Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gazetesinde ".... ... ...'' başlıklı haberde, davalının, müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, hakaret kastı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu yazıda eleştiri sınırlarının aşıldığı, kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir....

    Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesi neticesinde; mahkemece verilen hükmün gerekçesinde erkeğin hakaret ve küfür eylemleri nedeniyle kadın lehine manevi tazminata hükmedildiği belirtilmiş, dairemizce temyiz talebinin incelenmesi sonucunda verilen onama-bozma ilamında erkeğe yüklenen hakaret ve küfür eylemlerine kadın tarafından dilekçeler aşamasında dayanılmadığından erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği belirtilmiş ve erkeğin başkaca manevi tazminatı gerektiren kişilik haklarına saldırı niteliğinde kusuru bulunmadığı halde kadın lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğu yönünde bozma yapılması doğru değildir. Ne var ki, bu hususun ilk incelemede gözden kaçtığı anlaşılmaktadır. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2)....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/05/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... Milletvekili olan davalının, ...'nda 24/03/2011 tarihinde yaptığı ve ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Ancak bozma sonrası takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları, bozmadan beklenen amacı sağlayıcı nitelikte değildir. Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve davacının kişilik haklarına yapılan saldırı nazara alındığında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

          O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, BK m. 42,43, 44,49) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu yön dikkate alınmadan, "kadının kişilik haklarına saldırı olmadığı" gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

            Sözü edilen hükme göre, "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir." Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf iş şartlarının esaslı bir şekilde değiştiğini ve gerekli çalışma koşullarının sağlanmadığını, çalışma şartlarına daha fazla dayanamadığını ve işten ayrıldıktan sonra ekonomik kaygılar sebebiyle işsiz kalmamak için istifa dilekçesi imzalamak zorunda kaldığını, bu sürecin manevi yönden sarstığını iddia etmiş ve bu nedenlerle manevi tazminat talebinde bulunduğunu belirtmiştir. Mahkemece her ne kadar kararda, “manevi tazminat isteminin de mobbing nedeniyle kısmen kabulü gerektiği” şeklindeki gerekçesiyle davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, manevi tazminatın istenebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmiş ve buna yönelik bir saldırı gerçekleşmiş olması gerekir....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadının ziynet ve eşya alacağı davasının iş bu dava dosyasından 20.01.2012 tarihli celse tefrik edildiğinin anlaşılmasına göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK.md. 174/2). Mahkemenin boşanma sebebi olarak kabul ettiği olaylar, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek davalı erkekten kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır....

                ın sorduğu sorulara kitabın yazarı diğer davalı ...’nın verdiği yanıtların Posta gazetesinin 16.12.2007 günlü sayısında “Kadınlık dersi eğreti erkekten” başlığı altında yapılan yayında davacının sürekli bekareti ile övündüğü belirtilmekle birlikte burada kullanılan ifadelerin içeriği gözetildiğinde onun kişilik haklarına saldırı oluşturduğu kabul edilmeli ve davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken istemin tümden reddi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/11/2015 gününde verilen dilekçe ile internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının facebook hesabından müvekkiline hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, bu nedenle ... 17....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu