in eksik incelemeye, sübuta, lehe hükümlerin uygulanmadığına, vesaireye, katılan vekilinin haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, vesaireye, Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkında haksız tahrik hükümlerinin alt sınırdan uygulanması, sanık ... hakkında TCK'nun 50/1-a maddesinin uygulanmaması, TCK'nun 58. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen re' sen de temyize tabi olan hükümlerin, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (ONANMASINA), ceza miktarı, tutuklulukta kalınan süre nazara alınarak sanık ...'in tahliye talebinin reddine, 23/12/2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Katılım Bankası A.Ş. nin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ nun 140.maddesi gereği ( karardan sonra ) harçtan muaf hale geldiği, harcın karar kesinleşene kadar her aşamada re’ sen dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından hükmün HMK. nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir....
İstinaf İlamı sonrası 22/03/2022 tarihli duruşmada da açıkça davacı taraf mal teslim fişlerine dair fatura düzenlenmediği gibi defterlerde de mal teslim fişleri ve faturaya dair böyle bir kaydın olmadığını ikrar etmiştir. Mahkememizce verilen yemin ihtaratının davacının tüm delilleri toplandıktan sonra yapılmış olup usulune uygun olarak yemin beyanında bulunulduğundan yeniden bu beyanın geçerli olduğu ve yemin delilinin toplanmasının davaya faydası bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı tarafından bonolara karşılık mal ve ürün verdiğini iddia ederek bono bedelinin ödendiği ve davalıya borçlu olmadığını iddia etmiş olup bu iddiasının yazılı ve kesin delillerle ispat edilmediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Kurukemer mevkii, 1010 ada, 2 parselde tapuya kayıtlı arsa niteliğinde taşınmazı birlikte aldıklarını ve tapuda Erkan Kutlu adına tescil edildiğini bu taşınmazın dava dışı eş tarafından davacıdan mal kaçırma amacıyla davalı kardeşi T3 adına muvazaalı bir şekilde 13.10.2009 tarihinde devrettiğini ,söz konusu taşınmazın TMK m.219’a göre eşlerin çalışmalarının karşılığı olarak elde edildiği için edinilmiş mal olduğunu, davacının bu mal üzerinde katılma atacağı bulunduğunu, dava dışı eşin davacının katılma alacağını azaltmak kastıyla hareket ettiğini buna göre davalı adına İzmir ili, Menderes ilçesi, Özdere Mh. Kurukemer mevkii, 1010 ada, 2 parselde tapuya kayıtlı 2.148,00 m2 yüzölçümlü arsa niteliğinde taşınmazın 1/2 hisse oranındaki tapu kaydının iptali İle 1/2 oranındaki hissenin davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilip re' sen de temyize tabi hükmün sanık müdafileri ile sanığın eşi tarafından temyiz edilmesi ve sanık müdafii Av...... tarafından incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine; dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle 13.05.2015 Çarşamba saat 13.30’e duruşma günü tayin olunarak sanık müdafii Av....'e çağrı kağıdı gönderilmiş, yapılan tebligat üzerine sanık müdafiin gelmediği ve ayrıca bir talepte de bulunulmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek vaktin darlığına binaen dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı. Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dışı şirketlerle aralarındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin olmadığından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 23.09.2011 tarih ve RE/72 sayılı denetim raporlarına itirazların kabulüe ve ilgili raporların iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın kanuni dayanağı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 3/2. maddesidir. 4857 sayılı Kanun'un 3/2. maddesi aynen “Bu Kanun'un 2. maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür....
Ödeme, borcu sona erdiren işlemlerden olup, yargılamanın her aşamasında re`sen göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, davalı sigorta şirketi tarafından sunulan ödeme belgelerinin dava konusu alacak ile ilgili olup olmadığı araştırılıp, yapılan ödemenin maddi tazminat yönünden borcu bitirip bitirmediği, bitirmedi ise ne kadarlık kısmının karşılandığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15.4.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şüpheliler ve müştekinin ...re ... Ltd. ortakları olduğu, şirketin para-banka işlemlerinin şüpheli ... tarafından yürütülebilmesi için müştekinin ona vekaletname verdiği, zamanla şirket içinde anlaşmazlık çıktığı, müştekinin suç tarihinde ...'i vekaleten azlettiği, sanık ...'in bundan haberi olmasına rağmen aynı tarihte noterde düzenlettirdiği "rehin sözleşmesi" ile müştekiye ait ... plakalı araç üzerinde ...'in sanık ... lehine rehin tesis edilerek sanıkların TCK'nun 155/2. maddesinde tanımlanan "nitelikli güveni kötüye kullanma" suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda; Sanıkların noterden Rehin Sözleşmesi yapıldığı tarihte azilnameden (02/03/2006 tarihinde tebliğ edilen) haberdar oldukları yönünde cezalandırımalarına yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatlerine karar verilmesi gerektiğini takdir eden mahkeminin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlk görülmemiştir....
Bu husus davalı tarafça öne sürülmeden mahkemece re' sen dikkate alınamaz. Mahkemece, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....