Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesinin 08/04/2021 tarihli ara kararı ile; davanın haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine yönelik olduğu, salt para alacağına ilişkin davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin 6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddeleri kapsamında olanaksız olduğu kanaatiyle, davacı tarafın ihtiyati tebdir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 28.02.2021 tarihli aktüerya bilirkişisi raporu ile müvekkillerinin maddi tazminat alacağının 273.523,44 TL olarak hesaplandığını, davalılar hakkında dava dışı sigorta şirketi tarafından açılmış ve halen derdest rücu davası bulunduğunu, ayrıca yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin gerekçesinin hatalı olduğunu belirterek, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/500 Esas sayılı ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

Davacıların, iş bu davada şimdilik maddi tazminat olarak talep ettiği 220,00 TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalılar tarafından da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi talep edilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla somut olayda maddi tazminat talebi bakımından da ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış, maddi tazminat bakımından da ihtiyati haciz uygulanması mümkün görülmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasının ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda, istinaf incelemesi sırasında istinaf başvurusunun...

Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmeden talep tedbir imiş gibi tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de, davacıların murisinin 05/10/2020 günlü trafik kazasında vefat ettiği, kazanın oluşumunda, dosyadaki mevcut kaza tutanağına ve delil durumana göre davalı sürücünün de kusurlu olduğu anlaşılmakla bu itibarla geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş olup, ekli belgelere göre bir miktar tazminat alacağının doğduğu kabul ihtimal ve ispat dahilinde olduğundan, maddi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kabulü gerekirken, reddi doğru görülmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir....

Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat, haksız şikâyet ve haksız ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı tarafından ... 2....

    MAHKEME KARARI Mahkemenin ilk kararı ile davalıların ihtiyati tedbir kararı aldıkları davanın reddedildiği ve kesinleştiği, dolayısıyla ihtiyati tedbirin haksız olduğu, davacılardan ... adına kayıtlı olan taşınmazın satılarak şirkete sermaye olarak konulmasının teknik olarak mümkün olduğu ve bu davacı açından maddi tazminat koşullarının gerçekleştiği, davacıların manevi tazminat talebi ile davacı şirketin maddi tazminat talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesiyle bu tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....

      Eldeki davanın konusu, haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davalıya ait mal varlıkları ile ilgili değildir. Somut olayda, maddi ve manevi tazminat ödetilmesi istemi ile açılan davada talep konusu mal, hak ve alacaklar uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

      İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından 14/07/2020 tarihinde sunulan istinaf dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak ihtiyati tedbir koşullarının oluşmasına rağmen mahkemece hatalı olarak taleplerinin reddedildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, otel hizmetinin ayıplı ifasından kaynaklı zararın giderilmesine ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlidir. Davacı vekilince ayrıca maddi ve manevi tazminat taleplerini karşılamaya yeter miktarda davalıların mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

        Haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle zarara uğrayan tarafın açabileceği tazminat davası 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda açıkça düzenlenmemiştir. Ancak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 399. maddesi hangi hallerde tazminat yükümlülüğünün doğacağını açıkça hükme bağlanmıştır. 6100 sayılı HMK'nın "TAZMİNAT" başlıklı Madde 399 "(1)Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. (2)Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. (3)Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar." hükümlerine amirdir....

          HD nin T.C. 2014/1150 esas 2014/1621 karar sayılı, 2014/9434 esas 2014/13476 karar sayılı ilamları) Yasal düzenleme uyarınca ihtiyati haciz kararı için maddi ve manevi ayrımı yapılması konusunda bir ayrım yoktur. Davacı hem maddi varsa hem de manevi tazminat talebi için ihtiyati haciz talebinde bulunabilmesinde yasal engel yoktur. Bu durumda mahkemece, Trafik Tespit Tutanağı, ceza dosyası içeriği, mevcut delililer ile tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacıların ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde değildir 2- İhtiyati tedbire ilişkin itirazın incelenmesinde: İhtiyati tedbir hukukumuzda geçici hukuki koruma olarak düzenlenmiştir....

            UYAP Entegrasyonu