Davalı şirketin kurulduğu tarihten itibaren dava tarihine kadar kâr payının dağıtımına ilişkin alınmış herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi davacı tarafından diğer ortaklara kar payı ödendiği yönünde bir iddia ileri sürülmediği ayrıca davacı ortağın davalı şirketin ortaklar kurulu gündemine kar payının dağıtılması yönünde herhangi bir çağrı veya başvurunun yapılmadığı veya yapıldığına ilişkin bilgi belgenin de dosyaya kazandırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olması, kendiliğinden limited şirket ortağının kar payı talep etme yetkisi vermeyecek olup, şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir karar alınması gerekmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2019 NUMARASI : 2011/519 ESAS - 2019/21 KARAR DAVA KONUSU : Adi Ortaklığa ve Limited şirkete Ortak Olunduğunun Tespiti, Kay Payı Tahsili ile Şirketin Fesih ve Tasfiyesi KARAR : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka 2....
işlemler olduğu sonucunu doğurduğu anlaşılmakla borç olarak verdiği paranın tahsili talebi yönünden ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.Davacı vekilinin kar payı alacağı talebine yönelik olarak limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olmasının, kendiliğinden limited şirket ortağına kar payı talep etme yetkisi vermeyeceği, şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için, öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde şirket genel kurulunca bir karar alınması gerektiği, TTK'nın 616 (1/e) maddesi uyarınca dava konusu edilen kâr payı ödenmesi talebinin şirket genel kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında olduğu nitekim, davalı şirketin Ana Sözleşmesinin 12. maddesinde de ortaklara kar payı dağıtılabilmesi için, genel kurul kararına ihtiyaç olduğunun hüküm altına alındığı, davalı şirketin genel kurulu tarafından alınmış kar payı dağıtımına yönelik herhangi bir karar bulunmadığı, bu yönde bir karar olmadan mahkemenin şirket genel...
haklarını da hiç saymak suretiyle yönetmeye devam ettiğini ileri sürerek müvekkilinin reel değerler üzerinden tepit edilecek ayrılma payı karşılığında davalı şirkette çıkarılmasına, olmadığı takdirde, davalı şirketin feshine, tedbiren şirkete kayyım atanmasına, banka kayıtlarında mevcut paranın kar payı olarak dağıtılmasına, şirketin taşınır ve taşınmaz mallarının devrinin yanısıra bankadaki mevut paranın çekilmesinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı şirketin kurulduğu tarihten itibaren dava tarihine kadar kâr payının dağıtımına ilişkin alınmış herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi davacı tarafından diğer ortaklara kar payı ödendiği yönünde bir iddia ileri sürülmediği ayrıca davacı ortağın davalı şirketin ortaklar kurulu gündemine kar payının dağıtılması yönünde herhangi bir çağrı veya başvurunun yapılmadığı veya yapıldığına ilişkin bilgi belgenin de dosyaya kazandırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olması, kendiliğinden limited şirket ortağının kar payı talep etme yetkisi vermeyecek olup, şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir karar alınması gerekmektedir....
nun, davalı şirketin % 50 hisse sahibi ortağı olduğu, diğer ortağın da dava dışı ... olduğu, dava dışı ...'in, şirketin münferiden temsile yetkili müdürü olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça, dava dışı şirket ortağı ve temsilcisi ...'in usulsüz işlem ve eylemleri nedeniyle şirketin faaliyetini yerine getiremez hale geldiği, borca batık olduğu, kendisinden habersiz olarak şirketin malvarlığının farklı bir yere götürüldüğü gibi nedenlerle şirketin fesih ve tasfiyesi talebiyle dava açılmıştır. Limited şirketin haklı nedenle feshine ilişkin 6102 Sayılı TTK'nun 636/3 maddesi; "Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir." hükmünü içermektedir....
ortaklığından çıkmak istediğinin anlaşıldığını, davacının gerçek niyetinin limited şirket ortaklığından çıkmak olduğu halde diğer şirket ortağını ve şirket tüzel kişiliğini mağdur etmek amacıyla limited şirketin feshi ve tasfiyesi davası açmış olmasının MK.2 maddesinde tanımı yapılan iyi niyetle bağdaşmadığını beyan etmiştir....
Ancak boşanma davasının devam ettiği süreçte mal varlığının elden çıkarıldığı, düzenli olarak kar eden şirketin boşanma davasının açıldığı 2016 yılında zarar ettiği, mali yönden yapılan tespit ve hesaplamalara göre şirketin dava tarihi itibariyle kaydi değeri 708.229,49.-TL iken, 31.12.2020 tarihi itibariyle şirketin kaydi değeri bulunmadığından mali açıdan güncel çıkma payı hesabının yapılamadığı, bu durumun dahi davacının şirketin haklı nedenle fesih talebinin haklılığını ortaya koyduğu zira çıkma payı belirlenmesi halinde karar tarihine en yakın çıkma payının belirlenmesi gerektiği, oysaki davacının çıkma payının tahsili ile şirketten çıkarılması alternatifi değerlendirilmesi yönünden, şirketin kaydi değerleri tasfiye edildiğinden çıkma payı hesaplanamaz hale geldiği anlaşılmıştır....
, müvekkilinin ödemiş olduğu sermaye payı ve şirketin toplam kuruluş sermayesi oranlaması ile daha fazla pay sahibi olması yada arta kalan sermaye payı bedelinin iadesi gerekirken bunun yapılmadığını, bu konu ile ilgili müvekkilinin noter kanalıyla ihtarname çektiğini, ancak herhangi bir cevap ve sonuç alınamadığını, şirketin müdürü aynı zamanda ortağı ------- müvekkiline şirketin durumu, geliri, gideri, kar durumu, şirketin finansal durumu ile ilgili bilgi vermekten kaçındığını, müvekkilinin şirketin kuruluşundan buyana en ufak bir kar payı almadığını, taraflar arasında bulunan mevcut husumetin mevcut haliyle şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesi önünde bir engel teşkil ettiğini ve şirketin haklı nedenle feshini oluşturduğunu beyan ederek dava devam ederken şirketin genel müdürünün görevden alınmasını ve şirketin yönetiminin bir kayyum atanarak sağlanmasını, şirketin feshini ve tasfiyesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın limited şirket ve şirket ortağından kar payı ve şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davacının davalı şirket ortağıyken 285 payını 10/02/2015 tarihli pay devri sözleşmesiyle davalı ...'ye devrettiği, davalı şirketin yöneticilerinin davalılar ... ve ...'den oluştuğu, davalı şirketteki payını tüm hak ve borçlarıyla birlikte devredip ortaklığını sona erdiren davacının davalı şirket ile ... ve ...'den kar payı alacağı talep edemeyeceği, TTK m. 553 gereği limited şirket yöneticisi aleyhine sorumluluk davası açabilecek kişilerin şirket, pay sahipleri ve şirket alacaklıları olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....