Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna rağmen, Mahkemece, hukuki nitelendirmede hata yapılarak davanın İİK'nın 72. maddesi kapsamında açılan bir menfi tespit davası olduğunun kabulü ile yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür. O halde, Mahkemece, davanın, İİK'nın 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu dikkate alınarak, tarafların delillerinin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda esastan nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir....

    Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada mahkemece davanın İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK'nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK'nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır....

      Hukuk Dairesi 2023/676 esas, 2023/573 karar sayılı ilamları ile "Dosyanın finans işleri ile görevlendirilen mahkemenin görev tanımında olmadığı halde, ihtisas mahkemesine gönderilmesi yerinde görülmemiştir" denilerek kaldırıldığı dikkat alındığında, dosyanın İİK 72 maddeleri kapsamında açılan menfi tespit davası olarak genel mahkemelere tevzi edilmek üzere İstanbul Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Dosyanın İİK 72 maddeleri kapsamında açılan menfi tespit davası olarak genel mahkemelere tevzi edilmek üzere İstanbul Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 19.06.2023 Başkan ... E-imzalıdır Üye ... E-imzalıdır Üye ... E-imzalıdır Katip ... E-imzalıdır...

        Maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu kabul edilerek yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davalıların takip borçlusu olduğu, İİK'nın 89. Maddesine göre açılan davalarda husumetin takip alacaklısına yöneltilmesi gerektiği değerlendirmesi ile pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır....

          Davada diğer talep olan davacının çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinin yani menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı hususuna gelince, menfi tespit davasında davacı, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemekte, buna karşın davalı taraf davacının borçlu olduğunu savunmaktadır. Netice itibarıyla mahkeme menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitini yapacaktır. Şu halde menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup 7155 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında arabulucuya başvurmak dava şartı ise de arabuluculuk dava şartına tâbi olmayan çek istirdadı davası ile birlikte açıldığından eldeki davada menfi tespit talebi de arabulucuk dava şartına tâbi olmayacaktır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Mahkememiz nezdinde açılan dava konusunun, davacı tarafından ileri sürülen "menfi tespit" talebi olduğu anlaşılmaktadır. Menfi Tespit Davası; davalı tarafından varlığı iddia edilen bir "hukuki ilişkinin mevcut olmadığının" veya "mevcut bulunan bir alacağın, ödeme, ibra, takas vb. bir nedenle sona erdiğinin" tespiti için açılan davadır....

              Asliye Ticaret Mahkemesince, emsal kararlar gerekçe gösterilerek "...İİK 89 maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında görevli mahkemenin Asliye hukuk mahkemeleri olduğu yüksek yargı kararlarıyla kabul edilmiş ve bu davaların ticari dava olmadığı, davacı ve davalı takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklı olduğu benimsenmiştir. Mahkememizde açılan davanın TTK'nın 4. ve 5. maddeleri kapsamında "ticari dava" olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu..."denilmek suretiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Dava İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır....

                Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 31/08/2023 KARAR TARİHİ : 04/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Dairesi ... E sayılı dosya kapsamında müvekkilin babası borçlu ...'...

                  Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmayacağı gibi mahkemece ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Ancak davacı/borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’nden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi (yani icra takibinin beşinci safhası olan paranın alacaklıya ödenmesi safhasını durdurmak) için ihtiyati tedbir karar verilebilir (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 53). Bu durumda, icra takibinden sonra açılmış işbu menfi tespit davasında ancak İİK'nın 72-(3) maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun dışında, takibin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbire hükmedilemez....

                    Mahkemece menfi tespit davası yönünden verilen red kararı sonucu itibariyle doğru olmakla birlikte, itirazın iptali davası ile birlikte görülen menfi tespit davasında, davacının hukuki yararının olmadığı gözetilerek menfi tespit davasının reddi ve buna bağlı olarak davalı lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken, davalı lehine nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş ise de; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve hakimin takdir yetkisi kapsamında kalmadığından hükmün HUMK.438/VII, C.2 hükmü ile 6100 sayılı yasanın 370/2, ek 3/1 maddesi gereği düzeltilerek onama karararı verilmesi gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu