Somut olayda, davacı-borçlu T1 e kıymet takdir raporunun 20/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından kıymet takdirine itiraz davası açılmadığı, alacaklı ve diğer borçlulardan Asayra şirketi tarafından kıymet takdirine itiraz davası açılmasının süresinde dava açmaya davacı/borçluya bu nedenle ihalenin feshini talep etme hakkı tanımayacağı, kaldı ki alacaklı ve diğer borçlu Asayra şirketi tarafından açılan kıymet takdirine itiraz davasında alınan raporun davacıya tebliğ edildiği, davacının bu rapora karşı da herhangi bir itirazda bulunmadığı, davacının satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde kıymet takdir raporunun şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez....
Davacı borçlu kıymetin belirlenmesi dava etmişse de, kıymet takdirinin tebliğ tarihi olan 27/10/2020 tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde kıymet takdirini açmak zorunda olmakla davacı borçlunun açmış olduğu kıymet takdirine itiraz davası bu yönden reddedilmiştir. Diğer dava konusu ihalenin feshi davası yönünden de satışa esas kıymet takdirinin güncel değerinden daha düşük tespit edilmediği, kıymet takdirine ilişkin itirazların ihalenin feshi davasında ileri sürülemeyeceği, icra müdürlüğünce yapılan tüm işlemlerde herhangi bir usulsüzlük görülmediği..." gerekçesi ile "ihalenin feshi davasının ve kıymet takdirine itiraz davasının ayrı ayrı reddine, para cezası takdirine yer olmadığına" karar verilmiştir....
vekaletname sunularak kıymet takdirinin kendilerine tebliğinin istenildiğini ve icra müdürlüğünce davalı borçlu vekiline 2.kez kıymet takdiri raporunun tebliğe çıkartıldığını, davalı vekilinin tebliğ üzerine kıymet takdirine itiraz davası açtığını, kıymet takdirinin bizzat borçluya tebliğ edildiği halde yeniden tebliğe çıkartılması ve verilmiş olan satış işlemlerinin yok sayıldığını, icra müdürlüğüne yapmış oldukları müracaat üzerine icra müdürlüğünün 20/08/2021 tarihli tensip ile satış günü vermek üzere dosyanın incelemeye alınmasına karar verilerek yeniden satış günü verilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve dosya alacağının tahsilini engel nitelikte olduğundan icra müdürlüğünün 20/08/2021 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Kıymet takdirinde ağaç bedellerinin hesaplanmadığı, oda sayısının eksik yazıldığı, deponun belirtilmediği, kamelyanın belirtilmediği iddiası yönünden ; ihale konusu taşınmazın kıymet takdiri Osmaniye 2.İcra Müdürlüğünün 2019/26 Tal....
YANIT : Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle, kıymet takdirinin kesinleştiğini, satış ilanının davacıya usulüne uygun tebliğ edildiğini, taşınmazın muhammen bedelinin üstünde satılması nedeniyle ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı T5 cevap dilekçesinde özetle, tebligatların usulüne uygun yapıldığını, süresinde kıymet takdirine itiraz etmeyen davacının kıymet takdirine itiraz nedenleriyle ihalenin feshini isteyemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davada esasa girilmediğinden davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kıymet takdirine itiraz olduğu halde meskeniyet gibi hüküm kurulduğunu, daha önceki kıymet takdirlerine göre taşınmazın değerinin %70,36 arttığını, buna göre güncel değerin daha düşük olması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, davacının dava dilekçesi incelendiğinde, davanın kıymet takdirine itiraz ve haline münasip evin değerinin güncellenmesi talebine ilişkin olduğu, her ne kadar mahkemece meskeniyet iddiasının reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de, istinaf edenin sıfatı göz önüne alındığında bu yönden inceleme yapılmamış, yine kıymet takdirine itiraz yönünden istinaf isteminde bulunulmadığından HMK 355 maddesi gereğince bu yönden de inceleme yapılmamıştır....
Davacı kıymet takdirine itiraz etmiş ise de, davacının satış ilanının tarafına usulsüz tebliğ edildiğine dair iddiasının bulunmadığı, satış ilanı davacı vekiline 08/12/2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, en geç satış ilanının kendisine tebliğ tarihi olan 08/12/2021 tarihinde kıymet takdiri raporunu öğrenen ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmadığından, kıymet takdiri kesinleşmiş olup, kıymet takdirine itiraz etmeyen borçlunun daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. Tüm dosya kapsamı itibariyle taşınmaz, kesinleşen muhammen bedelinin üzerinde ihale edildiğinden, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, bu durumda şikayetçi, İİK'nın 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, söz konusu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece bu gerekçeyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmiş olması isabetlidir....
Takip dosyası kapsamı ile davacı şirkete satış ilanının kıymet takdirine itiraz edilen vekile tebliğ edildiği açık olup vekile yapılan tebliğin usulsüzlüğü açıkça ve somut olarak iddia edilmemiştir. Davacı kıymet takdiri tarihi ile satış tarihi arasında 2 yıllık süre geçtiği iddiası ile fesih talebinde bulunmuş ise de, 7226 Sayılı Kanunun Geçici 1. Maddesi 1. Fıkra b bendi uyarınca 2004 sayılı Kanundaki tüm süreler durdurulduğundan, duran süre ve yeniden işlemeye başladığı tarih dikkate alındığında 24/07/2020 tarihli satışın 25/05/2018 tarihli kıymet takdirinden itibaren 2 yıllık sürede olduğu anlaşılmaktadır....
Zarar unsurunun oluşmaması halinde, sadece ileri sürülmesi şartıyla muhammen bedelin gerçeği yansıtmadığı iddiası , kıymet takdiri tebliğinin ve satış ilanı tebliğinin her ikisinin de birlikte usulsüz tebliğ edildiği iddiası (eğer bu iki tebligat usulsüz ise kıymet takdirine itiraz edildiği kabul edilir.) fesat iddiası ,İİK.nun 150/e maddesine aykırılık iddiası, re'sen de İİK.nun 128/a maddesindeki 2 yıllık süre, İİK.nun 109. Maddesine aykırılık iddiası , ipotek (rüçhan) nedeniyle İİK.nun 129. maddesine aykırılık iddiası incelenebilir. Somut olayda, şikayet dilekçesinde kıymet takdiri tebliğinin ve satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmektedir. Yine , istinaf dilekçesinde satış ilanı tebligatının ve şikayetçiye icra dosyasından yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu ileri sürülmektedir....
İİK'nın 128/a maddesinde; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler...." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup, istinaf edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini, yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....