihinde ... adına satın alınmış, ölümü sonrasında davacı payı dışındaki diğer paylar 14.6.2010 tarihinde intikal ve miras paylarının temliki sonunda mirasçılardan ... adına devredilmiştir. Dava konusu oldukları anlaşılan 06 AB 9490 plakalı araç 21.12.2006, ...plakalı araç ise 23.5.2008 tarihinde satın alınarak ... adına trafikte tescil edilmişlerdir....
TMK'nin 225.maddesi "Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer." hükmünü amirdir. Somut olayda, davacı ile davalı 03.09.1984 tarihinde evlenmiş ve davacı eş Yargıtay temyiz incelemesi yapıldığı tarih itibariyle ölmüş, TMK'nin 225/1.maddesi uyarınca mal rejimi ölümle sona ermiştir. Bu durumda davanın görülebilirlik ön koşulu gerçekleşmiştir. Nitekim mahkemece verilen karar davacı eşin mirasçılarına tebliğ edilmiş, mirasçılar aynı vekile vekaletname vermişler ve karar vekil tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nin 55.maddesi "Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir....
Başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, taraflar evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu mesken vasıflı taşınmazın evlilik birliği içinde-taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde satın alma suretiyle davalı eş adına tescil edildiği ileri sürülmektedir. Dosya içinde mevcut tapu kayıtlarına göre, nizalı taşınmazın davalı eş adına satın alınma tarihi belirlenememekte ise de, davalı taraf da nizalı taşınmazın alım tarihinin evlilik birliği içinde olduğu hususuna karşı koymamıştır. Dava konusu taşınmazın davalı ... vekili tarafından 17.2.2009 tarihinde diğer davalı ...’ya satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır....
Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir....
Tescil talebini reddetmesi durumunda ise, mal rejiminin tasfiyesi sırasında TMK 225/2.maddesi gereğince sadece satıldığı tarihteki değer üzerinden tasfiye alacaklarının hesaplanabileceği, biraz önce söylenildiği gibi mal rejiminden kaynaklı olan davalarda kanunda sayılan sınırlı haller dışında talep sahibine ayni yönden hak isteminde bulunma yetkisi vermediği, bu haliyle görevsizlik kararı üzerine verilen tapu iptal tescil davasının sonucunun mal rejimi tasfiye davasını görmekte olan Gebze 5.Aile Mahkemesi tarafından beklenip verilecek sonuca göre tasfiye kararı vermesi gerektiği, bu açıklamalar doğrultusunda görevsizlik kararına konu edilen davadaki taşınmazların evlilik birliği devamı içerisinde satıldığı ve mal rejimine konu edileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilemeyeceği, yine biraz önce söylenildiği üzere muvazaa nedeniyle tapu iptal tescil davasının görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından sonuçlandırılıp, ilgili ilamın kesinleşmesi halinde mal rejimi davasında görevli...
Bu bakımdan açılan mal rejimi davalarının genel muvazaa (B.K. m. 18, 6098 s B.K. m. 19) hukuksal sebebine dayanılarak açılan derdest davalarının sonucunun beklenmesine ve mal rejimi davalarının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemektedir. (Hukuk Genel Kurulu 26.09.2012 tarih, 2012/8 -192 Esas ve 2012/629 Karar sayılı kararı ile bu husus ön sorun olarak çözüme kavuşturulmuştur.). Muvazaa nedeniyle açılan bu tür davalar ister olumlu veya isterse olumsuz sonuçlanmış bulunsun mal rejimi davasının sonucunu kesinlikle etkilemez. Kısaca istek sahibinin alacak hakkı varsa, davası kabul edilecek, aksi halde ise muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasına bağlı kalmaksızın isteği reddedilecektir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri, HUMK.nun 1 vd. maddeleri uyarınca, Aile Mahkemesi görevsiz olup, dava değerine göre genel mahkemeler görevlidir....