İstinaf Sebepleri Şikayet dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmekle istem konusunun kıymet takdirine itiraz olduğu, kesinleşen ilamın konusunun ise meskeniyet olduğu belirtilerek kesinleşen kararın iş bu dava yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği ileri sürülmüştür. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu taşınmazın şikayetçinin borçlu olduğu başka bir takip dosyası olan ... 7....
, kıymet takdirine ilişkin tebligatın muhtara bırakıldığını tebligattan 26/07/2016 günü haberdar olduğunu beyan etmiş, haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
halen müvekkili adına kayıtlı bulunan Muğla ili, Fethiye İlçesi, Patlangıç Mahallesi, Deliktaş mevki, 2913 ada, 13 parselde bulunan altı adet 3 katlı kargir bina ve arsasında müvekkiline ait F Blok Zemin Kat 1 numaralı bağımsız bölüm sayılı taşınmazın da haczedildiğini ve haciz işlemi tesisine ilişkin İİK 103. maddesi uyarınca herhangi bir tebliğ işleminin gerçekleştirilmediğini, müvekkili adına kayıtlı mesken nitelikli taşınmaz ile ilgili olarak kıymet takdiri işlemi gerçekleştirildiğini ve kıymet takdir raporunun müvekkilinin vekillerinden Av....
ve hacizden bu tarihte haberdar olduklarını, müvekkillerinin meskeniyet şikayetinde bulunmuş oldukları yerin haline münasip bir ev olduğunu, hacze konu evin konumunun gerek müvekkilinin sosyal çevresi içerisinde yer alması, gerekse evin fiziksel koşullarının bir ailenin ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılayacak nitelikte olması sebebi ile İİK md.82/1- 12 maddesi uyarınca haline münasip ev olduğunu ve haczi kabil olmadığını belirterek meskeniyet iddialarının kabulü ile şikayet konusu mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İİK.nun 82/12. maddesinde yer alan meskeniyet iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca (7) gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Hacizle ilgili borçluya tebligat yapılmamış ise öğrenme tarihi kural olarak borçlunun bildirdiği tarihtir. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmaza 13.12.2012 tarihinde haciz konulmuş, hacizle ilgili olarak İİK.'nun 103. maddesi uyarınca çıkartılması gereken davet kağıdının borçluya gönderilmediği, kıymet takdiri keşif tutanağına göre borçlunun kıymet takdirinde hazır olmadığı, borçlu adına çıkartılan kıymet takdir raporunun ise dava tarihinden sonra 31.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve haczin öğrenildiğine dair icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı görülmüştür....
Borçlu vekili istinafında özetle , bilirkişi raporuna karşı her iki tarafında itiraz ettiğini bu durumda İİK.nun 128/a maddesi gereğince yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği dikkate alınmadan karar verildiğini beyan etmiş ise de; HMK.nun 282 (1). maddesine göre ; “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” Bu nedenle anılan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisinde bir sakınca yoktur.Diğer taraftan İİK.nun 128/a maddesi kıymet takdirine ilişkin bir hüküm olup meskeniyet şikayetine dair yargılamayla ilgili değildir....
1.000,000,00 TL’nin üzerinde bir değer ifade ettiğini, dava ve takibe konu olan taşınmaza biçilen söz konusu değer oldukça düşük olduğunun göz önüne alınması ve tekrar belirlenmek üzere yeni bir kıymet takdirinin yapılması talep ve dava etmiştir....
Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlu hakkında yapmış oldukları takibin kesinleşmesi nedeni ile borçluya ait taşınmazın haczedilerek satışına karar verildiğini, borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edilmeyerek haczin ve kıymet takdirinin kesinleştiğini, davacıya taşınmaza işlenen haciz işlemi hususunda bilirkişi raporu ve 103 muhtıra tebliğ edildiğini, akabinde meskeniyet iddiasında bulunulduğunu, borçlu dışındaki kişilerin haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağını, 28/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın değerinin 7.500.000,00 TL olarak belirlendiğini, haline münasip ev kapsamında olmadığını, borçlu olan bir kişinin borçlarını ödememek için lüks bir taşınmazda haline münasip bir evdir iddiasının yerinde olmadığını, İİK'ya göre borçların ödenmesinin asıl olduğunu beyanla, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Bakırköy 4....
Öte yandan, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerinde 27/10/2015 tarih ve 8999 yevmiye nolu işlem ile dava dışı Türkiye Finans Katılım Bankası lehine davacının eşi Şahmettin Demir'in kullandığı kullanacağı tüm kredilerin teminatı olarak ipotek tesisi edilmiş olup, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotek nedeniyle, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında da bulunamaz. Banka cevabi yazısına göre de 12/01/2021 tarihi itibarı ile söz konusu ipotek ile teminat altına alınmış alacak, masraf ve gecikmeler hariç 19,214.00 TL'dir. Bu itibarla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği Niğde ili Bor ilçesi Kemerhisar Cumhuriyet mah. 148 ada 9 parselde kayıtlı E blok 4. kat 17 nolu taşınmazın tapu kaydına 07.11.2017 tarihinde haciz konulduğu, İİK’nun 103. maddesine dair davetiyenin borçluya tebliğe çıkarılmadığı, bilahere alacaklı vekilinin talebi üzerine yazılan talimat gereğince Bor İcra Dairesinin 2017/336 Talimat sayılı dosyasından taşınmazın kıymet takdiri raporunun düzenlenerek borçluya tebliğe çıkarıldığı ve 16/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, aynı zamanda meskeniyet şikayetinin de yasal 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 02/06/2022 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesince verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir....