Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK nun 638. maddesi gereğince limited şirket ortaklığından çıkmanın ve çıkma payı talebinin haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirketlerde söz konusu olabileceğini, müvekkilinin anonim şirket statüsünde bir şirket olması ve anonim şirketlerde şirket ortaklığından çıkma müessesesinin olmaması nedenleriyle ortaklıktan çıkma talebinin reddine, son 10 yılın kâr payı alacağı yönünden ise son 10 yılda müvekkili şirketin genel kurulları tarafından kâr payı dağıtılmasına ilişkin herhangi bir karar verilmediğini, kâr payı dağıtımına ilişkin genel kurul kararı olmadan bunun mümkün olmadığını, kaldı ki müvekkilinin 23/11/2012 tarihinden beri Kamu Platformunda ve ticaret sicilinde genel kurul tutanaklarını yayınladığını, davacının bu hususları biliyor olması gerektiğini, davacının talep ve davalarının zaman aşımı ve hak düşürücü süreye uğradığından bahisle davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle, bu olmadığında esastan reddine karar...

iyice ortaya koyduğunu, şirketin kötü yönetildiğini, şirket kaynaklarının usulsüz şekilde sarf edildiğini, Yargıtay kararları gereği ortağın iş yerine sokulmamasının, kilitlerin değiştirilmesinin şirket hesap ve belgelerinin gizlenmesinin şirketin feshi için haklı neden oluşturduğunu, müvekkilinin bilgi almasının ve inceleme hakkının sürekli engellendiğini, şirket genel kurul toplantısının yapılmamasının, şirket paralarının başka şirketlere veya kişilere kaydırılmasının, limited şirketlerde kişisel ilişkilerin güven ve ortak amaç doğrultusunda olması gerektiğini aksi halde haklı sebeplerin varlığı nedeniyle davalı şirketin feshi koşullarının oluştuğunu, tüm bu nedenlerle davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine ancak fesih yerine müvekkilinin ortaklıktan çıkma payının gerçek karşılığının müvekkiline ödenmesine ve müvekkilinin şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesinin mahkemenin takdirinde olduğundan bahisle şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep...

Ortaklık yapısı aynı olan dava dışı ... hakkındaki davacının fesih davası sonunda fesih yerine davacının adı geçen şirket ortaklığından çıkarılmasına ve depo edilen çıkma payının karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesine karar verildiği ve kararın kanun yoluna başvurulmaksızın 26/11/2019 tarihinde kesinleştiği ve ortaklık yapısı ve olayları aynı olan işbu karar nedeniyle taraflar arasında güçlü denebilecek derecede delilin olduğu da anlaşılmıştır. Ancak şirketin feshinin yerine başka bir makul seçeneğin aranıp bulunması ve şirketin feshi yerine o seçeneğin uygulanmasının TTK nun amir hükmü olduğu anlaşıldığından şirketin feshi yerine öncelikle davacının şirket ortaklığından çıkma payı verilerek çıkarılmasına karar verilmesi seçeneği üzerinde mahkememizce durulmuştur....

    Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı ortak, davalı şirket ortaklığından haklı sebeplerin varlığını ileri sürerek çıkmak ve ayrılma payının ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmış ise de, davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürmüş olduğu gerekçelerin soyut nitelikte olduğu, ayrıca ileri sürmüş olduğu hususların varlığını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın reddine, dair verilen karar Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin .../.../... tarihli, .../... esas-.../... karar sayılı ilamıyla" Dava, TTK'nin 638/2 maddesine dayalı haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Davacının dava dilekçesinde şirketten çıkmak için ileri sürdüğü iddialar özellikle şirketin sui idaresine ve bundan kaynaklanan olgulara bağlanmıştır....

      Mahkememizin 18/03/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen ara karar gereğince davalı şirketin ortaklarının ve şirketi temsil ve yönetime atanan yetkili kimlik bilgilerinin bildirilmesi için Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne ve davalı şirketin ticaret sicil kaydında bulunan adreste davalı şirketin faal olarak çalışıp çalışmadığı hususunda ilgili kolluk birimine müzekkere yazılarak istenilen bilgi ve belgeler celbedilmiştir. Davacı vekili 17/06/2021 tarihli duruşmadaki imzalı beyanı ile ayrılma akçesi ve kâr payının tahsili talebinden feragat ettiklerini beyan etmiştir. GEREKÇE VE KANAAT: Dava, TTK'nun 638/2 maddesine dayalı haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu, haklı sebeplerin varlığı halinde limited şirket ortağının şirketten çıkma isteğini dava yolu ile kullanmasını uygun görmüştür....

        çerçevesinde kâr elde etme ve paylaşma ihtimalinin davacı ortak yönünden sona ermesi nedeniyle davacı ortağın şirket ortaklığının devamında ortaklığın kuruluş amacı çerçevesinde hukuki ve ticari yönden pratik bir faydanında kalmadığı, ancak şirketin tümüyle borca batık olduğunun tespit edilemediği ve feshini gerektirir haklı nedeninin mevcut olmadığı, bu suretle de davacı ortağın ortaklıktan çıkma payı ödenerek çıkartılmasının şirket yönünden uygun çözüm olduğu kanaatine varılmakla; davanın kabulü ile davacı ortağın şirket ortaklığından çıkmasına ve ikinci ek raporda belirtilen çıkma payının davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

          bu durumun şirket ortaklığının artık yürümeyeceğini iyice ortaya koyduğunu, şirketin kötü yönetildiğini, şirket kaynaklarının usulsüz şekilde sarf edildiğini, Yargıtay kararları gereği ortağın iş yerine sokulmamasının, kilitlerin değiştirilmesinin şirket hesap ve belgelerinin gizlenmesinin şirketin feshi için haklı neden oluşturduğunu, müvekkilinin bilgi almasının ve inceleme hakkının sürekli engellendiğini, şirket genel kurul toplantısının yapılmamasının, şirket paralarının başka şirketlere veya kişilere kaydırılmasının, limited şirketlerde kişisel ilişkilerin güven ve ortak amaç doğrultusunda olması gerektiğini aksi halde haklı sebeplerin varlığı nedeniyle davalı şirketin feshi koşullarının oluştuğunu, tüm bu nedenlerle davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine ancak fesih yerine müvekkilinin ortaklıktan çıkma payının gerçek karşılığının müvekkiline ödenmesine ve müvekkilinin şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesinin mahkemenin takdirinde olduğundan bahisle şirketin...

          Limited şirket ortağı tarafından açılan haklı sebebe dayalı çıkma davası ileriye etkili hüküm ifade eden bozucu yenilik doğuran bir dava olup, bu davada çıkmayı gerçekleştiren irade mahkeme kararıdır. Mahkemenin çıkmaya ilişkin kararı şirketle ortak arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdirir ve sonuçlarını dava tarihinden değil kararın kesinleştiği tarihte doğurur. Bilindiği üzere limited şirketlerde, şirket ortaklığından çıkma için haklı sebep teşkil edecek nedenlerin hangi haller olduğu hususu Türk Ticaret Kanununda sayılmamıştır. Buna göre; haklı nedenler somut olayın özelliğine göre ortaya konulup değerlendirilmek durumundadır. TTK'nda limited şirkette haklı sebebin tanımı yapılmadığı gibi haklı sebeplere de örnek madde metninde yer verilmemiştir....

            Somut olayda; dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

              CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK nun 638. maddesi gereğince limited şirket ortaklığından çıkmanın ve çıkma payı talebinin haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirketlerde söz konusu olabileceğini, müvekkilinin anonim şirket statüsünde bir şirket olması ve anonim şirketlerde şirket ortaklığından çıkma müessesesinin olmaması nedenleriyle ortaklıktan çıkma talebinin reddine, son 10 yılın kâr payı alacağı yönünden ise son 10 yılda müvekkili şirketin genel kurulları tarafından kâr payı dağıtılmasına ilişkin herhangi bir karar verilmediğini, kâr payı dağıtımına ilişkin genel kurul kararı olmadan bunun mümkün olmadığını, kaldı ki müvekkilinin 23/11/2012 tarihinden beri Kamu Platformunda ve ticaret sicilinde genel kurul tutanaklarını yayınladığını, davacının bu hususları biliyor olması gerektiğini, davacının talep ve davalarının zaman aşımı ve hak düşürücü süreye uğradığından bahisle davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle, bu olmadığında esastan reddine karar...

                UYAP Entegrasyonu