Buna göre Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar arabuluculuk kapsamı dışında tutulmuştur. Burada dava konusu uyuşmazlığın Tüketici Hakem Heyetinin görevi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerekecektir. Dava menfi tespit isteğine ilişkin olup İİK.m.72'ye çözümlenecektir. İİK.m.72 "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. " şeklindedir. Buna göre menfi tespit istemlerinin dava olduğu ve mahkemelerce çözümleneceği yasa gereğidir. Tüketici Hakem Heyetleri mahkeme niteliğinde olmadığı gibi vereceği kararların da ilam niteliğinde olmadığı ancak ilamlar gibi takibi yapılabileceği dikkate alındığında iş bu menfi tespit davasının, Tüketici Hakem Heyeti görevi kapsamına girmediğinden zorunlu arabuluculuk şartının istisnası olduğu söylenemez....
İİK 72. maddesi gereğince ihtiyati talep eden geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığının yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.İcra ve İflas Kanununun 72/2. maddesine göre, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir sadece icra takibinden önce açılan bir menfi tespit davası olması halinde verilebilecek bir tedbir olup, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemez. Menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması durumunda ise ancak İİK 72/3. maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir verilebilir....
Esas sayılı dosyası ile görülen menfi tespit davası ile aynı nedene ve konuya dayalı olduğu, davanın tarafları aynı olduğu bu haliyle davaların biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunduğu sabit olduğundan; Mahkememizin işbu dava dosyası ile ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/... Esas sayılı dosyasında delillerin birlikte toplanması ve değerlendirilmesinin usul ekonomisi gereği olduğundan Mahkememiz dosyasının HMK 166/1 maddesi gereğince ilk açılan dava olan ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/... Esas sayılı dava dosyasında birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekili tarafından açılan DAVANIN bağlantılı olması nedeniyle HMK 166/1 maddesi gereğince daha önce açılan ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/......
Esas numaralı ara kararında özetle; İİK'nın 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verildiği görülmüştür....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurunun zorunlu olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle, mahkemenin görevsizliği ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir....
Kural olarak, borçlu tarafından İİK’nun 72/3- 4. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar. Kararda tedbirin kalktığının açıkça belirtilmesine ve ret kararının kesinleşmesine gerek yoktur. Menfi tespit davasının reddi kararını istinaf eden borçlu, icranın geri bırakılmasını da isteyemez, yani borçluya bu halde İİK 36. Madde gereği mühlet verilmez, çünkü menfi tespit davasının reddi kararı eda hükmü içeren bir ilam değildir(Baki Kuru, İcra İflas El Kitabı,s.375). Menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme borçluyu alacaklının ihtiyati tedbir dolayısı ile alacağını geç almış bulunmasından doğan zararı için asgari %20 tazminata mahkum eder....
Elde görülmekte olan menfi tespit davası icra takibi kesinleştikten sonra açılmış menfi tespit davası niteliğindedir. İcra hukuk mahkemesinde yapılan yargılama icra takibinin devamı niteliğindedir. İcra hukuk mahkemesinin tahliye kararı icra dosyasına sunulmakta ve aynı dosyada tahliye talep edilmektedir. O halde menfi tespit davasını gören mahkemece, ihtiyati tedbir talebi kabul edilecek ise HMK.'nun 389.maddesi uyarınca yalnızca tahliyenin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmeyip, İİK.'nun 72/3.maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi ve tahliyenin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbire karar verilmelidir. Mahkemece İİK.'nun 72/3.maddesine aykırı olarak icra takibi, para alacağı ve tahliye birbirinden ayrı değerlendirilerek yalnızca tahliye yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca, açılan menfi tespit davasında İİK.'...
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin durdurulması yönündeki talebin reddine dair Mahkeme kararının istinafen incelenmesinden ibarettir.Eldeki dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK'nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır....
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacının talebi icra takibinden sonra açılan menfi tespit dosyasında tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına yönelik olması nedeniyle kanun hükmünün açıkça icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilemeyeceği yönündeki düzenleme kapsamında mahkemenin ret kararı vermesi yerindedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; "...Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması kararına itiraza ilişkindir. Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK'nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi durdurulabilir. Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası gibi, Cumhuriyet Savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 tarih 2014/12- 1128 E., 2016/774 K....