İnceleme konusu dosyada, sanığın beraatine ilişkin hükmün şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece; sanık tarafından yapılan mal bildiriminin İİK'nun 74. maddesindeki şartları içerdiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemece; "...Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde, 'üzerine kayıtlı mal olmadığını, ... A.Ş’inde genel müdür olarak görev yaptığını, almış olduğu maaşın aylık 3.000,00 Lira olduğunu bildirdiği, ayrıca 17.500,00 Lira asıl borcu kabul ederken, faize de itiraz ettiği' görülmüştür. Borçlu, kabul ettiği 17.500,00 Lira borcu karşılayacak kadar mal bildirmesi yeterlidir, Yargıtay 16....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalının mal teslimi hususunda delil göstermediği gibi çekleri de satılan mal için alındığını da kabul etmediği, davacının 4.176.90.-YTL. tutarında mal aldığı ve davacının davalıya fazla ödeme yaptığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıdan mal sipariş edip mal bedeli olarak çekler keşide ettiği davalının 11.960.86 TL tutarında mal teslim ettiği, bakiye mal tutarının teslim edildiği hususunun davalı yanca ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı yararına tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 05.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında noterde düzenlenen 29.04.2002 günlü mal ayrılığı sözleşmesi ile aralarındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten ( boşanma davasının açıldığı 18.03.2002 ) sonraki tarihe aittir. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde hem eşler arasındaki mal rejimini düzenleyen hükümlerin hem de boşanma ve sonuçlarını düzenleyen hükümlerin değerlendirilip tartışılması gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Gebze Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar 21.07.1996 tarihinde evlenmiş, 16.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava, kademeli olarak açılmış eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi, bu mümkün olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiyeye bağlı alacağın tespit edilip ödenmesine ilişkindir. Mahkemece katılma alacağı hesaplanıp katılma alacağına hükmedilmiş, hükmü her iki taraf temyiz etmiştir. Katılma alacağı talebi nispi harca tabi olup, nispi peşin harcın alınması gerekir....
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Taraflar 26.09.1996 tarihinde evlenmiş, 03.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM'nin m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın m. 10, TMK'nun m. 202/1). Tasfiyeye konu 34 DAR 46 plakalı araç, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 15.09.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK'nun m. 179/)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yasal Mal Rejiminin Mal Ayrılığına Dönüştürülmesi, Eşya ve Ziynet Alacağı ... ile ... aralarındaki yasal mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi, eşya ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair...Aile Mahkemesi'nden verilen 16.01.2014 gün ve 246/54 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinin ekindeki listelerde gösterilen çeyiz eşyalerı ile ziynet eşyalarının aynen, olmazsa bedellerinin iadesine ve yasal mal rejiminin ''mal ayrılığı'' rejimine dönüştürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Medeni Kanunun, evlilik saymadığı birliktelikler sırasında edinilen mallara yönelik olarak da, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kurallara ve değerlendirmelere dayanılarak katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı talebinde bulunulamaz. Mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilebilmesi için, malvarlığının mal rejiminin devamı süresince edinilmiş olması veya evlilik öncesi edinmekle birlikte ödemelerinin tamamının ya da bir kısmının mal rejiminin devamı süresince yapılmış olması gerekir. Buna göre, önceden edinilen malvarlığının, mal rejiminin içine sarkan ödemesinin bulunmaması durumunda eşler arasındaki uyuşmazlık mal rejiminin tasfiyesi kurallarına göre değil, Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözüme kavuşturulur. Somut olayda; eşler, 08.08.2008 tarihinde evlenmiş, 13.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son)....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu 1485 ada 2 parselde bulunan 10 numaralı bağımsız bölüm ......e üye olunmak suretiyle edinilmiş, davalı tarafından ......e 10.09.1999 tarihinde üye olunmuş, 10 nolu bağımsız bölüm 26.06.2008 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edilmiş ve 22.04.2009 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....