WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; satış sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Bir davanın Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması ve bu uyuşmazlık için başka bir mahkemenin özel olarak görevlendirilmemiş olması gerekir. Eldeki davanın temeli satış sözleşmesi iddiasına dayalı olup, dava mutlak ticari davalardan değildir. Davanın nispi ticari dava niteliğinde kabul edilebilmesi için ise her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili uyuşmazlıktan kaynaklı bir dava olmalıdır. Bu açıklamalardan sonra eldeki dava açısından durum değerlendirildiğinde; davacının tacir olduğunda şüphe yok ise de davalı tacir olmadığından uyuşmazlığın genel görevli mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    Dava, ameliyat sırası ve sonrasında gerekli özenin gösterilmemesi nedeni ile murisin ölümünde kusurlu bulunduğu iddia olunan hekim ve hastaneye yönelik açılan maddi tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesi niteliğindedir. Vekalet sözleşmesinde vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. Buna göre, vekil konumunda olan ve ameliyatı gerçekleştiren hekimlerin bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmesi gerekir. Eldeki davada mahkemece, savcılık soruşturması aşamasında alınan......

      GEREKÇE: Dava, doktor hatasına ( malpraktis ) dayalı maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Malpraktis davaları (doktor hatası nedeniyle tazminat davaları) hukuki dayanağını haksız fiil, sözleşmeye aykırılık, vekaletsiz iş görme veya hizmet kusuru yapılmasından almaktadır. Hasta, idareye karşı tıbbi malpraktis davası açarken hizmet kusuruna; gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine dava açarken haksız fiil, sözleşmeye aykırılık veya vekaletsiz iş görme gerekçelerinden birine dayanmalıdır. Tıbbi uygulama hataları nedeniyle tazminat davaları, yapılan tıbbi uygulamanın niteliğine göre farklı hukuki gerekçelere dayanılarak açılabilir. Kural olarak doktor/hasta ilişkisi hukuki nitelik itibariyle “vekalet sözleşmesi” kapsamında değerlendirilmektedir (6098 sayılı Borçlar Kanunu m.502 vd.). Vekalet sözleşmesi hükümlerine göre hasta, vekil eden; doktor ise tıbbi uygulamayı yapacak vekil olarak nitelendirilmektedir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/06/2020 NUMARASI : 2018/279 ESAS - 2020/272 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Hekim Hatası İddiasına Dayalı Maddi Tazminat) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların kızları olan 2008 Zehra'nın davalı hastanede çalışan davalı doktorun ihmali neticesinde kolunun kesildiğini, bu olayla ilgili ceza davası ve tazminat davalarının görüldüğünü, sözkonusu olayda ceza sorumluluğu yönünden Samsun 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/331 Esas-2015/898 Karar sayılı dosyası ile açılan davada sorumlu doktor davalı İlyas Tarık Katırcı hakkında ceza verildiğini, daha önce açılan maddi-manevi tazminat davasına ilişkin Samsun 4....

      T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhindeki dava, sözleşmeye aykırılık iddiasına dayandırıldığını, tıbbi işlem öncesinde davacının muvafakati alındığını, hastaya poliklinik muayenesi esnasında operasyon ve sonraki sürecin nasıl olacağının ayrıntıları ile anlatıldığını ve yapılacaklar konusunda mutabık kalındığını, hastanın poliklinikte tedavi göremeyeceğini ve kesinlikle uyutulup bütün işlemlerinin aynı anda yapılması gerektiğini söylediğini, davacının muayene sürecinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, talep edilen tazminat miktarlarının çok fahiş olduğunu, davanın Anadolu Sigorta A.Ş. ihbarına karar verilmesini, haksız ve dayanaksız olan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; hastaya uygulanan tedavide hekimin kusurlu uygulama hatası saptanmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı istinaf etmiştir....

      Somut olayda, davacı ile davalı arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümleri uygulanmalı ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Tüketici yasası ile güdülen amaç tüketicinin tüketime yönelik satışlarda mal ve hizmetlerdeki ayıplara karşı korunması olduğundan, uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir. Hal böyle olunca,mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozmayı gerektirir....

        İnceleme konusu karar, işçilik haklarından kaynaklı ücret ve tazminat istemi ile meydana gelen terör saldırısının iş kazası olduğu iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (21.)Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava, hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Bu itibarla, dosyadaki belgelere, bilirkişi raporlarına, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yeterli açıklıkta bulunduğu, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          Davacı dava dilekçesinde, inanç sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuş ise de, 15.05.2004 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek, dava konusu taşınmazların kendi kazancı ve babasının katkısı ile alındığını, ancak dava dışı (eşi) ...’a vermiş olduğu vekaletname ile eşinin vekalet yetkisini kötüye kullanarak ve aralarındaki boşanma davası nedeniyle mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak taşınmazları davalılara devrettiğini belirterek tapu iptali tescil olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur. Hukuk Genel Kurulunun 06.12.1995 tarih 4/493 E-1075 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, husumet konusu HUMK.nun 187. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ortaya atılabilir ve mahkemece de karşı tarafın bu yönde bir savunması ve rızasının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın re’sen incelenir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/259 Esas KARAR NO : 2020/911 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 03/03/2016 KARAR TARİHİ : 16/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; ------ müvekkilleri olduğunu, davalı --------- düzenleyerek sorumluluğu üstlenmiş olduklarını, müvekkili --------- gebeliği boyunca davalıların sigortalıları tarafından izlenmiş, çocuktaki ---- tanısının konamamış ve davac----- sendromlu doğmuş olduğunu, davalıların sigortalılarının özetle bilgilendirmeme, aydınlatılmış rıza almama, teşhiste kusur, ileri testleri önermeme, ultrason kullanımında ihmal, ultrason bulgularını değerlendirmeme,----- yapmama gibi kusurları olduğunu, hasta hekim ilişkisinin vekalet ilişkisine dayandırıldığını,--- kalıcı bir bozukluk olması nedeniyle davacıların maddi ve manevi zarara uğramış...

              UYAP Entegrasyonu