Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fiili envanter uygulamasında; işletmeye dahil iktisadi kıymetler saymak, ölçmek, tartmak, değerlemek veya bu şekilde tespit edilmesi mutad olmayan mallarda tahmin etmek suretiyle tespit edilirken, kaydi envanter çalışmasında; defter ve belgeler kullanılmak ve bu yolla mal hareketleri takip edilmek suretiyle tespit edilmektedir. Fiili envanter uygulaması, defter ve belgeler üzerinde yapılan çalışmada dönem başı mal mevcudu ile dönem içi mal alışları toplamından dönem içi mal satışları toplamını çıkarmak ve bu şekilde tespit edilen kaydi mal miktarını (dönem sonu mal mevcudu) fiili envanter çalışmasında tespit edilen fiili mal miktarı ile mukayese etmek suretiyle yapılmaktadır. Buna karşın kaydi envanter uygulaması, tamamen defter ve belgeler üzerinde yapılmakta ve (dönem başı mal mevcudu + dönem içi mal alışları = dönem içi mal satışları + dönem sonu mal mevcudu) denklemi kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmektedir....

    Fiili envanter uygulamasında; işletmeye dahil iktisadi kıymetler saymak, ölçmek, tartmak, değerlemek veya bu şekilde tespit edilmesi mutad olmayan mallarda tahmin etmek suretiyle tespit edilirken, kaydi envanter çalışmasında; defter ve belgeler kullanılmak ve bu yolla mal hareketleri takip edilmek suretiyle tespit edilmektedir. Fiili envanter uygulaması, defter ve belgeler üzerinde yapılan çalışmada dönem başı mal mevcudu ile dönem içi mal alışları toplamından dönem içi mal satışları toplamını çıkarmak ve bu şekilde tespit edilen kaydi mal miktarını (dönem sonu mal mevcudu) fiili envanter çalışmasında tespit edilen fiili mal miktarı ile mukayese etmek suretiyle yapılmaktadır. Buna karşın kaydi envanter uygulaması, tamamen defter ve belgeler üzerinde yapılmakta ve (dönem başı mal mevcudu + dönem içi mal alışları = dönem içi mal satışları + dönem sonu mal mevcudu) denklemi kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmektedir....

      Kullanılmama nedeniyle iptal davalarında kullanımın ispatı marka sahibi tarafından yapılmak zorunda olduğundan, ispat yükü davalıda olup, davalı tarafından yasal süre içerisinde sunulan kullanıma ilişkin deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince yapılan ------ tarihli ek raporda davalı şirket tarafından davaya konu tescilli markaların tescilli olduğu mal ve hizmetler bakımından kullanılıp kullanılmadığı mal ve hizmetler belirtilmiş ve bir takım mal ve hizmetler bakımından ciddi bir kullanımın olduğu bir takım mal ve hizmetler bakımından ise yasanın aradığı şekilde ciddi kullanım olmadığı yönünde görüş bildirildiği buna göre de öncelikle davacının--- alanında faaliyet gösteren şirketin --- markaların sahibi olması nedeniyle, bir takım mal ve hizmetler bakımından --- başvurularının davalı şirketin davaya konu markaları nedeniyle reddedildiği, hukuki yarar bakımından ---- suretiyle davacının yukarıda belirtildiği gibi dava konusu markalar...

        Aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir....

          Aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir....

            İLGİLİ MEVZUAT: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Vergi sorumlusu" başlıklı 9/2. maddesinde, "Fiili ya da kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisi, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranır. Belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları tespit edilen mükelleflere, bu mal ve hizmetlere ait alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilememesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen mal ve hizmetlerin tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisi, alışlarını belgeleyemeyen mükellef adına re'sen tarh edilir. Bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulanır....

              haciz müzekkeresi gönderilmesinin talep edildiğini, taleplerinin İcra Müdürlüğünün 10.04.2019 tarihli kararı ile reddedildiğini, 5393 sayılı kanunun 15 inci maddesinin önceki hali “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır” şeklinde olmakla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin 17.06.2015 tarih ve E: 2014/194 K: 2015/55 sayılı kararı ile kanundaki “ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır” hükmünün anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verildiğini, İlgili kanun maddesini son halinin “ İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir....

              Mal Memurlarının Kayyımlığı Hakkında Yönetmeliğin 4/f maddesi gereğince " Mahallin en büyük mal memuru; illerin merkez ilçeleri ile Büyükşehir Belediyesi olan illerin Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki ilçe merkezlerinde (mal müdürlüğü bünyesinde milli emlak servisi bulunan ilçeler hariç) defterdarı; diğer ilçelerde mal müdürünü" ifade eder. Somut olayda, davacı tarafından Salihli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/116 Esas sayılı davasında davalı olan tapu maliki Ali Sayın'a 3561 Sayılı Yasa gereğince kayyım tayini istenmiş, mahkemece davanın kabulü ile mal müdürünün kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir. Dosyaya ibraz edilen Salihli Kaymakamlığı'nın 09/04/2021 tarihli yazısı ile mal müdürlüğü bünyesinde Milli Emlak Servisi/Milli Emlak Müdürlüğü bulunmadığı, Milli Emlak Müdürlüğünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İlçe Teşkilatı olduğu bildirilmiştir....

              Mal Memurlarının Kayyımlığı Hakkında Yönetmeliğin 4/f maddesi gereğince " Mahallin en büyük mal memuru; illerin merkez ilçeleri ile Büyükşehir Belediyesi olan illerin Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki ilçe merkezlerinde (mal müdürlüğü bünyesinde milli emlak servisi bulunan ilçeler hariç) defterdarı; diğer ilçelerde mal müdürünü" ifade eder. 20/07/2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı hakkındaki kararnamenin 99.maddesi ile Milli Emlak Müdürlüğü' nün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' na bağlanmış olduğu, ilçelerde yer alan Milli Emlak Servislerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' nın hizmet birimi haline getirildiği, bu durumda Büyükşehir Belediye sınırları içinde mal memurlarının kayyımlığı hakkında yönetmelik 4F maddesinin uygulama yerinin kalmadığı, Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde kalan tüm ilçeler dahil mahallin en büyük mal memurunun il defterdarı olduğu anlaşılmıştır. 3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca...

              Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202). Tasfiyeye konu 20922 ada 2 parseldeki 11 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 12.11.2010 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad. 179). Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dosya kapsamındaki bilgi, belgeler ile tarafların ortak beyanlarına göre tasfiyeye konu taşınmazın 2010 yılı Ocak ayında 85.000 TL bedelle satın alındığı anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu