Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, İ.İ.K. nun 89. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davasına ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 4..Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 4.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine , 13.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 06/09/2022 KARAR TARİHİ : 08/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; ... 32. İcra Müdürlüğü'nün 2022/5137 esas sayılı dosya üzerinden müvekkili ...’e 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili tarafından haciz ihbarnamelerine 1. haciz ihba namesine itiraz edilmiş olup süresinde yapılmadığı için, 2. haciz ihbar namesine itiraz süresi içinde covid 19 olması sebebiyle süresi içinde devlet hastanesinin vermiş olduğu sağlık raporu ile 2. haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini, ancak 32....

      Bilindiği üzere icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemeler genel yetki kuralına göre belirlenecektir. 6100 sayılı HMK'nin 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Dava çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, dava konusu çekin incelenmesinde, keşide yerinin İstanbul olduğu, muhatap bankanın ... olduğu görülmüştür. Dava, takipten önce açılmıştır. Takipten önce açılan menfi tespit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulanır. İİK'nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tespit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Dava, dava konusu çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava tarihinden önce girişilmiş bir icra takibine rastlanılmamıştır....

        kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu belirtilerek hak düşürücü sürenin geçtiği sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu,-Menfi tespit davalarının banka hesaplarına konulan hacizler sebebiyle ödeme yapıldığı için istirdat davasına dönüştüğünü, davalarının konusunun İİK 89/3 kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu kabul edilse bile huzurdaki davanın istirdat davasına dönüştüğünden artık hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceğini, kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          İş bu menfi tespit davası ile davalı tarafından açılan itirazın iptali davasının, taraflar arasında imzalanan Montaj Sözleşmelerinden kaynaklandığı anlaşılmakta olup, itirazın iptali davasına konu alacağın, sözleşme kapsamında oluşan açık hesap alacağı olduğu, menfi tespit davasında da, yine aynı sözleşme kapsamında verilen senetlerden borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği nazara alındığında, her iki dava arasında HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunduğu tartışmasızdır. Öte yandan İcra Hukuk Mahkemesinin dar yetkili olmasına ve kanunda gösterilen istisnalar dışında verilen kararların kesin hüküm teşkil etmeyecek bulunmasına göre, HMK 114/1-ı bendindeki, aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmamasına ilişkin koşul sağlanmış olduğundan dava şartı yokluğundan söz edilemez....

            İİK’nun 72’nci maddesinin 2’nci ve 3’üncü fıkralarına göre, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.-İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” Bu hükümde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulabileceği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine giren paranın takip alacaklısına ödenmemesine karar verilebileceği öngörülmüştür....

            İİK'nun 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında davacı ile davalı takip alacaklısı arasında doğrudan ticari ilişki bulunmadığından TTK'nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari davadan söz edilemeyecektir. Bu itibarla davanın HMK'nın 2.maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. İlk derece mahkemesince farklı gerekçelerle Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir." gerekçesi ile İİK'nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/2171 Esas, 2022/168 K....

              İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece 03.01.2023 tarihli ara kararı ile; dava menfi tespit davası olup, menfi tespit davalarında ihtiyati tedbirle ilgili İİK'nın 72. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında özel düzenlemeler mevcut olduğu, 3. fıkrada "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

                Bilindiği üzere İİK'nın 72.maddesi kapsamında takipten sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasının mümkün olmadığı, ancak icra veznesine girecek paranın ödenmemesine yönelik tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle açılan takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararının reddine yönelik mahkeme kararında dosya kapsamı ve mevcut delil itibariyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, yerel mahkemece kabul edilen tedbir kararında teminat alınmış olmasının ise yerel mahkemenin takdirinin yasa ve usul kapsamında olması nedeniyle bu yöne yönelik istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Bütün bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                Menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu