Esasında görülen şirket müdürünün sorumluluğu davası ve kar payı ödemesi davasının fesih ve tasfiyeye yol açacak şekilde haklı bir neden sayılamayacağı davacı tarafın başka hukuki müesseseler ve davalarla talep edip elde edebileceği hususların fesih ve tasfiye davasına konu oluşturamayacağı, bu bağlamda karşı davacı ... tarafından açılmış bulunun sorumluluk ve kar payı alacağının tahsili istemi yönündeki davanın da bu davamızda haklı neden oluşturmayacağı anlaşıldığından şirketin hakla nedenle fesih ve tasfiye isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. (Her ne kadar taraflar arasında mahkememizde açılan dava sonrasında başka davaların açıldığı bilinmekte ise de her davanın dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirileceği izahtan varestedir.)...
Esasında görülen şirket müdürünün sorumluluğu davası ve kar payı ödemesi davasının fesih ve tasfiyeye yol açacak şekilde haklı bir neden sayılamayacağı davacı tarafın başka hukuki müesseseler ve davalarla talep edip elde edebileceği hususların fesih ve tasfiye davasına konu oluşturamayacağı, bu bağlamda karşı davacı ... tarafından açılmış bulunun sorumluluk ve kar payı alacağının tahsili istemi yönündeki davanın da bu davamızda haklı neden oluşturmayacağı anlaşıldığından şirketin hakla nedenle fesih ve tasfiye isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. (Her ne kadar taraflar arasında mahkememizde açılan dava sonrasında başka davaların açıldığı bilinmekte ise de her davanın dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirileceği izahtan varestedir.)...
-TL tutarında zararı bulunduğunu, şirketin mevcutlar ile alacaklar toplamının borçlarını karşılamadığını ve şirketin 28.153,52.-TL tutarında fazladan borcu olduğunu, şirketin ekonomik değeri olan bir mal varlığının olmadığını, ortaklarının şirkete koyduğu sermaye tutarı olan 10.000,00.-TL'sinin korunmadığı ve şirketin ödenmiş sermayesinin zarar etmesi nedeniyle tamamen yok olduğunu, ... tarihi itibariyle borca batık durumda olduğu bildirilmiştir. Dava, TTK'nun 636. madde gereğince limited şirketin gayri faal olması nedeniyle açılmış fesih ve tasfiye davasıdır. Mahkememizce yapılan yargılama ve ......
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davacılar payına düşen kar payının tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu'nun 616/1-e maddesi uyarınca limited şirketlerde kar payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi yetkisi genel kurula ait bir yetkidir. Somut davada, davalı şirketin sicil dosyasında ortaklara kar payı dağıtılması konusunda genel kurul tarafından alınmış bir karar bulunmamaktadır. Kar payı ödenmesine yönelik karar alınması şirket genel kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında olup, mahkemenin genel kurul yerine geçerek doğrudan ortaklara kar payı ödenmesi konusunda karar vermesi mümkün bulunmadığı gibi, davacının TTK ve şirket ana sözleşmesi kapsamında, bu alacak talebi yönünden doğrudan dava açma hakkı da bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davalı ...'ya yönelik davanın, şirket ortağı olması sebebiyle tarafından kar payı alacağı talep edilemeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının dava konusu şirketin %50 paylı ortağı olduğu, davalı gerçek kişilerin ise şirketin %50 paylı ortağı durumuna geldikleri, davalılar murisinin ölümünden sonra şirketin ortaklar kurulunun toplanamadığı, herhangi bir temsilci seçiminin de yapılamadığı, şirketin 2016 yılından itibaren faaliyetlerinin durma noktasına geldiği, sürekli zarar ettiği, şirketin kuruluş amacı olan kar elde etme imkanının kalmadığı, son 4 yıldır kar sağlayamadığı, gelecek yıllar itibarıyla kar güdecek bir faaliyet yapısına kavuşmasının da mümkün olmadığı, davalı ... tarafından da şirket feshinin kabul edildiği, TTK'nun 531. maddesinde öngörülen şirketin haklı nedenlerle feshi koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün 12461 sicil sırasında kayıtlı ... Sanayi Ticaret Limited Şirketinin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak davacı ...'nun atanmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı ......
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmekle; davanın, davacının da hissedar olduğu davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ve ayrılma akçesi ödenmek suretiyle şirketten çıkması talebine ilişkin olduğu, TTKnun 636/3.maddesinde "Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir." denilmekte olup, mahkememizde açılan işbu davada hem fesih ve tasfiyesi talep edilen şirketin hem de şirketin diğer hissedarı olan davalı ...'...
Numarasına kaydı yapılmış ve yapılan yargılama sonunda ; DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; Müvekkili ile davalı ... arasında bir mobil yazılımın gelirlerinin paylaşılması amacıyla iki yıl süreli bir adi şirket kurulmuş ve bu adi şirketin hukuka uygun bir kılıfı olarak da ayrıca davalının tek ortaklı olarak kurduğu limited şirkete müvekkilimiz de şeklen ortak yapıldığını, müvekkilinin adi şirkete ve limited şirkete %10 ortak olmuş olup taahhüt ettiği sermayenin yarısını nakden ödemiş, kalan yarısını ise (şirketin elde edip müvekkilimize ödeyeceği kâr payından mahsuplaşma suretiyle) hesaben ödediğini, ancak davalı ... aylık bilgilendirmeye ve hesap görmeye yanaşmadığı gibi aylık kâr payı ödenmesi talebini de reddettiğini, bu haklı sebeple hem limited şirketten çıkma ve çıkma payı ödenmesi hem de adi şirketin tasfiyesi ve tasfiye bakiyesinden müvekkili hissesine düşenin ödenmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, davacı ortağın şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve çıkma payı istemi ile olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, ortaklıktan çıkmaya izin davası ile şirketin fesih talebi davası sadece davalı şirkete yöneltilebileceğinden diğer ortak davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, ortakların boşandıkları süreçte aralarında husumet olduğu, ortaklık ilişkisini sürdürmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği, ortaklığın fesih koşullarının gerçekleşmesinde davacının tek başına ve daha fazla kusurlu olmadığı, şirketin 2008 yılından ticaret sicil dosyasında hiç bir işlem bulunmadığı, hiç kar payı dağıtmadığı, 2013 yılından itibaren zarar ettiği, şirketin amacının gerçekleşme ihtimali bulunmadığı, şirketin haklı sebeble feshi ve tasfiyesi koşullarının gerçekleştiği, haklı sebeple fesih yerine alternatif çözüme hükmedilebilmesi için bu çözümün ilgililerin menfaatine olması gerektiği, ekonomik faaliyeti durmuş bulunan şirketin devamında genel ekonomik menfaatler açısından bir fayda bulunmadığı gerekçesiyle istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Limited Şirketi'ne ortak olduğunu, bu şirketin ... tarafından yönetildiğini, sorunsuz olarak 2019 yılına kadar faaliyetlerinin devam ettiğini, ancak 2019 yılının Kasım ayında ... ... ve ... ile aralarında şirketin kar payı dağılımıyla ilgili olarak sorunlar çıktığını, daha sonra şirket ortaklarından olan ... ... ile kendi payı olan %5'lik kısmı ona 2019 yılında ... TL karşılığında sattığını, Noter satışından itibaren tarafına ... ... tarafından herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, ayrıca ortaklığı sürecinde kar payı olan tutarların hiç birisinin tarafına ödenmediğini, %5'lik hissesini ortaklardan ... ...'e devrettikten 15 gün sonra şirketin 2019 yılındaki ... TL'lik değerini ......