WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Somut olaya gelince; ortaklığın giderilmesi davalarında dava konusu parselin tümüyle satışına karar verilir. Payın ortaklığının giderilmesine karar verilemez. Bu nedenle dava konusu 466 parsel sayılı taşınmazda 1/4 oranındaki hissenin satışına karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece belirtilen husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir....

    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda davacının 1/5 payı, ...'in 4/5 payı bulunmaktadır. Davacının payını 6.11.2007de satın aldığı ve bu tarihte ...'in 4/5 payın maliki olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesi uyarınca, “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür....

      Türk Medeni Kanununun 693. maddesinde; “Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık hâlinde yararlanma ve kullanma şeklini hâkim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir.” hükmüne yer verilmiştir. 2. Buna göre, paydaşlar arasında, paylı malı kullanma ve bu maldan yararlanma şekliyle ilgili olarak ortaya çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde hakimin yetkili olduğu; bu bölünmenin paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibariyle bölünme biçiminde mümkün olacağı belirlenmiştir. Maddede hakime tanınan yetki, paylı malın mümkün ise yer itibariyle olduğu kadar, zaman bakımından da bölünebileceği esasına dayandırılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Edinilmiş maldan katılma payı alacağı ... ile ...ve müşterekleri aralarındaki edinilmiş maldan katılma payı alacağı davasının kısmen reddine dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 09.07.2012 gün ve 193/528 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

          Bu noktada uyuşmazlığın çözümü; somut olayda olduğu gibi, yapısı itibariyle bir taşınır mal olmasına karşın, trafikte kayıtlı bir aracın (traktörün) mülkiyetinin devrinin bir taşınır, hatta taşınmaz maldan daha farklı bir düzenlemeye tabi tutulmuş olmasının; traktörle ilgili temlikde Borçlar Kanununun 18. maddesi ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanmasını gerektirip gerektirmediği sorusuna doğru cevabın verilmesiyle mümkündür. Bu sorunun cevaplanabilmesi ise, trafikte kayıtlı olan bir aracın mülkiyetinin kazanılmasının nedene dayanıp dayanmadığı sorusunun cevaplanmasını gerektirmektedir....

            Bu nedenle, sanıklar açısından mülkiyet hakkının menfi yönü gerçekleşmemiştir. 4- Malik, malın kullanım hakkını sözleşme ile bir başkasına devretmekle, devredilen haklar zilyede geçeceğinden kendi hakkını sınırlamış olur. Malik kendisine ait eşya üzerinde anayasa ve yasalara uygun olarak dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Yani malik sıfatından kaynaklanan haklarını kullanıp kullanmamak tamamen kendi iradesindedir. Bu anlamda eşya üzerindeki mülkiyet hakkını terk etme hakkı olduğu gibi, mülkiyet hakkını bir başkasına vermek suretiyle eşyanın devrini de sağlayabilir. Mülkiyeti temelli devretme hakkı tanınan malik, evleviyetle eşyanın geçici kullanımı amacıyla devretme hakkına da sahip olacaktır. Esasen bu malikin kendisine ait eşya üzerindeki kudretinin tecellisidir. Bu nedenle zilyetliğin devri suretiyle mülkiyete dayalı bazı hakların kullanılamayacağını kabul etmek, mülkiyet hakkının niteliği ile çelişmez....

              Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesinde, kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada “Alışverişe konu olan taşınır eşyayı...” mal, “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi” tüketici, “kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri” satıcı olarak, tanımlanmıştır. Aynı Yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle, kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir....

                Gerçekten, irtifak hakları malik tarafından başkalarına tanınan, sahibine bir maldan faydalanma, yararlanma yetkileri veren veya malike mülkiyet hakkının sağladığı yetkileri kullanmaktan çekinme borcu yükleyen ayni haklardandır. İrtifak hakları ya belirli bir şahsa bağlı olarak tanınan şahsa bağlı irtifak hakları şeklinde ya da bir taşınmaz malikine tanınan gayrimenkulün maliki değiştikçe hak sahibi de değişen eşyaya bağlı irtifak hakları şeklinde kurulabilir. Bazı irtifak haklarının ise hem eşyaya bağlı hem şahsa bağlı olarak kurulması mümkündür. Eğer eşya maliki mülkiyet hakkının kendisine sağladığı yetkileri kullanmaktan kaçınıyor örneğin inşaat yapmama, manzara kapatmama gibi bir taahhütte bulunuyorsa bu gibi irtifak haklarına olumsuz irtifak hakları denir.Şüphesiz irtifak haklarının kuruluşu için Türk Medeni Kanununun 780. maddesinin yaptığı yollama nedeni ile mülkiyet hakkının kazanılmasına dair hükümler uygulanır....

                  İİK. nun 96/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi davalı 3.kişi yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin, davacı alacaklı tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekmektedir. Davacı alacaklı, hacizli malların kendileri tarafından borçluya satılan ve teslim edilen mallar olduğunu iddia etmiş ise de, taşınır mal mülkiyeti teslimle borçluya geçmiştir. Davalı borçlu da satın aldığı bu malları 3.kişiye satarak teslim etmiştir. MK’nun 763. Maddesi gereğince taşınır malı iyi niyetle ve malik olmak üzere devir alan kişi malın maliki olur. Davalı alacaklı, 3.kişinin kötü niyetini iddia ve ispat etmiş de değildir. Bu durumda, dava konusu taşınır malı malik olmak niyeti ile teslim almış olan 3.kişi malın mülkiyetini kazanmıştır. Alacaklının bu malların satışından doğan alacağı şahsi nitelikte olup 3.kişiye karşı ileri sürülmesi mümkün değildir....

                    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Taşınır mallardaki ortaklığın giderilmesi davalarında 492 sayılı Harçlar Kanunu ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 1 sayılı Tarife uyarınca maktu harç alınması gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu