Alacaklı vekili, 18.06.2021 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra verdiği, dosyaya 21.07.2021 tarihinde giren, 18.06.2021 tarihli dilekçesi ile “istinaf talebinden vazgeçtiklerini..”, 01.07.2021 tarihli dilekçe ile de “... şikayetçinin takibin iptali talebini, alacaklı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi ile faizin iptali talepleri hariç olmak üzere, kabul ettiklerini...” bildirmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi bu iki dilekçeyi değerlendirdiği 14.07.2021 tarih ve 2020/1841 E. - 2021/1693 K. sayılı ek kararı ile; “1-Alacaklının 18.6.2021 tarihli istinaf başvurusundan feragat talebinin, bu talepten önce Bölge Adliye Mahkemesi’nce karar verilmesi nedeniyle HMK’nın 349/2. maddesi gereğince reddine, 2-Davalı vekilinin 01.7.2021 tarihli şikayeti kısmi kabul dilekçesi hakkında ise, davanın kısmen kabulü halinde, geri kalan kısım için davaya devam edilmesi gerektiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına” karar vermiştir....
Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret TEMYİZ EDENLER : Davalı/Alacaklı, Davacılar/Borçlular Taraflar arasındaki kambiyo vasfına ilişkin şikayet, mükerrer takip nedeniyle takibin iptali talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ; davacı ... Tarafından açılan davanın kabulü ile İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2020/28228 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin iptaline, davacılar ..., ..., ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlular ve davalı alacaklı tarafından da istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir....
Bu nedenle mahkemenin takibin iptali yönündeki kabulü doğru değildir. Borçluların icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden takibin kesinleştirildiğini ve milletlerarası kamu hukukuna göre yabancı devletlerin cebri icra muafiyeti söz konusu olduğundan takibin iptaline yöneliktir. Mahkemece, borçlunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden takibin kesinleştirildiği yönündeki şikayeti hakkında hiç bir inceleme yapılmamıştır. Borçlu tarafça dosyaya sunulan Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında hukuki ve ticari konularda adli işbirliği anlaşmasının onaylanması hakkındaki Bakanlar Kurulu'nun 08.03.2004 tarih ve 2004/6988 K. sayılı ve TC....
Mahkemece, borçlunun başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayeti ve İİK'nun 78/2.maddesi gereğince takibin iptali talebi olduğu gözetilerek bu bağlamda inceleme ve değerlendirme yapılması gerekir. O halde mahkemece, borçlunun İİK.nun 71/2.maddesi kapsamında yaptığı zamanaşımına ve İİK'nun 78/2.maddesine yönelik şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mükerrer tahsilat yapılmaması şartı ile İİK.nun 45 maddesine göre ilamsız haciz yolu ile ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipler yapılabileceğinden mükerrer takipler iddiası da yerinde değildir. Davacının limit aşıldığına ilişkin şikayeti de ipotek 360.000,00TL bedelli olmasına rağmen 839.399,14TL talepte bulunulması karşısında, fazla talep edilen miktar yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. '' şeklindeki gerekçe ile "Şikayetin Kısmen Kabulüne, ipotek limiti olan 360.000,00TL.nin üzerindeki alacak için takibin iptaline, Sair şikayetlerin Reddine '' karar verilmiştir....
nun 71. ve 33-a maddeleri uyarınca takibin kesinleşmesinden sonra altı ay süreyle işlemsiz bıraktığı bu nedenle takibin zamanaşımına uğradığından bahisle şikayette bulunulduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde ileri süreülen zamanaşımı şikayeti İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebir ve 6762 Sayılı TTK.'nun 726. maddesinde çek için düzenlenen zamanaşımı süresi altı ay iken, 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Ancak takibe konu 30.04.2009 keşide tarihli çek 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeke altı aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir....
Esas sayılı icra takip dosyasında takip talep tarihinin 27.08.2021 olduğu, ilgili takibe 08.09.2021 tarihinde itiraz edildiği, Merkezi Takip Sistemi üzerinden başlatılan takibin kapandığına/hükümsüz kaldığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. Yerel Mahkeme tarafından toplanması gerekli tüm delillerin toplandığı, usulünce tartışıldığı, davalı hakkında.... İcra Müdürlüğü'nün.. Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin mükerrer takip olduğuna yönelik değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığı, İİK'nın 68/1. Maddesi uyarınca mükerrer ilamsız takip yapılamayacağı, usulüne uygun olarak yapılmış bir takibin bulunmasının itirazın iptali davası bakımından dava şartı olduğu (Yargıtay 19....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu usulsüz tebligat şikayeti ile takibe dayanak bononun teminat olarak verildiğini belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin ve takibin iptali isteminin reddine karar verildiği görülmektedir....
İcra müdürlüğünün 2021/13078 Esas sayılı dosyasında kira alacağından dolayı takip başlatıldığı, davacı tarafın ödeme iddiasında bulunduğu, borca itiraz ettiği, ayrıca takibin mükerrer olduğundan bahisle takibin iptali istemiyle icra hukuk mahkemesine başvurduğu görülmüş olup davacı tarafın iddia ettiği hususlar borca itiraz niteliğinde olup, takibin konusu itibarı ile ilamsız takipte her türlü itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, icra hukuk mahkemesine yapılan itirazın herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı tarafça davaya konu takibin açıkça mükerrer olduğunun kabul edilmesi, takibe konu alacağın ödendiğinin sabit olmaması karşısında aynı alacağa ilişkin olarak mükerrer takip başlatılmasının tek başına takibin kötü niteli olduğunun kabulü için yeterli olmadığı, takibin mükerrer olup olmadığı yönünde herhangi bir araştırmaya gerek duyulmaması, davacı tarafça iyi niyetli olarak takibin mükerrer olduğunun ve sehven başlatıldığının beyan edilmesi karşısında davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....