-TL' yi aşmadığından duruşma isteğinin reddine, temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesinde; Taşınmaza ilişkin mülkiyet ihtilafı hakkındaki ... 1. İdare Mahkemesi'nin 04.10.2016 tarih, 2015/701 Esas- 2016 /857 Karar sayılı kısmi toplulaştırma işleminin iptali istemli dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi, yeni bir toplulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı, mülkiyet durumunda bir değişiklik olup olmadığı hususu da tespit edilerek mülkiyet ihtilafı çözüldükten sonra sözü geçen belgelerin temin edilerek dosya arasına alınması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Derece Arkelojik Sit alanı olarak belirlenmesi nedeniyle zaten kullanma ve yararlanma hakkı sınırlandırılmış olan taşınmazda, üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet olması halinde takas için paydaşların veya ortakların hepsinin birlikte başvurmasını öngören Yönetmelik maddesindeki düzenlemenin Anayasanın 35. maddesi ile korunan mülkiyet hakkının ölçüsüz sınırlanması niteliğinde olduğu, aynı ada içerisindeki diğer maliklere ulaşma ve onları takas yapma konusunda ikna yükümlülüğü getirdiği, elbirliği veya müşterek mülkiyet nedeniyle birden fazla hak sahibi bulunması durumunda sürecin daha da zorlaştığı, iptali istenen düzenlemenin, dayanağı olan Kanuna ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir....
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” Anayasanın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesine göre; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." Anayasanın 35. maddesiyle, bireyin mülkiyet hakkının korunması konusunda devlete atfedilebilen müdahalelere yönelik sınırlamalar getirildiği gibi, lafzında açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı korumasız bırakmaması için devlete birtakım pozitif yükümlülükler de yüklediği kabul edilmektedir. Pozitif yükümlülüklerin ortaya çıkmasının nedeni, mülkiyet hakkına gerçek anlamda koruma sağlama amacıdır....
Anayasanın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesine göre, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” 2.5. Anayasanın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesine göre; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." 2.6. Anayasanın 35. maddesiyle, bireyin mülkiyet hakkının korunması konusunda devlete atfedilebilen müdahalelere yönelik sınırlamalar getirildiği gibi, lafzında açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı korumasız bırakmaması için devlete birtakım pozitif yükümlülükler de yüklediği kabul edilmektedir. 2.7. Pozitif yükümlülüklerin ortaya çıkmasının nedeni, mülkiyet hakkına gerçek anlamda koruma sağlama amacıdır. 2.8....
Somut olayda, ihale konusu ... parsel sayılı taşınmazasın tapu kaydının incelenmesinde borçlunun 6/80 hisse ile malik olduğu, mülkiyet hissesinin “Elbirliği No” hanesinde değil “Hisse Pay/Payda” hanesinde gösterildiği, diğer maliklerin hisselerinin de aynı sütun altında yer aldığı, bu hali ile satışa konu taşınmazın elbirliği (iştirak halinde) değil paylı (müşterek) mülkiyet şeklinde tasarruf edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun ileri sürdüğü diğer fesih nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taşınmazda elbirliği mülkiyet hissesinin haczedildiği şeklinde yanılgılı değerlendirme ile İİK'nun 121.maddesinin uygulanmadığı gerekçesi ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, ... adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dava konusu taşınmaz kadastro tespiti sırasında tutanağa ekli nüfus kaydına göre “Çankırı ili, ... ilçesi, ... mahallesi, cilt no:2, hane no:16 BSN’10’da nüfusa kayıtlı ... oğlu, 1927 doğumlu, ...” adına tespit ve tescil edilmiştir. Tespitin dayanağı olan nüfus kaydının davacı ile bir ilgisinin olmadığı bu nedenle açıkça tapu kaydındaki nüfus bilgilerinin düzeltilmesi yoluyla mülkiyet nakline sebebiyet verildiği anlaşıldığından, Mahkemece istemin reddine karar vermek gerekirken, mülkiyet aktarımına neden olacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....
Davacının mülkiyet iddiası bu davada değil, tapu malikine yöneltileceği dava ile giderilebilir. Bu nedenle davanın reddi yerine mülkiyet nakline yol açacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 21.2.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, paylı veya elbirliği mülkiyeti söz konusu olmadığı hallerde ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava açıldığı tarihte, dava konusu taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, mahkemece davanın kabulüne karar verildikten sonra 04.11.2016 tarihi itibariyle davacı ...'ın taşınmazda tam hisse ile malik olduğu, bu haliyle davaya konu taşınmazda birlikte mülkiyet ilişkisi kalmadığından hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, paylı veya elbirliği mülkiyeti söz konusu olmadığı hallerde ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava açıldığı tarihte dava konusu taşınmazın paylı ve elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu halde güncel ... kaydına göre 30.06.2016 tarihi itibariyle davacının tam hisse ile malik olduğu bu haliyle birlikte mülkiyet ilişkisi kalmadığından hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple davalı vekilinin temyiz talebi kabul edilerek hükmün bozulması gerekmiştir....
Dosyada yer alan tapu kayıt örneğinden, 7 ve 9 numaralı bağımsız bölümlerin 1/2 payın ..., 3/8 payın da elbirliği mülkiyet rejimine tabi olarak ..., ..., ... adlarına kayıtlı olduğu, önceki maliklerinden 14.10.2008 tarihinde satın almak suretiyle 7 ve 9 numaralı bağımsız bölümlerin davacı adına kaydedildiği görülmektedir. Kayıt maliki olan davacı, Türk Medeni Kanununun 683.maddesine dayanarak malını haksız elinde bulunduran kimseye karşı haksız elatmanın önlenmesini dava edebilir. Yukarıda sözü edildiği üzere bağımsız bölümler, davacının mülkiyetine geçmeden önce tapuda ..., ... adına elbirliği ve paylı mülkiyet olarak kayıtlıdır. Bu tür mülkiyet biçiminde, taşınmazın kiralanması hem hisse hem de şahıs ekseriyeti esası üzerinden yapılabilir. Kiraya verilecek taşınmazda, elbirliği halindeki hisselerin sahipleri bir kül (bir bütün) telakki olunur ve onların hisselerinin tamamı müşterek mülkün bir hissesi sayılır....