WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ise 30 TL karşılığında garson olarak çalıştığının dosya kapsamında beyanlar ile anlaşıldığı, işçi olarak çalışan birisinin işveren ve mesul müdürün iradesi dışında olaya müdahale etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kaldı ki sanık ...'in kumar oynanmasına yer ve imkan sağlama suçunu ne suretle işlediğine dair şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak; 1) Olayın benzin istasyonunda geçmesine, müştekinin, soruşturma aşamasında verdiği ifadede, olay yerinde benzin istasyonunun mesul müdürünün bulunduğunu belirtmesine göre bu mesul müdürün tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ile benzin istasyonun güvenlik kamerası görüntülerinin de istenmesi suretiyle incelenmesi gerektiği gözetilmeden ve hangi beyana itibar edildiği de kararda tartışılmadan eksik soruşturma ile yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, 2) Kabule göre, diğer sanıkların, müştekinin, aracından sopa çıkararak sanık ...'...

      Tıp Merkezi adı altında faaliyet gösteren şirketin aynı zamanda temsile yetkili müdürü olduğu, şirket ana sözleşmesinin 9. maddesinde temsile yetkili müdürün yetkileri açık halde yazılı bulunduğu, bu yetkiler arasında da şirketin işletme hakkını devredebilme yetkisi olmadığı ve 26.01.2010 tarihinde müdürlük görevinden istifa ettiği halde, sanığın her hangi bir ortaklar kurulu kararı almaksızın münferiden şirketin işletme hakkını üçüncü kişilere devretmesinin hüküm ifade etmeyeceği ve üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığı gözetilmeden beraatı yerine yazılı şekilde hüküm verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/07/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi FİİL : 5187 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: ... vekilinin 17/02/2014 tarihli dilekçesi ile ''... gazetesinin 23/12/2013 tarihli nüshasının 3.sayfasında yayımlanan habere ilişkin tekzip metninin 13/02/2014 tarihinde yayımlandığını, ancak aynı sütun ve puntolarda verilmediğini,bu sebeple anılan gazetenin sorumlu müdürü ile sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında para cezası ile cezalandırılmasına ve tekzip metninin tirajı yüzbinin üzerinde iki adet gazetede yayımlanmasını'' talep etmesi üzerine ...Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/68 sayılı değişik iş kararıyla 5187 sayılı Kanun'un 18/1....

          Somut olayda Genel Müdürün durumu 16.01.2009 tarihinde öğrenmekle zamanaşımının bu tarihte başladığı ve davanın da 29.09.2009 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmakla, düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440.maddesindeki yazılı hallerden hiçbirisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, 01.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasına dair kesinleşen kararın, 5187 sayılı Kanun'a göre süreli yayının sorumlu müdürüne tebliğe çıkartılması gerekirken, itiraz eden avukata çıkartıldığı, ancak vekile tebliğ edilen karardan Kanun'un 14. maddesi çerçevesinde sorumlu müdürün haberdar olup olmadığı kesin olarak belirlenemediği, dolayısıyla sanıkların sorumluluklarına gidilebilmesi için kesinleşen kararın süresi içinde yayımlanmak üzere ilgili süreli yayının sorumlu müdürüne tebliğ edilmesi gerektiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılanlar vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 03.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Sanığın savunmasında atılı suçu işlemediğini beyan etmesi, mağdurun paltosunu ve çantasını toplantı salonunda asılı olarak bırakıp lavaboya gittikten sonra toplantının bitmesi ile salonun temizlendiği ve mağdurun gelmemesi üzerine garson tarafından palto ve çantasının alt kattaki müdürün odasına bırakıldığı, kamera görüntülerine göre söz konusu yerin temizlendiği sırada garsonlardan başka sanığın girdiğinin tespit edildiği ancak toplantı sırasında da söz konusu salonda başka kişilerin de olduğu ve salonun boşalmasından sonra garsonların dışında sadece sanığın girmesi dışında sanığın cezalandırılmasına yeterli delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Kabule göre de; Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyetinin bulunmadığı gözetilmeden hükümde tekerrüre esas alınan ilamda gösterilmeden...

                istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket tarafından, borçlu aleyhine Viranşehir İcra Müdürlüğünün 2019/127 esas sayılı dosya ile icra takibini başlattığını, icra dosyasında ödeme emiri borçluya 24/09/2019 tarihinde yapıldığını, dosyada kesinleşen takip nedeniyle yapmış oldukları haciz talebi icra müdürlüğü tarafından 05/01/2021 tarihinde ret edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, ancak icra müdürlüğü kararının yasaya uygun olmadığını, İcra müdürlüğünün , borçlunun 23/09/2019 tarihli dilekçe ile takibe itiraz ettiğini belirttiğini, ancak ilgili itiraz dilekçesi incelendiğinde havale edilmemiş olduğunu, herhangi bir havale tarihinin olmadığı, dilekçenin uyaba da taranmadığını, bu durumu icra müdürlüğü karar tensip tutanağında '' bahse konu itiraz dilekçesinde yetkili memur ya da müdürün...

                Aksi halde müdürün şirkete karşı sorumluluğu sözkonusudur. Ticari Temsili (müdür), her zaman sözleşmeyi yani müdürlük görevini tek taraflı olarak sona erdirebilir (6098 sayılı TBK 512 md.). Zira limited şirkette müdürlük zorunlu bir görev değildir. Müdürlerin istifaları, tek taraflı olarak görevden ayrılmayı ifade ettiği içindir ki istifanın kabulü için herhangi bir makamın, örneğin ortaklar kurulunun onay ve kabulü aranmaz. İstifa keyfiyetinin şirkete bildirilmesi ve ortaklar kurulunca bu konuda karar alınması, müdürün şirkete karşı sorumluluğu yönünden önem arz etmekte olup, bu lazimenin yerine getirilmemesi, tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğuran istifanın, geçerliliğine etkili değildir. Başka bir anlatımla, müdürün şirket yöneticiliğinden istifasının tek taraflı ve şirkete ulaşmasıyla sonuç doğuran bir işlem olması nedeniyle, istifanın şirkete usulüne uygun tebliği ile geçerlilik kazanabileceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla görev son bulmadan sicile tescil de olanaklı değildir....

                  Optik isimli işyerinde çalıştırdığı mesul müdürün belgelerinin sahte olduğunu bildiğini ve bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin davacının hilesi ile imzalandığını iddia ederek, ifa ettiği edimleri geri istemiştir. Ancak yargılama aşamasında davalı, mesul müdürün belgelerinin sahte olduğunu davacının bildiğini ve kasıtlı olarak kurumlarını yanılttığını ispat edemediği gibi, kurum tarafından ödenen reçete muhteviyatının da davacı tarafından, reçetelerin sahiplerine teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı taraf her ne kadar hile nedeniyle sözleşmenin feshine dayanmışsa da, reçetelerdeki malzemelerin kurum mensuplarına davacı tarafından teslim edilmiş olması nedeniyle davalının 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca tazmini gerekir bir zararı bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu