Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadastro Mahkemesinin 1975/439 Esas, 1991/9 sayılı kararı ile gerçek kadastronun, müstakil parseller halinde tespiti yapılmak üzere tutanak ve dosyanın eklerinin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine; satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kargir ev ve tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, öncesinde Hazine adına tespit edilen taşınmaz hakkında ikinci kadastronun geçersiz olduğu ve taşınmazın Hazineye ait yerlerden bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 2911 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfıyla davacı Hazine adına tesciline; taşınmaz üzerindeki tespitten önce inşa edilmiş bulunan ev ve ahırın muhtesat olarak kütüğün beyanlar hanesine davalı ... adına şerh düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Köyü çalışma alanında bulunan 2693, 2694, 2695 ve 2696 parsel sayılı 6.641,95, 734.41, 6.409,90 ve 405,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Kadastro Mahkemesinin 1975/439 Esas, 1991/9 sayılı kararı ile gerçek kadastronun, müstakil parseller halinde tespiti yapılmak üzere tutanak ve dosyanın Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine; satın alma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve kamulaştırma işleminin yapılmaması nedeniyle 2693 ve 2995 sayılı parseller tarla, diğer parseller kanal vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, öncesinde Hazine adına tespit edilen taşınmazlar hakkında ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayıldığı ve taşınmazların Hazineye ait yerlerden bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır....

      Köyü çalışma alanında bulunan 2858, 2859 parsel sayılı 1276.82, 270.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Aralık Kadastro Mahkemesinin 1975/439-1991/9 sayılı kararı ile gerçek kadastronun, müstakil parseller halinde tespiti yapılmak üzere tutanak ve dosyanın Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine; satın alma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve kamulaştırma işleminin yapılmaması nedeniyle 2859 sayılı parsel kanal, 2858 sayılı parsel ise tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, öncesinde Hazine adına tespit edilen taşınmazlar hakkında ikinci kadastronun geçersiz olduğu ve taşınmazların Hazineye ait yerlerden bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli 2858 sayılı parselin tespit gibi davalı adına, 2859 sayılı parselin kanal vasfıyla davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Köyü çalışma alanında bulunan 2930 parsel sayılı 857,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Aralık Kadastro Mahkemesinin 1975/439-1991/9 sayılı kararı ile gerçek kadastronun, müstakil parseller halinde tespiti yapılmak üzere tutanak ve dosyanın eklerinin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine; satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kargir ev ve tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, öncesinde Hazine adına tespit edilen taşınmaz hakkında ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayıldığı ve taşınmazın Hazineye ait yerlerden bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır....

          Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1995 yılında 3402 sayılı Kanun gereğince kadastronun yapıldığı, taşınmazın 16.1.1996 tarihinde hükmen tapuya tescil edildiği ve aynı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ: 3402 SY'NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN İPTALİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca re'sen yapılan düzeltme işlemi sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı olan 597 parsel sayılı 10600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 22.419,07 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı ..., kadastronun yapıldığı sıradaki yasal düzenlemeye göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile en fazla 20.000,00 metrekare yer edinilebileceğini, dolayısıyla 2.410,07 metrekare fazlalığın ayrı bir parsel olarak Hazine adına tescilinin gerektiği iddiasına dayanarak dava açmıştır....

              Dava konusu yerin 1985 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmalarında kesinleşen orman alanı içerisinde kalması, tapusu olmayan yerler için askı süresi ve tapulu yerler için 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastronun iptali için dava açılması mümkün olup, mahkemece bekletici mesele yapılan Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/443 Esas- 2011/726 Karar sayılı dava dosyasının dava açmak için gerekli olan sürelerden sonra 2006 yılında açılmış olması karşısında, bekletici mesele yapılamayacak bir dosyanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş olup, bu durumun da dava zamanaşımını durdurmayacağı karşısında, mahkeme tarafından zamanaşımı nedeniyle verilen düşme kararı sonucu itibariyle doğru görüldüğünden tebliğnamenin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : 3402 SY'NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN İPTALİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca re'sen yapılan düzeltme işlemi sırasında ..... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davalılar murisi ..... adına kayıtlı olan 532 parsel sayılı 19.300.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 24.818.04 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı Hazine kadastronun yapıldığı sıradaki yasal düzenlemeye göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile en fazla 20.000.00 m2 yer edinilebileceğini dolayısıyla 4,818.04 m2 fazlalığın aynı bir parsel olarak Hazine adına tescilinin gerektiği iddiasına dayanarak dava açmıştır....

                  sayıldığı, öte yandan davacıların dayandığı tapu kaydının 1937 yılında kadastronun kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra 3402 sayılı kanunun 12/4. maddesi gereğince işleme tabi kayıt niteliğini kaybettiği bütün bunlar nazara alındığında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirlendiğinden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

                    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman tahditinin 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1943 yılında yapılıp kesinleştiği, genel kadastronun ise çekişmeli parsel için Tapulama Mahkemesinin 25.10.1976 gün ve 1973/159-122 sayılı kararı ile birlikte kesinleşmekle, orman tahditi içinde kaldığı belirlenen 460 m2 bölümüne ilişkin tüm kayıt ve belgelerin tapu siciline aktarıldığı, 195 m2 bölümün ise davacı murisi Fatma Gönül Sümer adına kayıt edildiği, hem orman kadastrosu hemde genel kadastronun hükmen kesinleşmesinden sonra hak düşürücü sürelerin yanı sıra, Borçlar Yasasının 125. maddesindeki, tazminat davası için öngörülen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin de dolduğu, hem ulusal hukukun hemde milletlerarası özel hukukun kimseye sonsuz başvuru hakkı vermeyeceği, tazminat davası açmak için Borçlar Yasasının 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin de geçtiği gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik...

                      UYAP Entegrasyonu