Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, dava konusu taşınmazların maliki olan Milli Emlak Müdürlüğü'nün adı geçen dava dosyasına gönderdiği yazı cevabında talep edilen yıllara ilişkin davacılar adına ecrimisil tahakkuk ettirildiğinin bildirilmesi karşısında davacıların zarar bedelini isteme haklarının bulunduğunun kabulü gerekirken yerel mahkemece yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. İşin esasına girilerek davacıların zarar kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    (Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan Erdem, Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 4. Bası, s. 520-523; Sedat Bakıcı, Ceza Hukuku Özel Hükümleri 1, Ankara 2008, s. 934; Erdal Noyan, Hırsızlık Suçları, Ankara 2007, s. 396; Ali Parlar, Muzaffer Hatipoğlu, Türk Ceza Kanunu Yorumu, Ankara 2007, c. 2, s. 1318) Kanun koyucunun, 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde "Tek başına iade ve tazmine" değil, "Pişmanlık sonucu iade ve tazmine" önem verdiği madde ile ilgili meclis komisyonunda yapılan görüşmelerde kullanılan ifadelerden açıkça anlaşılmaktadır....

      14.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi gereğince hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükmünün temyizi mümkün olmadığından sanık ve ... müdafiinin temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, III-... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Sanık hakkında kurulan hükümde TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanması hususunda bir karar verilmemişse...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesine göre sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi için, iade ve tazminin en geç hüküm verilmezden önce gerçekleştirilmesi gerektiği, kısa kararın açıklandığı 03.12.2015 tarihli duruşmada katılanın “halen param ödenmedi, şikayetçiyim” şeklinde beyanda bulunduğunun ve tazmine ilişkin dilekçenin 08/12/2015 tarihinde sunulduğunun anlaşılması karşısında; etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2006 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 21.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında gösterilen gerektirici nedenlere özellikle 06.09.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesinden borçlunun kusuru sebebiyle, alacaklı hakkını tamamen elde edemediğinden hükmedilen miktarı tazmine BK. m.96 uyarınca davalı zorunlu bulunmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA...

            Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tâbi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir....

              Zira metinde geçen "bizzat pişmanlık göstererek" ibaresi, düzenlemenin "tek başına iade ve tazmine" değil, "pişmanlık sonucu olan iade ve tazmine" önem atfettiğinin açık göstergesidir. Kanun koyucunun da "tek başına iade ve tazmine" değil, "pişmanlık sonucu olan iade ve tazmine" önem verdiği madde ile ilgili görüşmelerde kullanılan ifadelerden açıkça anlaşılmaktadır. (Tutanaklarla Türk Ceza Kanunu, Adalet Bakanlığı Yayın İşleri Dairesi Başkanlığı, ... 2005, s. 616). Bu açıklamaların sonucu olarak; iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, eşyanın failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu veya kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçirilmiş olması gibi hallerde, failin gerçek anlamda pişmanlığından söz edilemeyeceğinden, TCK'nın 168. maddesinin uygulanma şartları oluşmayacaktır....

                Davacı, maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı üzerinde kurulu üç katlı binanın dış cephesine davalı tarafından 1993 yılında başka binalara telefon hattı çekmek için telefon kablosu döşendiğini, telefon kablolarının binanın görünümünü olumsuz etkilediğini ve çevreye görüntü kirliliği oluşturduğunu, ayrıca kabloların binaya monte edilebilmesi için binanın birçok yerden delindiğini ve maddi zarara uğradığını ileri sürerek davalıya ait telefon kablolarının dava konusu taşınmaz üzerinden alınarak müdahalenin sona erdirilmesine ve haksız kullanım nedeniyle 15.000 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                  kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine, birleştirilen 2013/640 Esas sayılı dosya ise maddi hatanın düzeltilmesi talebine ilişkindir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın husumet yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu