Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, davacıya ait parsel ile davalıya ait parsel arasında mükerrerlik durumunun söz konusu olduğu, ancak davacı taraf ait parselin kadastro tespitinin davalı tarafa ait parselin kadastro tespitinden sonra yapılıp kesinleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli değildir....

    Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, davacıya ait parsel ile davalıya ait parsel arasında mükerrerlik durumunun söz konusu olduğu, ancak davacı taraf ait parselin kadastro tespitinin davalı tarafa ait parselin kadastro tespitinden sonra yapılıp kesinleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli değildir....

      Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil, eletmanın önlenmesi ve kal davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi daıvalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.07.2000 gün 1999/12315 – 2000/6426 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece yetersiz araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; 1- Öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede genel kadastro yapıldığı ve 164 ada 72 sayılı parsel numarası aldığı dosyadaki yazışmalardan anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kadastronun başladığı tarih kadastro müdürlüğünden sorularak değinilen tutanağın aslı getirtilip, dava sırasında kadastro gerçekleşmiş ise, görev konusu düşünülmelidir....

        Köyünde yapılan kadastronun çekişmeli taşınmazın bulunduğu ..... Köyü sınırları içindeki taşınmazlar bakımından 2. kadastro olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 22. maddesi gereğince bu kadastronun hükümsüz sayılacağı ve TMK'nın 1026. maddesine göre işlem yapılacağı, dava açılmasa dahi tapu müdürlüğünce re'sen iptal edileceğinden ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının .......... Yönetimine yükletilmesine, .......den harç alınmasına yer olmadığına 11/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....

          KARAR : Davanın kabulüne Taraflar arasındaki mükerrer tapu kaydının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1. 1954 yılında yapılan kadastro sırasında, ......

            Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacıların, murislerinin mirascılardan mal kaçırarak tasarruf nisabına yönelik olarak açtığı Vasiyetnamenin iptali ve Tenkis istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce; davaya konu taşınmazlar ile ilgili olarak yargılama sırasında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedenleriyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kadastro Mahkemesi ise, uyuşmazlığın, taşınmazlara yönelik vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası niteliğinde yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              O halde, kadastronun olağan usule göre yapılıp tamamlanması için tutanak asıllarının Kadastro Müdürlüğüne iade edilerek, davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 125 ada 35, 73, 74, 75 ve 76 sayılı parsellerin tutanak aslı ve eklerinin kadastronun tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne iadesine, H.Y.U.Y.'nın 25 ve 26. maddeleri gereğince Kastamonu Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16.07.2007gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Köyü çalışma alanında bulunan 2714 parsel sayılı 10.818,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Aralık Kadastro Mahkemesinin 1975/439-1991/9 sayılı kararı ile gerçek kadastronun, müstakil parseller halinde tespiti yapılmak üzere tutanak ve dosyanın eklerinin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine; satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla davalılar ... ve ... adına eşit paylarla tespit edilmiştir. Davacı Hazine, öncesinde Hazine adına tespit edilen taşınmaz hakkında ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayıldığı ve taşınmazın Hazineye ait yerlerden bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 2714 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Köyü çalışma alanında bulunan 2800 parsel sayılı 5.795,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Aralık Kadastro Mahkemesinin 1975/439 Esas, 1991/9 sayılı kararı ile gerçek kadastronun, müstakil parseller halinde tespiti yapılmak üzere tutanak ve dosyanın Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, öncesinde Hazine adına tespit edilen taşınmaz hakkında ikinci kadastronun geçersiz olduğu ve taşınmazın Hazineye ait yerlerden bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 2800 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfıyla davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Kadastro Mahkemesinin 1975/439-1991/9 sayılı kararı ile gerçek kadastronun, müstakil parseller halinde tespiti yapılmak üzere tutanak ve dosyanın eklerinin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine; satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş iken Kadastro komisyonu tutanağı ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, öncesinde Hazine adına tespit edilen taşınmaz hakkında ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayıldığı ve taşınmazın Hazineye ait yerlerden bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 2680 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu