İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
Kadının her iki boşanma davasının da ayrı ayrı kabulüne ve erkeğin davası yönünden reddine hükmedilmiş, davalı-karşı davacının hayata kast ve pek fena muamele olarak kabul edilen davranışları davacı-karşı davalının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olması, eylemin ağırlıği nedeniyle davacı-karşı davalı kadın lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, davalı-karşı davacının temelinden sarsılma nedenine dayalı ana davada eşit kusurlu kabul edilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi şeklinde gerekçeye yer vermiştir....
KARAR Davacı, davalılardan ...e ait olan 2000 ... aracı, galerici davalı ...’un sahibinden.com sitesinde yayımlanan satılık ilanında “aracın tüm bakımları yapılmıştır” açıklamasına ve davalı ekspertiz uzmanı ve şirket sahibi..n verdiği ekspertiz raporuna itimat ederek 15.09.2013 tarihinde araç alım-satım sözleşmesi ile galerici davalı ... ve davalı ... vekilinden satın aldığını, sonrasında 17.09.2013 tarihinde noterde davalı ...’den devraldığını, ne var ki dört gün sonra 21.09.2013 tarihinde seyir halinde iken aracın motor arızasından dolayı yol ortasında kaldığını ve bir daha çalışmadığını, alınan aracın gizli ayıplı ve verilen hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıplı malın ücreti (davacının araç bedeli iadesi ve satış masrafı talebi) 27.518,91 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın ayıba karşı tekeffül iddiasına dayalı alacak davası olduğu, bilirkişilerin dava konusu kord makinesinin zamanla ayıplı hale gelmesinde her iki tarafın eşit oranda kusurlu kanaati rapora işlendiği, kord makinesinin üretim ve tasarımında dikkate değer bir ayıp tespit edilemediği, baştan itibaren ayıplı ve hatalı olduğunun net bir şekilde ortaya konmadığı, sonuç itibariyle istenen verimlilikte çalışmadığı, mahkemece varılan kanaate göre hakkaniyeti en uygun çözümün aparatın satış bedeli üzerinde indirim yapılması gerektiği, satış bedelinden %14 civarı bir indirime tekabül eden 20.000 TL indirim hakkaniyete uygun olacağı, makinenin üretim kaybı yaşamasından davacının kendi kusurunun da bulunduğu, öte yandan davacının aldığı üründen memnun kalmaması ve bu başka kullanıcılarla paylaşmasının tek başına maddi ve manevi tazminata esas teşkil etmeyeceği gerekçeleriyle davacı tarafın şartları oluşmayan sözleşme feshine ilişkin talebin...
Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, satıcı, malın bedelinin tümünü veya bedelden yapılan indirim tutarını derhal tüketiciye iade etmek zorundadır. Tüketicinin, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakkını seçmesi durumunda satıcı, üretici veya ithalatçının, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin kendilerine bildirilmesinden itibaren azami otuz iş günü içerisinde, bu talebi yerine getirmesi zorunludur. Birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen raporun, arızanın bildirim tarihinden itibaren o mala ilişkin azami tamir süresi içerisinde düzenlenmesi zorunludur. Aracın fatura tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Tüketici Kanunu'nun 4.maddesinde ayıplı mal düzenlenmiş olup 2.fıkrasında "Tüketicinin malın teslimi tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür....
olacağına ilişkin taraflar arasında bir anlaşma olmayıp, ürünün ayıplı olduğundan bahsedebilmek için ürünün taraflar arasında anlaşılan kriterlerinin davalı-karşı davacı tarafından ortaya koyulması gerektiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ''davacının %99,9 saf isopropanolden oluşan ürünü davalıya teslim etmesi gerekirken satmış olduğu ürünün %50 ... %50 ... içerdiği, dolayısı ile ayıplı olduğu'' nun belirtildiğini, yerel mahkemece de bu tespite atıf yapılarak ürünün ayıplı olduğuna kanaat getirildiğini, ayıplı malın kanundaki tanımının; ''Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır'' şeklinde olduğunu, dolayısı ile bir malın ayıplı olduğundan bahsedebilmek için anlaşılan özellikleri taşımamış olması gerktiğini, müvekkilinin davalıya % 100 saf isopropanolden oluşan ürün satacağı konusunda hiçbir vaadi, taahhüdü...
O halde mahkemece aracın 21/11/2019 tarihinden önceki muayene kayıtları getirtilerek aracın kilometresinin düşürülüp düşürülmediği kesin olarak belirlenerek ve kilometresinin düşürüldüğü ve ayıplı olarak davacıya satıldığının tespiti halinde aracın sözleşme tarihi olan 21/11/2019 tarihindeki ayıpsız ve ayıplı değerinin piyasa rayiçlerine göre tespiti ve ayıp oranında bedelde indirim tutarının belirlenmesi hususunda konuda uzman otomotiv bilirkişisinden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK'nun 353/1.a-6 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
markalı bir klima satın aldığını, davalının klimayı kendisine biçer döver kliması diyerek sattığını, 2.400,00 TL bedel ödediğini, ödediği bedele ilişkin davalıdan imzalı kart vizit aldığını, klimanın biçerdöver üzerine mantajının bizzat davalı tarafından yapıldığını, 1 Haziran 2013 tarihi itibari ile biçerdöveri hasat işleminde kullanmaya başladığını, dava konusu klimanın bir gün çalıştığını, daha sonra çalışmadığını, durumu derhal davalıya bildirdiğini, davalının bu duruma kayıtsız kaldığını, davalıya 28/06/2013 tarihinde ayıplı malın geri alınıp bedelinin iadesi için ihtarname göndermesine rağmen mağduriyetinin giderilmediğini ileri sürerek, ayıplı malın bedeli olarak 2.400,00 TL ihtarname bedeli olarak 60,00 TL ve malın ayıplı çıkmasından dolayı biçer döverini yaz sıcağında klimasız kullanmasından dolayı uğradığı zarar nedeni ile 2.000,00 TL manevi tazminatın toplamı olan 4.400,00 TL satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı...
Bu maddeye göre manevi tazminat talep edebilmek için bir kişinin kişilik hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmeli, manevi zarar doğmalı, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalı ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusuru bulunmalıdır. Somut olayda davacı ayıplı ifa nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini ve manevi tazminat borcu doğduğunu ispat edemediği gibi, manevi tazminat koşulları da gerçekleşmediğinden manevi tazminat isteminin tamamen reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda .... bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, .... bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....