Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür." denilmektedir. Anılan kanun hükümleri gereğince davacının dava konusu araçtaki ayıplı hizmet sebebiyle araç satış sözleşmesinden dönerek dava konusu aracı dava dışı araç sahibine aynı bedelle iade ettiği ve sözleşmeden dönme hakkını kullandığı anlaşılmaktadır....

    ---sözleşmesine uymamak nedeniyle, davalı ----ise davalı ... adına davacının --tahsil ettiği ancak karşılığında ürün veya hizmet sunmadığı için davcıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmakla; davacı tarafın maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Birleştirilen davada, davacı vekili, makine bedeli olarak 36.000,00 USD kararlaştırılan tutardan makinenin ayıplı olması nedeniyle indirim yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, makinenin ayıplı olmadığını, davacının makineyi muayene ederek satın aldığını, müvekkiline ayıp ihbarı yapılmadığını, teslimden iki ay sonra yapılan tespit ile belirlenen zararın davacının kullanım hatasından kaynaklandığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

        Ltd.Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Takip dosyasına yönelik itirazda borcun bulunmadığı itirazının yanı sıra satılan ipliklerin ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığı ve tazminat hakkının saklı tutulduğunun beyan edildiğini, satılan ipliklerin ayıplı olması nedeniyle müvekkilinini zarara uğradığını, ayıp ve uğranılan zararların çeşitli tarihlerde satıcıya bildirilmesine rağmen sonuç alınmadığını, taraflar arasındaki yazışmalardan ayıp ve gecikmenin satıcıya bildirildiğinin açık olduğunu, geç ve ayıplı teslim nedeniyle müvekkilinin zararının açık olmasına rağmen kendi edimini yerine getirmeyen davacının, müvekkilinden satım bedelini talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan edimini ifa etmesini isteyemeyeceğini; davacının ayıplı ürün tesliminin yanı sıra teslimi de süresinde yapmadığını, bu nedenle müvekkilinin 18.03.2016 tarihinde davacıya gönderdiği e posta ile 95.000,00 Euro tutarında işini kaybettiğini...

          HMK 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ; dava, ayıplı hizmet iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 1- Davalı tarafın maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin, karar kesinlik sınırı altında kaldığından, HMK 341, 346 ve 352/1- b maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Tarafların manevi tazminata ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; Davacı ile davalı arasında fotoğrafçılık hizmeti için Fotoğrafçılık Hizmet Sözleşmesi ve Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda ; kına ile ilgili olarak, bahse konu taşınabilir beleğin farklı sebeplerden dolayı kullanılamaz hale gelmesinde (kayıp, çalıntı, yangın, su baskını vb) teknik sorunlar veya kullanıcı hatasından arıza yaptığının tespit edilemediği....

          Bilirkişi raporunda tespit edilen ve hesaplamaya dahil edilen ayıplı işlerin tespit föyünde yer almadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 21.02.2010 tarihli konut tespit föyünde yer verilmeyen ve davalıya bildirilmemiş olan açık ayıplı işler yönünden davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilemez. Bu itibarla davacı süresinde davalıya ihbar edilmeyen açık ayıplı işler nedeniyle tazminat talep edemeyecektir. Hal böyle olunca mahkemece bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak davacı tarafından tespit föyü ile davalıya bildirilen açık ayıplarla sınırlı olarak hesaplama yapılmak suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

            Ancak zararın davalıdan tazminine karar verilebilmesi için öncelikle zararın davalının ayıplı hizmet ifasından kaynaklandığının kesin olarak ispatlanması gerekir....

            Eldeki davada, davacıya ait aracın kasko sigortası ile davalı şirket nezdinde sigortalandığı, kaza geçiren araç tamirinin davalı sigorta şirketi tarafından diğer davalılara yaptırıldığı, ancak ayıplı ve eksik tamir nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili her ne kadar davacının "Tüketici" olmadığını beyan etmişse de, kaza geçiren araç davacının ticari ve mesleki faaliyetlerinde kullandığı bir araç değil özel aracıdır. Aracın trafik kayıtlarında "Hususi" araç olduğu yazılıdır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın hem eser, hem de kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın açıldığı 13/01/2015 tarihi itibarıyla 6502 sayılı kanunun yürürlükte olduğu ve bu sözleşmeler 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığından, tüketici işlemi niteliğindeki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1....

              "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince davalıdan satın alınan çatı kaplama malzemesinin dava dışı müşterisi ...’ın evinde kullanılmış ise de, bu malzemenin ayıplı olması nedeniyle müşteri tarafından müvekkili aleyhine tazminat davası açıldığını ve sonucunda müvekkilinin sorumlu olduğuna hükmedilerek fer’ileriyle birlikte 7.527.60.-YTL.nin müvekkilinden tahsil edildiğini, sonrasında davalıya ihtar edilmiş olmasına rağmen bu meblağın müvekkiline ödenmediğini belirterek ödemeye konu 7.527.60.-YTL.nin ödeme tarihi olan 18.06.2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Somut olayda, ürünlerin ayıplı olması nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece, olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak bu kalem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Bedel iadesine karar verilen davada, bilirkişi raporuna ve Mahkeme kabulüne göre imalat hatası ayıplı ürünlerin davacının ihtarnamesine rağmen davalı firma tarafından alınmadığı ve karar tarihi itibarıyla davacıda olduğunun anlaşılması karşısında; bu ürünlerin iadesine ve iade tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken iade konusunda karar verilmemesi ve dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu