Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 16.10.2014 tarih ve 2014/7920 E. -8475 K. sayılı ilamı ile “Yörede 2004 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz orman olarak sınırlandırılmıştır. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca orman kadastrosunun iptali davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğüdür. Ancak, somut olayda orman kadastrosunun iptali istemi yanında tescil talebinin de bulunduğu ve mahkemece de davacı adına tescil hükmü kurulduğu halde, tescil davalarında kanunî hasım olan Hazinenin davada yer almaması doğru değildir. Bu nedenle; mahkemece husumet yaygınlaştırılarak davaya Hazinenin de katılımı sağlanmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmelidir.” gereğine değinilerek bozulmuştur....
Köyünde yapılan orman kadastrosunda ise taşınmazın Koldere Köyü Orman Kadastrosuna tabi tutulduğundan orman kadastro çalışmaları dışında tutulduğuna, bu nedenle çekişmeli taşınmaz için kesinleşmiş bir orman kadastrosunun verdiğinden söz edilemeyeceğine taşınmazın (B2) ile gösterilen bölümü dışındaki bölümüne ilişkin Hazine ve Orman Yönetimi tarafından her zaman orman savı ile dava açabileceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 20/06/2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve yörede 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazların öncesi orman olup 31.12.1981 tarihinden önce nitelik yitirmesi nedeniyle orman sınırları dışına çıkartıldığı, daha sonra 1991 yılında yapılan arazi kadastrosunda 2/B madde sahası olması nedeniyle Hazine adına tespiti yapılarak kesinleştiği ve bu niteliği ile tapu kaydının oluştuğu; böylece çekişmeli parsellerin öncesinin orman olduğuna dair orman kadastrosunun kesinleştiği, 6831 sayılı Yasanın 11/1 maddesi gereğince orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, on yıllık hak düşürücü süre içinde, ancak tapuya dayanılarak orman kadastrosunun iptali istenebileceği, somut olayda, davacı köy tüzel kişiliği, tapu kaydına dayanmayıp kadim mera iddiasına dayandığı, yasanın açık hükmü karşısında bu iddiaya değer verilemeyeceği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki (tapu iptali tescil) orman kadastrosunun iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 23.02.2009 tarihli dilekçesiyle ... Köyü 273 ada 2 sayılı parselin davacıya ait olduğunu, bu parselin devamı niteliğindeki bir parça yerin ise 563 ada 1 parsel sayılı orman parseli içinde bırakıldığını bildirerek, öncelikle yapılan sınırlandırmanın iptali ile davacı adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde 2/ B arazisi olarak tespitini talep etmiştir. Mahkemece, orman kadastrosuna itiraz süresinin geçirildiği ve davacının bir belgeye dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosunun iptaline ilişkindir....
İkmal edilen ya da yapılan işlemin ilan edilmesi ve ilan süresinde dava açılmayarak kesinleşmesi veya ilan süresi içinde dava açılması halinde dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesi ile orman kadastrosu kesinleşecektir. Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan tesbit işlemi aslında bir orman kadastro işlemidir. Yasa maddesindeki “orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır” tümcesi yapılan işlemin isminin orman kadastro işlemi olduğunu, hiçbir yoruma gerek olmadan açık şekilde bildirmektedir. Yapılan ve kesinleşen işlem orman kadastrosu olduğuna göre, temyize konu dava, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükmüne göre açılan, tapu iptali davası değil, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre açılan, orman kadastrosunun iptalidir. Orman niteliğinde olan bir yerin kadastro işlemi kesinleşmekle o taşınmaz kamu malı orman niteliğini kazanır. Yukarıda açıklandığı gibi, 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde ormanlar hakkında özel yasanın uygulanacağı yazılıdır....
Davacı ..., yenileme kadastrosunun askı süresi içinde çekişmeli 315 (319 ada 1) parsel sayılı taşınmazın 1971 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu halde yenileme kadastrosu sırasında orman sınırlama haritasının dikkate alınmadığı, 319 ada 1 parselin kadastro tespitinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, yenileme kadastrosunun doğru yapıldığı, yenilemenin 2859 Sayılı Yasanın 4/1. maddesi uyarınca sadece teknik çalışmaları kapsadığı, mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2859 Sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosuna itiraz, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 28.5.1971 tarihinde ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu vardır....
6831 sayılı Yasa'nın 7. maddesi ile daha önce orman kadastrosu yapılan ancak herhangi bir nedenle orman sınırı dışında bırakılan ormanların dahi orman kadastrosunun yapılabileceği" öngörüldüğü ve böylece daha önce orman kadastrosu yapılan yerlerde dahi orman kadastrosu yapılmasının ikinci kadastro olmayacağının yasa ile de hüküm altına alındığı 15.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ve 02.09.1986 tarihli Yönetmeliği Yürürlükten Kaldıran Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 2, 10, 21, 26, 27 ve 32. madde hükümleri de birlikte değerlendiğinde, daha önce genel arazi kadastrosu yapılan yerlerde, sonradan orman kadastrosunun yapılmasının yasal olduğu, dayanılan yasa kuralları ve hukuki sonuçları farklı olduğundan orman ve arazi kadastrosunun birbirine karşı ikinci kadastro olmayacağı; 3116 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.06.1937 ve 6831 sayılı Orman Yasası'nın yürürlüğe girdiği 08.09.1956 tarihi ki, 60 yıldan beri Orman Genel Müdürlüğü'nün uygulamalarının da bu...
Yapılan ve kesinleşen işlem orman kadastrosu olduğuna göre, temyize konu dava 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi hükmüne göre açılan, tapu iptali davası değil, 6831 s Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre açılan orman kadastrosunun iptalidir. Orman niteliğinde olan bir yerin kadastro işlemi kesinleşmekle o taşınmaz kamu malı orman niteliğini kazanır. Kesinleşen orman kadastrosunun nasıl iptal edileceği 3402 sayılı Yasada değil, 6831 sayılı Yasanın 11/1 maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede ise, kesinleşen orman kadastrosunun iptalinin ancak tapulu taşınmazlar yönünden, tapu sahiplerince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde istenebileceği öngörülmüştür. Zilyetliğe dayanılarak kesinleşen orman kadastrosunun iptali dava edilemez. 6831 sayılı Yasanın 11/1 maddesinde belirtilen süreler hak düşürücü nitelikte olup kamu düzenini ilgilendirir. Hak düşürü süre dava şartı (davanın görülebilirlik koşulu) olup mahkeme hakimince, tarafların istemi olmadan resen (doğrudan) dikkate alınması zorunludur....
Yapılan ve kesinleşen işlem, orman kadastrosu olduğuna göre, temyize konu dava 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükmüne göre açılan, tapu iptali davası değil, 6831 Sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesi hükmüne göre açılan, orman kadastrosunun iptalidir. Orman niteliğinde olan bir yerin kadastro işlemi kesinleşmekle o taşınmaz kamu malı, orman niteliğini kazanır. Yukarıda açıklandığı gibi, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/D maddesinde ormanlar hakkında özel yasanın uygulanacağı yazılıdır. Kesinleşen orman kadastrosunun nasıl iptal edileceği 3402 Sayılı Yasa değil, 6831 Sayılı Orman Yasasının 11/1. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede ise, kesinleşen orman kadastrosunun iptalinin ancak, tapulu taşınmazlar yönünden, tapu sahiplerince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde istenebileceği öngörülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/269 - 1999/844 sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiğini, oysa ki, orman kadastrosunun, yapılması mümkün olmayan çok kısa bir süre içinde yapılması nedeniyle mutlak butlanla batıl olduğu gibi kadastro sonuçlarının tapu maliklerine tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediğini ileri sürerek orman tahdidinin iptali ile taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, orman tahdidinin iptali davasının hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine, mülkiyetin tespiti talebinin ise kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman tahdidinin iptali, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....