WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK' nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Salihli 2. İcra Müdürlüğü'nün 2018/2101 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu T1 ve Pervin Türkçü aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi olduğu, 6 örnek icra emrinin davacıya 07/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı, şikayetin icra emri tebliğinden itibaren açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin düzenleme haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde ise haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da yoktur....

İcra Müdürlüğünün 2021/3784 esas sayılı dosyasından kıymet takdiri raporu düzenlenmesinin talep edildiği ve satış kararı alınan İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, Kavaklı Mahallesi, 960 parsel, blok A, 37 nolu taşınmaza meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de, haczin Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün 2021/3784 esas sayılı dosyasından konulduğu, yetkili icra mahkemesinin nokta haczi koyan esas icrası olduğu gerekçesi ile davacının meskeniyet şikayeti yönünden mahkemenin yetkisizliğine, Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakırköy ilgili İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğuna, karar kesinleştikten sonra, HMK 20. mad gereği 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli yetkili Bakırköy Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

Her iki takip dosyasında taşınmaz başında 11.08.2018 tarihinde düzenlenen taşınmaz kıymet takdiri tutanağı düzenlendiği sırada borçlu eşi Emine Kızanlık'ın hazır olduğu zapta geçmiş ise de tutanağı imzalamadığı, imzadan imtina ettiğine dair şerh düşüldüğü, tutanak içeriğinden, tutanağın bir suretinin borçlu eşine tebliğe kaim olmak üzere bırakıldığına dair her hangi bir beyanda bulunulmadığı , kıymet takdir raporunun borçluya her iki takip dosyasından 12.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla borçlunun hacizden daha evvel haberdar olmadığı kabul edilmekle kıymet takdir raporu tebliği esas alındığında meskeniyet şikayetlerinin 7 günlük sürede yapıldığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından ayrı ayrı girişilen takiplerle ilgili meskeniyet şikayeti dosyaları birleştirilmiş, mahkemenin 2018/614 Esas sayılı dava dosyası esası 10.01.2019 tarihli kararla birleştirme suretiyle kapatılarak dosyalar aynı mahkemenin 2018/613 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmüştür....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların meskeniyet iddiasının yasal süre içinde yapılmadığını, borçlu Abdullah'a 103 davetiyesi gönderildiğini, borçlunun meskeniyet iddiasında bulunmadığını akabinde borçluya ve davacı eşine kıymet takdir raporunun tebliğ edildiğini, rapora karşı itirazda bulunulmadığını, taşınmaz üzerine konulan aile konutu şerhinin haciz şerhinden sonraki bir tarih olduğunu, satış ilanının her iki davacıya 16/03/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu davanın açılış tarihi itibari ile de süresinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan takipte hacizli taşınmazının kıymetinin düşük belirlendiğini, bu nedenle yeniden kıymet takdiri yapılması gerektiğini, ayrıca taşınmazın aile konutu olduğunu, haczedilemeyeceğini beyan ederek meskeniyet şikayeti nedeniyle haczin kaldırılmasını, kıymet takdirine itirazının kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, ilk derece mahkemesi tarafından "Şikayetçinin reddine" karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, İstanbul BAM 23....

İcra Hukuk Mahkemesince, davanın kıymet takdirine itiraz davası mahiyetinde olduğu, yetkili mahkemenin kıymet takdirini yapan yer mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Karacabey İcra Hukuk Mahkemesince ise somut olayda haciz işlemi nokta haczi niteliğinde olup İİK'nın 79. maddesinin uygulanma yerinin olmadığı, meskeniyet şikayetini inceleme yetkisinin haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu belirtilerek karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Kanuni koşulların oluşması halinde, İİK'nın 79 ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnaları düzenler....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kıymet takdirine itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, haczedilen taşınmazın borçlunun haline uygun meskeni olduğunu açıklayarak, İİK'nun 82/12. maddesine göre haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, kolluk araştırmasına göre borçlunun yurt dışında yaşadığı, taşınmazın yerleşim yeri olarak kullanılmadığı, bu haliyle borçlunun meskeniyet iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

      Davacının 103 davetiyesinin ve kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin itirazı olmaksızın meskeniyet davasını 7 günlük süresi dolduktan sonra 12/05/2017 tarihinde açtığı anlaşılmakla süresinde açılmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf başvurusunda özetle; dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini ve taşınmaz üzerinde sıvasız ahır, meyve bahçesi ve bir adet ev olduğunu, yasal süre içinde başvurulmaması gerekçe gösterilerek mahkemece verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafına tebliğ edilen 3 gün içinde itiraz etme olanağı sağlayan haciz tutanağına yapılacak itirazın sonuçsuz kalacağının açık ve kesin olduğunu, aile bireyleriyle birlikte ikamet ettiği tek konutun elinden alınmasına yasal zemin hazırlayan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına veya bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Meskeniyet iddiası İİK.16.maddesi kapsamında şikayet olup aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre de icra mahkemesine yapılmalıdır. Şikayete konu takip dosyasında; borçlunun hacizden kıymet takdirinin tebliğ edildiği 24.09.2021 tarihinden itibaren yasal süresi geçtikten sonra 01.02.2022 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, dava dilekçesinde borçlunun kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine ilişkin bir iddiasının bulunmadığı, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

      Somut olayda borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına, 09.10.2014 tarihinde konulan haciz işleminin, İİK'nun 103. maddesi uyarınca borçluya bildirilmediği, kıymet takdirine yönelik olarak yapılan 11.05.2015 tarihli keşifte düzenlenen tutanakta ise borçlunun imzasının bulunmadığı görülmektedir. Borçlunun kıymet takdiri sırasında hazır olmadığını bildirdiği ve isminin zapta sonradan yazıldığını beyan ettiğine göre imzasının bulunmadığı söz konusu tutanak tarihinin hacze ıttıla tarihi olarak kabulü mümkün değildir. O halde mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        UYAP Entegrasyonu