Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere dava konusu araçtaki davalı tarafça yapılan onarım ve hizmet ifası gizli ayıp niteliğindedir. Davacı söz konusu hizmetin ayıplı olduğunu iki kez aracı servise götürmesine rağmen arızanın giderilmemesi üzerine anlamış ve 10/08/2015 tarihinde gecikmeksizin ihtar çekmiştir ve ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Ayrıca söz konusu ayıpın ikinci kez servise götürülmesinden sonra anlaşılması ve her iki ifanın da ayıplı olduğunun ve araçtaki arızaların davalı şirketçe giderilmemesi sebebiyle ikinci kez servise götürme tarihi olan 07/08/2015 tarihinde ayıplı ifanın anlaşılması sebebiyle 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan süresinde davacı tarafça iş bu dava açılmıştır....

    ve dava konusu ayıplı cep telefonunun ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davalı vekili savunmasında, satım konusu makinanın imalat hatası nedeniyle ayıplı olduğunu ve makinanın kusurundan meydana gelen kaza sonucu 2 adet işçinin hayatını kaybettiğini, makinanın ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini için 2009/528 esas sayılı dava açıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının makina bedelini ödemediğini kabul ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı taraf satım konusu iş makinasının ayıplı olarak teslim edildiğini ve imalat hatası bulunduğunu beyan ettikten sonra, imalat hatası nedeniyle meydana gelen kazada zarara uğradıklarını, menfi tespit ve tazminat davası açıldığını bildirmiştir....

        AYIPLI MAL NEDENİYLE TAZMİNATZAMANAŞIMI 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 41 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 47 ] "İçtihat Metni" Davacı Abdulrezzak vekili Avukat Erhan tarafından, davalı M... Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. aleyhine 10.11.2004 gününde verilen dilekçe ile ayıplı mal nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 21.04.2005 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, ayıplı mal nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava zamanaşımından reddolunmuş, kararı davacı temyiz etmiştir....

          Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ...'tan almış olduğu su borularını ... Kaymakamlığı ... Köyü içme suyu ihalesi işinde kullandığını, boruların yeterli mukavemete sahip olmaması nedeniyle işi tamamlayamadığını, bu nedenle ödemiş olduğu su borusu bedeli ve işi tamamlayamamaktan kaynaklı zararının bulunduğu, diğer davalı ...'nin davaya konu su borularının imalatçısı olması nedeniyle sorumlu olduğunu iddia ederek müvekkilinin almış olduğu ayıplı su borusu nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Taraf iddia savunmaları, bilirkişi raporları ve dosya bir bütün olarak incelendiğinde taraflar arasındaki sözleşmeye göre 2/4/2003 tarihinde 36 ay kiralama ve sonucunda satın alma işlemi ile davacı şirket cihazın maliki olduğu , taraflar arasında düzenlenen 24/6/2013 tarihli sulh ve ibra protokolünde taraflar ayıplı mal veya ayıplı hizmet dahil tüm alacaklarından ve taleplerinden karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettikleri sulhe ibranın protokolünün çok geniş kapsamlı olduğunu, bu ibranını tarafları bağlayacağı kuşkusuz olduğundan maddi ve manevi tazminatın reddine, Maddi tazminat talepleri yabancı para cinsinde olduğundan yabancı paranın dava tarihindeki Türk Parası değeri üzerinden vekalet ücreti takdir edilmiş" şeklinde karar verildiği görülmüştür....

            Bilirkişi kurulu raporları ile yenilenmesi gereken ayıplı iş bedeli 543.708 TL olarak hesaplanmıştır. Asıl dava yönünden yapılan yargılama sonrasında; bilirkişi kurulu raporlarında ve yukarıda tespit edilen 543.708 TL ayıplı iş bedelinden, asıl davada talep edilen alacak miktarı olan 389.918,42 TL'nin mahsubu sonrasında asıl davada davacı tarafın alacak bakiyesinin (-153.781,58 TL) bulunmadığı, bu nedenle asıl dava konusu taleplerin yerinde olmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine karar vermek gerekmiş; davacı taraf alacağının tahsili yönündeki davalı hakkında başlattığı icra takibinde kötüniyeti kanıtlanamadığından asıl davada davalı tarafın kötüniyet tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, Ayıplı hizmet satışı nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesi ; taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığı ve eser sözleşmesi hükümleri uyarınca uyuşmazlığın çözümleneceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                Davacı yönetici, sitenin kat maliklerini temsilen avukatı aracılığı ile açtığı davasında, siteyi inşa eden davalı firmanın ortak mahallerde projeye aykırı ve eksik ve ayıplı imalatları nedeniyle oluşan zararın giderilmesi, projeye aykırılıkların giderilmesi için eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, esasa girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davacı yöneticinin kat maliklerini temsilen sitenin ortak mahallerindeki eksik ayıplı imalat ile projeye aykırılıklar nedeniyle tazminat davası açmak yetkisi yoktur.Davacı yönetici 634 sayılı kat mülkiyeti kanununa göre bu kanundan kaynaklanan davaları kat malikleri adına açma yetkisi vardır.Davalı firma yada onun haleflerinin satış sözleşmesine istinaden yüklenici/imalatçı firmaya karşı açılacak tazminat davalarını kat maliklerinin bizzat kendisi açabilir.Buna göre davacının aktif dava ehliyeti olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı...

                  Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı davasında, davalının aydınlatma armatürleri yaptığını, armatürlerin içerisine monte edilen komponentleri davacıdan satın aldığını, alınan komponentlerin arızalı olması sebebiyle müşterilerinden iade aldıklarını, durumu 09/10/2013 tarihinde davacı tarafa da bildirdiklerini, davacı tarafın ürünlerdeki ayıbı kabul ettiğini ve misli ile değiştirmeyi teklif ettiğini, davalının misli ile değiştirme teklifini reddederek sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, konponentlerin tamamının ayıplı çıkması nedeniyle armatürlerin tamiri yoluna gidildiğini, bu nedenle davalının zararı oluştuğunu belirterek sözleşmeden dönme hakkını kullandıklarını ve ayıplı ürün bedeli olan 32.834,50-TL nin iadesi ve cari hesapta takas ve mahsubunu talep ettiklerini, ayıplı çıkan mallar nedeniyle oluşan zararları için de 15.000,00-TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın karşı dava olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu