TMK'nun 214/2. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme kesin yetki kuralı şeklinde değildir. Somut olayda; Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava ilk olarak ....Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nde açılmış, mahkemece dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yetkili mahkemenin . Aile Mahkemesi olduğuna karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Eşler ....1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 24.09.2013 tarih, 2011/430 Esas-2013/360 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma ile sona ermiştir. Her ne kadar mal rejiminin boşanma ile sona ermesi halinde boşanmaya ilişkin kararın verildiği yer Aile Mahkemesi yetkili ise de, davalı tarafça ......
Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı firmadan satın aldığı ev döşeme malzemesinin ayıplı çıktığını ve bu nedenle zarara uğradığını belirterek zararının giderilmesini talep etmiştir. 4077 sayılı yasada tanımlanan anlamda, davacı, bir malı ticari olmayan amaçla edinen tüketici; davalı ise ticari faaliyeti kapsamında tüketiciye mal sunan tüzel kişidir. Taraflar arasındaki ilişki, 4077 sayılı yasa kapsamında düzenlenen tüketici ile satıcı tüzel kişi arasında mal satışına ilişkin bir hukuki işlemdir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mal rejiminin tasfiyesi ve katkı payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince;evlilik birliği içinde nakit olarak biriken bankadaki paraya ilişkin talebin, mal rejimi dışında akti ilişkiye dayanan bir talep olduğu ve aile mahkemesinin görev alanı dışında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi ve katkı payı alacağı istemine ilişkin bir olduğu ve aile mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı vermiştir. Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m)....
Taraflar 24.08.1993 tarihinde evlenmiş, 14.08.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y'nın 10.m.). Taraflar arasındaki boşanma dava dosyasının 21.01.2013 tarihli yargılama oturumunda davacı vekili boşanma davasının tali niteliğindeki tazminat ve yargılama giderleri ile eşya alacağı hususunda bir taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. Söz konusu dosyanın yargılaması sonucunda mahkemece boşanmanın tali ve mali sonuçlarına ilişkin tarafların talepleri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş olup söz konusu hüküm bu şekilde kesinleşmiştir....
bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar. 8 inci maddede gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılır." hükmü yer almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejimi tasfiyesi ...) ile ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesi davasının reddine dair ......
Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir. Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir....
Bundan sonra, irat şeklindeki günlük ödeme miktarı, mal rejiminin sona erdiği tarihinden sonraki kalan günler ile çarpılarak, bulunacak bu miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır. Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin açıklanan yöntemle hesaplanan peşin sermayeye çevrilmiş değeri, emekli olan eşin kişisel malı sayılır. Ödenen toplam emeklilik ikramiyesinden, kişisel mal sayılan bu miktar (mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden günlük irat şeklindeki toplam ödemelerin peşin sermayeye çevrilmiş değeri) çıkarıldıktan sonra, kalan miktar edinilmiş mal (artık değer) kabul edilerek tasfiye sırasında göz önünde bulundurulur. Emeklilik ikramiyesinin tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK mad. 235/1) ya da bu para kullanılarak başka bir mal varlığına sahip olunmalıdır. Söz konusu gelir, kullanılarak satın alınan mal varlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar geçerli olacaktır....
Dosyaya davalı tarafça sunulan kooperatif ödeme evraklarının incelenmesinden, yapılan ödemelerin büyük bir bölümünün taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin, geçerli olduğu dönemde; geriye kalan daha az miktardaki bölümünün ise edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacak talebine konu taşınmaz malın kişisel mal niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki 4721 sayılı TMK yürürlük tarihinden itibaren yapılan ödemeler ise edinilmiş mal grubundan karşılandığından, edinilmiş mal grubunun kişisel mal grubundan denkleştirme alacağı (TMK. m. 230/1); bu denkleştirme alacağı üzerinden de davacının artık değere katılma alacağı (TMK. m. 231, 236) mevcuttur....