Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu kapsamda; taraflar 27.09.2022 tarihli duruşmaya davet edilmekle, Yargıtay ilamına ilişkin beyanları alınmış ve mahkememizce söz konusu Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, Yargıtay aşamasında kesinleşen alacağa ilişkin hüküm korunmakla, ilam kapsamında; davacının menfi tespit iddiasına konu 13.06.2011 tarihli 25.595,41-TL bedelli faturayı defterlerine kaydettikten iki buçuk ay sonra iade ettikleri görülmekle, ilgili faturanın benimsenerek deftere kaydedilmesi nedeniyle işbu faturaya ilişkin menfi tespit iddiasının dinlenmesi mümkün olmadığından, davacının menfi tespit davasının reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

    Mahkemece, davacının kamu tüzel kişisi olduğu, yaptığı kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğunun özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, görev ve yetkilerini kullanırken oluşan zararların niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu zararların tazmini amacıyla İYUK'nın 2. maddesi gereğince idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği, somut olayda belediyenin yağmur suyu hattı geçirilmesi kapsamında ihale etmiş olduğu iş nedeniyle oluşan zarardan idare aleyhine idari yargıda tam yargı davası açılması gerekirken, davacı aleyhine doğrudan icra takibi başlatıldığı, davacının ise eldeki menfi tespit davasını açtığı icra takibine süresi içinde itiraz edilmemiş ise adli yargıda açılan menfi tespit davasının yargı yoluna ilişkin kuralları bertaraf etme sonucunu doğuracağından dinlenmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir....

      Böyle bir ayrım yapılmasının en önemli nedeni açılacak menfi tespit davasında davacı borçlunun icra takibini ihtiyati tedbir yoluyla durdurabilip durdurmayacağıdır. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında davacı borçlu devam eden takibi ihtiyati tedbirle durduramamakta sadece %15 teminat ödeyerek icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesini ihtiyati tedbirle önleyebilmektedir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında hukuki yararın belirlenmesi icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına göre daha kolaydır....

        Mahkemece davanın reddine ilişkin karar davacı tarafın temyizi üzerine dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu 8.12.2005 tarihli ve 2005/11958-18163 esas ve karar numaralı bozma ilamı ile 4077 sayılı kanunun 10. ve 10/A maddesi kapsamında olan dava konusu kredi sözleşmesi nedeniyle aynı yasanın 23/1.maddesi hükmü uyarınca bu tür kredi sözleşmeleri nedeniyle ortaya çıkacak uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görülmesinin gerektiği belirtilerek görev yönünden kararın bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulduğunun belirtilmesine rağmen sonradan yürürlüğe giren 5464 sayılı kanun hükümlerine göre bu tür uyuşmazlıklarda genel mahkemenin görevli olduğundan bahisle davaya genel mahkeme olarak bakarak davacının 4822 sayılı kanun kapsamında başvurusu olmaması da gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında düzenlenen kredi kartı sözleşmesinin 4077 sayılı kanunun 10.ve 10/A maddesi kapsamında kaldığı ve bu tür sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklara tüketici mahkemesinin...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Talep, menfi tespit talepli davada satışın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. maddesi uyarınca inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde re'sen gözetilecektir. Dava, ipotekli icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK’nın 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü bulunmaktadır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Talep, menfi tespit talepli davada satışın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. maddesi uyarınca inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde re'sen gözetilecektir. Dava, ipotekli icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK’nın 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü bulunmaktadır....

          Talep; menfi tespit davası sırasında İİK 72. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulması talebine ilişkindir. İcra ve İcra ve İflas Kanun'unun 72/3. maddesinde, “....icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve göstereceği teminat karşılığında mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir...” düzenlemesi bulunmaktadır. İİK 72. maddesindeki düzenlemeye göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra işlemlerini durdurmayacağı, verilen ihtiyati tedbir kararının sadece icra veznesine yatan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde olabilecektir. Mahkemece İİK'daki özel düzenleme nedeniyle karar verilmiştir....

            Talep; menfi tespit davası sırasında İİK 72. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulması talebine ilişkindir. İcra ve İcra ve İflas Kanun'unun 72/3. maddesinde, “....icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve göstereceği teminat karşılığında mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir...” düzenlemesi bulunmaktadır. İİK 72. maddesindeki düzenlemeye göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra işlemlerini durdurmayacağı, verilen ihtiyati tedbir kararının sadece icra veznesine yatan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde olabilecektir. Mahkemece İİK'daki özel düzenleme nedeniyle karar verilmiştir....

            İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....

              İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....

              UYAP Entegrasyonu