Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. ...- Dava limited şirket ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. ...'nın 513/1. maddesine göre şirket ana sözleşmesi, mukavelede daha yüksek bir nisap öngörülmemişse sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir. Somut uyuşmazlıkta, davalı şirket adresinin değiştirilmesi, bir ana sözleşme değişikliği gerektirir. Dava konusu ....01.2010 tarihli limited şirket ortaklar kurulu kararının şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin .... maddesi davacının yokluğunda, sermayenin %51'ini .../... -...- temsil eden davalının oyuyla alınmıştır. ...'...

    nin 26.06.2002 tarihli yönetim kurulu kararında müvekkilinin imzasının taklit edilerek davalı ...'nin 200 hissesinin diğer davalı ...'ye satılmasının kabulüne karar verildiğini ileri sürerek hisse devrine ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın, ortaklar kurulu kararın alındığı tarihten 12 sene sonra açıldığından 6102 sayılı TTK'nın 445. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ortaklar kurulu kararının alındığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 26/4. maddesine göre, ticari olsun olmasın, bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davaların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, şirket devrini içeren ortaklar kurulu kararının 26/06/2002 tarihli olması sebebiyle zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu 21/09/2020 tarihinde ilan edilen 31/08/2020 tarihli genel kurul toplantısında hazır bulunanlar listesinde şirketin 3 üyesinin de davacı da dahil hazır bulunduğunun ve tüm kararların oy birliği ile alındığının belirtildiği, davacının toplantıya katılmadığı, hazır bulunanlar listesindeki ismi karşısındaki imzanın kendisine ait olmadığı, bu hali ile oy birliği ile alındığı belirtilen genel kurul toplantısında alınan kararların batıl olduğu, imza davacıya ait olmadığından sahtelik durumu söz konusu olup, bu durumda davacı dışında diğer ortakların toplantıya katıldığı varsayılarak pay durumu itibarı ile alınan kararlarda davacının katılımının olmamasının karar nisabı yönünden sonuca etkili olamayacağı hususunun sahtelik durumu nedeni ile somut olayda söz konusu olamayacağı, sahte imza ile alınan kararların batıl olduğu kanaatine varılmakla bu durumun tespiti ile kararların iptaline bu şekliyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir...

        gibi yerine getirmediklerine ilişkin iddialar somut olarak ispat edilemediği tespit edilmiş olmakla 29/07/2021 genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 7, 8, 10, 11 nolu kararların iptali şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla belirtilen kararların iptali isteminin reddine karar verilmiştir. 20.10.2021 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulunda alınan 3 gündem numaralı kararında, şirket yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile ........., ........ ve ...........

          Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 25.12.2012 tarihli davalı şirketin ortaklar genel kurulunda şirket anasözleşmesinin değiştirilmesine dair kararların TTK'nın 419/1 ve 422. maddeleri gereğince müzakere edilmeden usulüne göre bir oylama yapılmadan karar alınması sebebiyle yoklukla malül olup, iptali gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, genel kurul kararının anasözleşme değişikliğine ilişkin kısımlarının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, şirket genel kurul kararının butlanın tespitine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili, kararı temyiz etmekle birlikte temyiz dilekçesinin ekinde davacının davadan feragatına dair 01/08/2014 tarihli belge ibraz etmiştir. Davacı, temyize cevap dilekçesinde, 01/08/2014 tarihli belge altındaki imzanın kendisine ait olduğunu fakat davalı ile sulh yaptıklarını ve sulhün gereklerini davalının yerine getirmediğini bildirmiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı şirket sermayesinin 2.000.000,00 TL, hisse adedinin ise 200.000 bin adet, davacı hisse adedinin ise 37.960 olduğu, sermayenin 1.999.160,00 TL’lik kısmının toplantıda temsil edildiği, asgari toplantı nisabının sağlandığı, dava konusu 5 no'lu kararın davacının ibra edilmemesine, diğer yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerinin ise ibralarına ilişkin olup oy çokluğuyla alındığı, davacının bu karara muhalefet şerhi verdiği, 6 no'lu kararın 01/05/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yönetim kurulu üyeleri için aylık brüt 1.000’er TL, denetim kurulu üyeleri için ise brüt 500’er TL ücret ödenmesine ilişkin olup oy çokluğuyla alındığı, dava konusu genel kurul ve genel kurulda alınan 5, 6 ve 7 no'lu kararların yokluk ve butlan şartlarının oluşmadığı, davalı şirketin finansal durumuna göre yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri için takdir olunan ücretlerin makul olduğu, yönetim kurulu üyesi davacının...

              Batıl hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların batıl olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. (Kapatılan Yargıtay 23....

              hukuka aykırı olduklarından, söz konusu bu kararların yoklukla malul olduğunun tespitine, bu talebin kabul görmemesi halinde butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesini, sonuç olarak; davalı kooperatifin 05/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan söz konusu 9 ve 13 maddelerinin yoklukla malul olduğunun tespitine, bu talebin kabul görmemesi halinde bu kararların batıl olduğunun tespitine, 05/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında söz konusu kararların TTK'nın 449 maddesi uyarınca yürütülmesinin geri bırakılmasına, mevcut yönetim kurulunun kooperatif yönetiminde ehil olmaması nedeniyle, kooperatif yönetim ve temsili için yönetim ve temsil kayyımı atanmasını, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/63 Esas KARAR NO: 2022/167 DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ: 11/03/2019 KARAR TARİHİ: 09/03/2022 Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı vekili müvekkilinin ----- senesinde davalı şirkete --- olarak atandığını, ---- senesinde de davalı şirketin hissesi verildiğini, böylece ----- hissedar olduğunu, hissedar olduktan çok kısa bir süre sonra davalı şirketin---- ve mevzuata aykırı iş yapması için müvekkiline baskı kurmaya başladığını, hatta bazı evraklara imza atması için müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin de yasaya aykırı davranmayacağını, --- ve diğer--- üyelerine ilettiğini, bunun üzerine ---- tarihinde müvekkilinin şirkete giriş çıkış kartının iptal edildiğini ve şirket e-posta erişiminin engellendiğini, aynı gün alınan yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin hizmet sözleşmesinin...

                  ın 270 paya sahip olmadığının görüleceğini ileri sürerek 22.06.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurulda alınan kararlardan 4., 5. Ve 6. Maddenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alınan kararlarda hiçbir hukuka aykırılık söz konusu olmayıp davacının miras yoluyla elde etmiş olduğu şirket ortaklığı nedeniyle, diğer mirasçılar ve şirket ortakları ile şahsi husumet içerisinde olup şirket üyesi sıfatını kötüye kullanarak şirketin karar almasını engellediğini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; Dava, limited şirket ortaklar kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, genel kurulun (4) maddesi ile vefat eden ...'ın şirket müdürlüğünün iptaline ve Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin........

                    UYAP Entegrasyonu