Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalı bankanın ......... şubesi müşterisi olup, burada bulunan hesabına 5549 sayılı suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi hakkındaki kanunun 19/a maddesi uyarınca konulan blokenin bankanın keyfi uygulaması sonucu olduğu iddiasına dayalı olarak hesapta bulunan paranın tahsili talebiyle başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiş olup, davalı tarafça süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde davacı hesabına konulan blokenin şube işlemi olmayıp, bankanın genel müdürlüğünce gerçekleştirildiğinden bahisle yetki itirazında bulunulmuştur....

    Somut olaya gelince, davacı ile davalı banka arasında bankacılık hizmet sözleşmesi imzalandığı, davalı banka tarafından davacının hesabında bulunan 137.000,00 TL'ye konulan blokenin haksız ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle eldeki dava açılmıştır....

      Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/03/2016 tarih ve 2015/284-2016/177 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirketin bankasından kredi kullandığını, sözleşmeye bağlı olarak çek karnesi aldığını, çek karnesindeki ... adet çek keşide ederek .... kişiye verdiğini, davacı şirketin kredisine kefil olan....i kaldırmak için davalı banka hesabına ....200,00 TL yatırdığını, bankanın ... adet çek yaprağının sorumluluğunun devam ettiğini ileri sürerek ....200,00 TL’ye bloke koyduğunu, blokenin haksız olduğunu, çeklerin eski tarihli olduğunu, zamanaşımına uğradığını, takibe konu olmadığını iddia ederek haksız konulan blokenin kaldırılmasına, .....

        Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacının imzaladığı sözleşme ve taahhütnamedeki düzenlemelerin tüketici aleyhine olduğu ve tüketiciyi külfete sokan nitelikte haksız şart olduğu, tüketicinin emekli maaşına taksit tutarı için bloke uygulanarak el konulup tüketici kredisi borçları için takas, mahsup uygulamasının 4077 sayılı TKHK 6. madde haksız şart ile ilgili emredici hüküm bertaraf etmek amacıyla yapıldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile emekli maaşına konulan blokenin kaldırılmasına, tahsil edilen 4.500,01 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14/11/2013 tarih ve 2011/8-2013/873 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada bulunan hesabına emekli maaşının yattığını, davalı banka tarafından müvekkilinin maaşının çekilen kredi nedeniyle mahsup edilerek emekli maaşının alınamadığını, bu durumun yasal olmadığını ileri sürerek, hesaba konulan blokenin kaldırılmasını ve hesaptan çekilen 3.040 YTL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Dosyanın incelenmesinde,davacının dava dilekçesi ile davalı banka tarafından kendisine ait maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ile 24.02.2014 tarihinde kesilen 1.359,62 TL miktarın iadesine karar verilmesini istediği anlaşılmıştır....

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının imzaladığı kredi sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca maaşının tamamı üzerinde bloke işlemi tesis edildiği oysa, 2004 sayılı İİK'nın 82 ve 83. maddelerinde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların geçerli olamayacağı, davalı bankanın, muaccel alacağı nedeniyle davacının memuriyet maaşına ilişkin hesabına yatırılan maaşın 1/4'ini haczedebileceği gerekçesiyle, davacının memuriyet maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasına ve maaşından haksız olarak kesilen 5.454,78 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                960,92 TL bloke konulan tutar ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                  Davacı bloke konulan hesaptaki paranın 3. Kişilere ait olduğunu ve hesabın Avukatlık Mesleğine ilişkin iş ve işlemler için kullanıldığını iddia etmiş ise de; bloke konulan hesabın havuz hesabı olduğu, sadece mesleğin lüzumu için gerekli şekilde kullanılmadığı, yukarıda değinilen içtihat uyarınca da borçlunun mesleği dışındaki işlemler için de hesabı kullandığı bu durumda haczedilmezlik/bloke konulması hakkından feragat ettiği, davalının kredi sözleşmesi kapsamında kefil sıfatıyla borçlu bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    Dava, davacının maaş hesabı üzerine her ay bloke konulması nedeniyle konulan blokenin kaldırılarak, davalı banka tarafından davacının hesabından yapılan 651- TL kesintinin kesinti tarihi olan 15.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi talebine ilişkindir. İstanbul Anadolu 3.Tüketici Mahkemesinin 13/02/2018 karar tarihli 2018/3 D.İş Esas ve 2018/3 Karar Sayılı kararının dosyasında davacı T1 İhtiyati Tedbir talebinin kabulüne karar verilerek, İcra iflas kanununa göre aleyhinde takibe geçilmeksizin, karşı tarafça maaşına konulan blokenin HMK 389.maddesi gereğince kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından 31/12/2019 tarihindeki dilekçesi ile birlikte bordro dökümü ve Vakıfbank hesabına ilişkin hesap hareketlerinin dosyaya sunulmuş olduğu görülmüştür. Taraflar arasında kredi sözleşmesi olduğu konusunda bir uyuşmazlık olmayıp bu sözleşme gereğince davalının davacının hesabına bloke koyup koyamayacağı yönündedir....

                    UYAP Entegrasyonu