Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı dava dilekçesinde kıymet takdirine itiraz ettiğini iddia etmiş ise de kıymet takdirine itiraz Sulh Hukuk Mahkemesine yapılması gerektiğinden satış memurluğuna yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı, taşınmazların değerinin kıymet takdirine itiraz edilmeyerek kesinleştiği, davaya konu ihalede, ihalenin feshini gerektirir kamu düzenine aykırı re'sen dikkate alınması gerekli bir durum bulunmadığından mahkemece 4 ve 13 parsel yönünden ihalenin feshi talebinin esastan reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu, ihaleye konu 3 parsel sayılı taşınmazın satış bedeli muhammen bedelin üzerinde olduğundan bu taşınmaz yönünden ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ... ili, ... ilçesi, ......
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Bu durumda fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazlar konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, kıymet takdirine itiraz davasında taşınmazlar ile ilgili yapılan kıymet takdiri tarihi itibariyle tespit edilecek değerlerin, ihalede esas alınan muhammen bedellerin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedellerin altında olması halinde ise İİK'nun 134/8. maddesine göre zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekir. (bkz....
İİK'nın 128/a maddesine göre; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler." Aynı maddenin son fıkrasına göre kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
Davacı/3. kişi T1'ın ise aile konutu şerhi nedeniyle İİK'nın 134/2. maddesine göre taşınmazın resmi sicilinde kayıtlı ilgili sıfatıyla ihalenin feshi davasında aktif husumet ehliyeti bulunmakta ise de; İİK'nın 128/2. maddesi uyarınca kıymet takdiri raporunun tebliğ edileceği ilgililer ve kıymet takdirine itiraz edebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmış olup, bunlar borçlu, haciz koydurmuş alacaklılar ve ipotek alacaklıları olduğundan, lehine aile konutu şerhi koyduran davacı/3. kişi T1 kendisine kıymet takdiri tebliği gereken ve kıymet takdirine itiraz edebilecek ilgililer arasında değildir (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 20/12/2012 tarih, 2012/26537 esas ve 2012/39218 karar sayılı ilamı). Kaldı ki; davacı/3.kişinin satış ilanı ve kıymet takdiri raporu usulsüzlüğüne ilişkin şikayet sebepleri istinaf aşamasında ileri sürülmediğinden ve kamu düzenine ilişkin de olmadığından HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen de dikkate alınmaz....
Davalı T4 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Mahkeme tarafından bu şekilde verilen karar için usule uygun denebilecek HMK' da bir hükmün olmadığını, mahkeme tarafından verilen karar gerekçesinin kanunda yazılı olan ihalenin feshinin gerekçelerinden hiçbirine uymadığını, kesinleşmiş olan kıymet takdirine rağmen ihalenin feshi davasında adeta yeniden bir kıymet taktiri yapıldığını, yerel mahkeme tarafından kıymet takdirine itiraz üzerine verilen kesin nitelikte olan gerekçeli karardan sonra kıymet takdiri işleminin satışa hazırlık işlemi olarak kabul edilerek iş bu ihalenin feshi davasında yeniden incelenerek yeniden bilirkişi raporu alınmasının kabul edilemez ve kanuna, hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin kıymet takdirine itiraz davasında verdiği kesin kararı ve belirlediği muhammen bedeli hiçe sayarak keşif kararı verdiğini ve adeta yeniden kıymet taktiri yaptığını, kıymet taktirine itiraz davasında 28/07/2020 tarihi itibariyle taşınmazın değerinin 6.978.900,00 TL olarak belirlendiğini...
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Somut olayda, ihalenin bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, şikayet edenin taşınmazın belirlenen değerine karşı süresinde bir itirazının bulunmadığı, şikayet edenin somut bir fesat olduğu ileri sürmediği, hal böyle iken davacı açısından zarar unsurunun da gerçekleşmediği anlaşılmakla ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine dair ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
İlk derece Mahkemesi; davacının sadece kendisine yapılan tebligatlarla ilgili şikayet ve dava hakkına sahip olduğu, kendisi dışındaki kimselere yapılan tebligatlar yönünden ise, hukuki yararı bulunmadığından şikayette bulunamayacağı, kıymet takdiri raporunun 07.12.2020 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, süresinde kıymet takidirine itiraz edildiği ve satış ilanının da davacının kıymet takdirine itiraz eden vekiline 06.08.2021 tarihinde e- tebliğ suretiyle usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı kıymet takdiri tarihinin eski olması nedeni ile değişen günümüz koşullarında değerin düşük kaldığını iddia etmiş ise de; icra müdürlüğünce kıymet takdirinin icra müdürlüğünde 27.10.2020 tarihli raporla belirlendiği, kıymet takdirine itiraz davası sonucunda İstanbul Anadolu 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/517 E....
Şikayetçi borçlu tarafın şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü kıymet takdirine, KDV oranına ve artırma ilanının hazırlanmasına ilişkin ihalenin feshi sebepleri hazırlık işlemlerine ilişkin olup yukarıda açıklandığı üzere süresinde şikayet yoluna başvurulmadığından iş bu davada dinlenemez. Ayrıca, satış ilanı ve kıymet takdir raporu tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. ihalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere kıymet takdirinin ve ya satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ileri süremez. Taşınmazlara ilişkin ihale bedelinin, muhammen bedelin yüzde ellisi ile birlikte satış masraflarını karşıladığı, satışın İİK.'...
Yine dava dışı diğer takip borçluları Özhan Gürler İnşaat Şirketi ile Kemal Akçiçek'in adresleri davacının tebligat yapılan adresinden farklı olduğu halde 28/09/2017 tarihinde tebligat parçaları üzerine aynı şerh düşülerek kıymet takdir raporunun Eren Gündüz'e tebliğ edildiği görülmüştür. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesinin kıymet takdirine itiraza ilişkin kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Her ne kadar Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin kıymet takdirine itiraz davası ile ilgili 2017/1057 Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verilmişse de, davacıya kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak TK 16....
Davacı süresinde kıymet takdirine itiraz talebinde bulunduğundan, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edebilir. Bilindiği üzere, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ihalenin feshi nedenidir. Öte yandan, gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler ihalenin feshi nedenleri arasında sayılmıştır. İhaleye konu taşınmazın ilan edilen net alanı ile mevcut net alanı arasında müşteriyi yanıltıcı nitelikte ve önemli ölçüde fark bulunması halinde bu hususun talep ve talibi etkileyeceği kuşkusuzdur. Zira, daha fazla alıcı çıkmasına ve taşınmazın daha yüksek bedelle satılmasına engel olabilecek bu farklılığın varlığı durumunda arttırmaya hazırlık aşamasında ve satılan malın esaslı niteliklerindeki hata söz konusu olacağından ihalenin feshi sonucu doğabilecektir....