WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vekalet ilişkisi ve azil işlemine dair bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davalının 10.09.1992 tarihinde dava dışı annesi olduğu anlaşılan Ayşen'e maliki ve hissedarı bulunduğu taşınmazlardaki hak ve hisselerini dilediği kimseye satmak ve satış vaadinde bulunmak işlemi yapmak yetkisini verdiği, davadaki istemin dayanağı olan 21.06.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesinin bu vekaletnamede tanınan yetkiyle yapıldığı görülmektedir. Gerçekten, davalı vekili ve annesi olan Ayşen'i 17.06.1994 tarihinde vekalet görevinden azletmiş ise de, azilname ne vekile tebliğ edilmiş, ne de işlem yapılması olası Tapu Sicil Müdürlüklerinin mahsus kayıtlarına işlenmek üzere gönderilmiştir. Kaldı ki, az önce söz edildiği üzere azil iradesi vekile tebliğ edilmiş olsun veya olmasın, önemli olan azil işleminin tarafı olmayan ve vekille sözleşme yapan üçüncü kişinin iyi veya kötüniyetidir....

    Tuğba Uysal Sağır’ın dosyaya sunduğu 11.01.2019 tarihli dilekçe ile azil nedeniyle görevinden çekildiğini beyan etmesi karşısında, sanığa yeni bir müdafi tayin edilip, Bölge Adliye Mahkemesince verilen gerekçeli kararın müdafiye tebliğiyle tebellüğ belgesi ile sunulduğu takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin eklenerek, hükmün müdafi tarafından temyizi halinde bununla ilgili görüş bildirilmesi ve sanık tarafından gönderilen dilekçe ile anılan karar temyiz edilmesine karşın 22.07.2019 günlü tebliğnamede sanığın temyiziyle ilgili herhangi bir görüş belirtilmediği anlaşıldığından, ek tebliğname düzenlenmek suretiyle söz konusu eksikliğin de giderilmesinden sonra Dairemize iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/166 Esas KARAR NO : 2021/54 DAVA : Müdürlük Sıfatının Sona Erdiğinin Tespiti DAVA TARİHİ : 24/05/2013 KARAR TARİHİ : 28/01/2021 Mahkememizde görülmekte olan Müdürlük Sıfatının Sona Erdiğinin Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin 2005 yılının Ocak ayında davalı şirkete müdür olduğunu, Mart ayında ise, bu görevinden ayrıldığını;---- yılının şirket kayıtlarını incelemek üzere kendisine ihtarlı tebligat göndermesi üzerine araştırdığında halen şirket müdürü olarak --- kayıtlı olduğunu anladığını; oysa müdürlüğü sona erdikten sonra müvekkilinin-----taşındığını, zaten 2005 yılının 9. Ayından itibaren bir başka şirkette çalışmaya başladığını belirterek, mahkememizden davacının, davalı şirketten 2005 yılının Mart ayında ayrıldığı ve o tarihten itibaren yöneticilik görevinde bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        nın şirkette mevcut görevinden azledilmesine karar verilmesini, yargılama süresince tedbiren davalı müdürün yetkilerinin kısıtlanmasını ve şirkette halihazırda Müdür ...'nın münferiden müdür olarak görevine devamını, Mahkeme aksi görüşte olur ise şirkete yargılama süresince yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının şirket ortağı sıfatının kalmaması sebebiyle açılan davanın usulden reddine, Mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise; davanın arabuluculuk anlaşması dikkate alınarak reddine, şartları oluşmayan ve müvekkil şirket müdürü tarafından eksiksiz olarak kendisince yerine getirilen müdürlük vasfının yerine getiridildiği dikkate alınarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiş, duruşmaya katılarak feragate bir diyecekleri olmadığını, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, argılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir....

          in ortak olmadığına, yapılan hisse devri işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine, genel kurulda alınan bu yöndeki kararları iptaline ve aynı zamanda yürütmenin durdurulmasına hükmedildiğini, bu kararla dava dışı ortağın yönetici sıfatının sona erdiğini, TTK'nın 623. maddesinin en az bir ortağın müdür olmasını öngördüğünü, 28/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında müvekkilinin müdür olarak seçildiğini, ancak tescil ve ilanının yapılmadığını ileri sürerek, 28.03.2018 tarihinde yapılan RMC Şirketi Genel Kurulunda müdür seçilen müvekkilinin ticaret sicilde tescil ve ilanı için öncelikle müvekkiline, kabul edilmez ise başka birine yetki verilmesine, tescil talebi yerinde görülmez ise, RMC şirketinin TTK 623/1 uyarınca yeni yönetiminin oluşturulması gündemli genel kurul toplantı çağrısı yapması hususunda öncelikle müvekkiline kabul edilmez ise başka bir kişiye yetki verilmesine ve toplantı için gereken şirket kayıt ve defterlerinin yetkili kişiye teslim edilmesine karar verilmesini talep...

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.05.2012 tarih ve 2012/153-2012/175 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %80 oranında pay sahibi olduğunu, şirketin ortakları kurulunun toplanması talebiyle müvekkili tarafından ihtarname tebliğ edildiğini buna rağmen toplantıya davet edilmediğini ileri sürerek, şirket ortaklar kurulunun şirket müdürlerinin idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması ve şirketi idare ve temsile yetkili yeni müdür atanması gündemiyle toplanması için toplantıya çağrılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              AŞ'nin de sahibi ve tek müdürü olduğunu, ... şirketinin kısmi bölünmesi ve devir işlemi ile ... Hiz. AŞ unvanlı yeni bir şirket kurulduğunu, bu şirketin de %100 hissedarı ve yönetim kurulu başkanının davalı ... olduğunu, bu şirketin de dava konusu şirketle aynı iş kolunda faaliyette bulunduğunu, bu durumda davalı şirket müdürü olan davalı ...'ın TTK 626/2 maddesi kapsamında rekabet yasağını ihlal ettiğini, taraflar arasında husumet ve menfaat çatışması bulunduğunu, bu nedenle davalının müdürlükten azli için dava açtıklarını belirterek, davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                ndeki müdürlük görevinden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 630 uncu maddesi uyarınca azline, ortaklar kurulu ile yeni müdür seçimi yapılana kadar kararın kesinleşmesinden itibaren şirket yönetimine kayyım atanmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın adli sicil kaydında bulunan mahkumiyetinin tekerrüre esas olmasına karşın sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 58/6. maddesinin uygulanmaması ve aynı yasanın 125/3.a maddesi uyarınca hüküm kurulurken tekerrür nedeniyle zorunlu olarak maddedeki hapis cezasının seçilmesi gerekirken adli para cezasının seçilmesi yine adli para cezasının alt sınırı 1 yıl yani 365 gün olmasına karşın temel cezanın 360 gün üzerinden belirlenmesi suretiyle sanığa eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 25/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2014 tarih ve 2013/344-2014/334 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin müdürü ve ortağı olan davalı M.. D.. aleyhine "şirket hakkında vergi cezasına sebep olduğu" gerekçesiyle açtıkları azil davasında müdürün davanın akim kalması amacıyla istifa ettiğini, mahkemenin davalıyı haksız bularak yargılama giderlerini karşı taraf üzerinde bıraktığını, haksızlığı hüküm altına alınan davalının 23.09.2013 tarihli kararla yeniden müdür seçildiğini, bu kararın yasaya aykırılık taşıdığını ileri sürerek davalı M.. D..'nun müdürlükten azlini ve müdür atanmasına ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu