Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN 1-Davacı ......’in trafik kazasından kaynaklı MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE, a)Davacının 619 TL tedavi giderinin,10TL ulaşım giderinin, 10 TL Bakım Giderinin, 893,80 TL geçici iş göremezlik giderinin ve 24.726,09 TL araçta oluşan maddi zararının davalı .....’den olay tarihi olan 18.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı .... Sigorta A.Ş. (........

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/417 ESAS - 2022/531 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Yerel mahkemenin 2022/267 Esas sayılı dosyasında davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, UBGT ücreti, fazla mesai ücreti, icra dosyasına ödemelerin gecikmesinden/yapılmamasından kaynaklı maddi tazminat talebinde bulunduğu, ancak dosyaya sunulan arabuluculuk son tutanağında dava konusu maddi tazminat alacağının yer almadığı görülmüş, dosyanın 28/11/2022 tarihli duruşma tutanağında, maddi tazminat ücretine ilişkin arabuluculuk başvuru formunda bir talep bulunulmadığı ve arabuluculuğa konu yapılmadığı anlaşılmış, icra dosyasına ödemelerin gecikmesinden / yapılmamasından kaynaklı maddi tazminat ile ilgili açılan dava tefrik edilerek yerel mahkemenin 2022/417 Esas sırasına kaydı yapılmıştır....

    Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat talebinden dolayı sorumluluklarının bulunmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 5. Davalı ........... Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü geçtikten sonra açıldığını, kurum aleyhine dava açılmadan önce başvuru yapılması gerektiğini, davacının geçirdiği kaza nedeni ile yasadan kaynaklı tüm tedavi giderlerinin karşılandığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6. Birleşen dava yönünden davalı .............. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının başvuru şartlarını yerine getirmediğini, ............ TL tedavi gideri teminatı bulunduğunu, poliçede bakiye teminat kalmadığını, ayrıca ................

      ndan; birleşen davada 3.000,00 TL maddi tazminatın davalı ... şirketinden; diğer birleşen davada davacı ... için 3.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan (manevi yalnızca Sağlık Bakanlığı'ndan) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında asıl ve birleşen davadaki maddi tazminat talebini toplamda 109.298,23 TL'ye; diğer birleşen davadaki maddi tazminat talebini toplamda 142.869,64 TL'ye yükseltmiştir. Davalılar, ayrı ayrı davaların reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; asıl ve birleşen davanın kabulü ile 109.298,23 TL geçici ve sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın davalılardan, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50, 54/1- 3, 55 ve 56 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir....

        Davacı kart hamili kullandığı kredi kartının usulsüz olarak kullanıma kapatıldığını bu nedenle manevi üzüntü duyduğunu ve maddi olarak da zarara uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur. Dava 14.06.2012 tarihinde açılmış olup anılan tarihte yürürlükte bulunan 5464 sayılı Yasaya tabidir. Anılan Yasanın 44/1 maddesi “Bu kanunun uygulanması da ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde 4077 sayılı yasanın 22 ve 23. maddeleri uygulanır." hükmünü içermektedir. Bu durumda davanın tüketici mahkemesinde açıldığı ve her iki tazminat talebininde 5464 sayılı Yasadan kaynaklandığı gözetildiğinde uyuşmazlığın tamamı yönünden inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken maddi tazminat talebi yönünden mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

          İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasadan kaynaklanmaktadır. İşçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının türüne göre manevi tazminat davasındaki kıstaslardan farklı kıstaslara dayanan ayrı bir hesap yapılması gerekir. Bu durumda; her iki dava için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar birbirinden tamamen farklıdır. Her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri doğru görülmemiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07.02.2007 tarihli kararı da bu yöndedir. Mahkemenin bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş; her iki davayı ayırmak ve yargılamayı birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmaktan ibarettir....

            Köyü 148 ada 199 parsel sayılı 13.960 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. ......ve arkadaşları tarafından açılan dava sonucu ... Kadastro Mahkemesinin 1994/1021-1524 sayılı kararı ile davanın reddine, 148 ada 199 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar ... ve ... vekili; müvekkillerinin ... Köyünde bulunan 148 ada 199 parselin bir bölümünü ......ve ... ...’dan satın aldıkları, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca tahdit dışına çıkarılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca 6 aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre yapılan kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları 16.05.2011 - 15.06.2011 tarihleri arasında ilân edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca tesis kadastrosu çalışmaları 12.08.2011 - 12.09.2011 tarihleri arasında ilân edilmiştir. 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde gereğince yapılan kadastro çalışması vardır....

                Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz" (TMK m. 175) ve “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." (TMK m. 174/1,2) denilmek suretiyle madde metinlerinde kusur unsuruna açıkça yer verilmiştir. Belirtilen kusur unsurunun; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların kusur durumunu yorumladığı şüphesizdir. Boşanma davasının eki niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerine ilişkin uygulamada; isteklerin tümü yasadan kaynaklı birbirlerinin eki niteliğinde bulunduklarından boşanma kararı ve boşanmanın fer'ilerine ilişkin kararlar, hükmün gerekçesiyle ve de gerekçede belirlenen "Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların kusur durumu" ile birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar....

                  UYAP Entegrasyonu