WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, borçlunun 16/04/2015 tarihinde taşınmaz haczinden haberdar olmasına rağmen İİK 16. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürenin geçirilmesinden sonra, meskeniyet şikayetinde bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, HMK'nun 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41. maddeleri uyarınca, vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerekir. Süre vekile tebliğden itibaren başlar. Somut olayda; icra takibinin dayanağı ilamda borçlunun vekille temsil edildiği görülmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde, kıymet takdir raporunun 21.05.2015 tarihinde vekile tebliğ edildiği ve 25.05.2015 tarihli şikayetin süresinde olduğu anlaşılmaktadır....

    SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kıymet takdirine itiraz yönünden İİK.128/a maddesindeki süre içinde masrafı yatırmadığını, bu nedenle başka hiçbir işlem yapılmaksızın davanın reddi gerektiğini, yine İİK.nun 16.maddesine göre haczedilmezlik iddiasına ilişkin şikayet süresinin 7 gün olup davacı T2'a ödeme emrinin 09/09/2019 tarihinde tebliğ olduğunu, borçlunun taşınmazların haczinden zaten haberdar olduğunu, meskeniyet ve haczedilmezlik şikayetinin süresinde yapılmadığını, süresinde yapılmayan şikayetin dinlenemeyeceğini, sonuç olarak davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir. DELİLLER: Çarşamba İcra Müdürlüğü'nün 2019/3012 Esas sayılı dosyası....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının karar usul ve yasalara aykırı olduğunu, tebligatın mahalle muhtarına yapılmış usulsüz bir tebligat olduğunu, tebligatın içerisindeki icra müdürlüğünce düzenlenen 103 davet varakasında müvekkilinin taşınmazının haczedildiğine ilişkin açıklayıcı bir bilgi olmadığını, dolayısı ile tebligatın usulüne ilişkin yapıldığına ilişkin yerel mahkemenin kararının gerekçesi gerçekleri yansıtmadığını, müvekkili taşınmazının haczedildiğini 24/07/2020 tarihinde kıymet takdirine gelindiğinde öğrendiğini,30/07/2020 tarihinde yasal süresi içersinde meskeniyet iddiasına ilişkin davasını açtığını, süre yönünde davanın reddine karar verilmesinin eksik inceleme sonucu verilmiş bir karar olduğunu,bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

    Haline münasip evin haczedilemeyeceğine yönelik meskeniyet şikayetinin İİK'nın 16/1 hükmüne göre yedi günlük yasal sürede ileri sürülmesi gerekmektedir (Yargıtay 12.HD 2020/5792 E, 2021/1541 K; Yargıtay 12.HD 2019/9217 E, 2020/4819 K). Eldeki dosyada davacının kıymet takdirine yönelik 16/03/2020 tarihinde icra mahkemesine itiraz ettiği, haczi en geç bu tarihte öğrendiği, yedi günlük şikayet süresi geçtikten sonra 25/12/2020 tarihinde şikayette bulunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacı borçlunun yapılandırmaya yönelik talebi ise mahkemenin görev alanına girmediğinden bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Yapılan açıklamalar karşısında davacı borçlunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2018/9934 E. sayılı icra takip dosyasından borçlu şikayetçiye meskeniyet şikayetine konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesinin tebliğe çıkartıldığı ve 07/11/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, yine taşınmazın kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun da tebliğe çıkartılarak 27/02/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, kamu düzeninden sayılmayan ve yasal yedi günlük süresi içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gereken meskeniyet iddiasının dava tarihi olan 19/04/2019 tarihi itibariyle yasal süresinde olmadığı belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir....

    YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların aktif husumet ehliyeti olmadığını, zira Cansu İnaner'in dosya borçlusu Sercan İnaner'in eşi olup Sercan İnaner'in mülkiyetinde herhangi bir konutun haczedilmiş olmadığını, diğer davacının ise borçlu Ali İhsan İnaner'in eşi olup dosyada bu borçluya ait içinde 3 konut bulunan 2 taşınmazın haczedildiğini, haczedilen tüm taşınmazlar üzerinde müvekkili banka lehine tesis edilen ipotekler mevcut olup eşi davacının bu ipoteklerin tesisine muvafakat ettiğini, bu nedenle artık meskeniyet iddiasında bulunamayacağını, dava dilekçesinde ileri sürülen hacizden 25/01/2022 tarihinde haberdar olunduğu iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, taşınmazların kıymet takdirlerinin yapıldığını, kıymet takdirlerine davacıların eşleri olan borçlular tarafından itiraz edildiğini, mahkemece itiraz üzerine keşif yapıldığını, ayrıca çıkarılan bir kısım tebligatların davacı eşlerin tebliğ aldığını, yine taşınmazların satış ilanının davacı Cansu İnaner'e tebliğ...

    İcra Müdürlüğü'nün 2016/15484 E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde müvekkili adına kayıtlı bulunan Manisa İli, Yunus Emre İlçesi, Muradiye Mahallesi, 196 ada, 4 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına haciz uygulandığını 16/10/2020 tarihinde kıymet takdidir için taşınmaza gelindiğinde öğrendiklerini ve dosyaya vekalet sunduklarını, müvekkilinin tek taşınmazı olduğunu, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını belirterek, dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2017/34140 E sayılı dosya üzerinden dava konusu taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, davacı tarafından söz konusu haczin kaldırılmasının talep edildiğini, davacının kıymet takdiri raporu tebliğ edildiğinde hacizden haberdar olduğunu beyan ettiğini, taşınmazın bulunduğu adrese kıymet takdiri için 19.01.2018 tarihinde gidildiğini, bu keşifle birlikte söz konusu haczin davacı tarafça öğrenildiğini, meskeniyet şikayetinin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde yapılmadığını, dava konusu taşınmazın davacının haline münasip evi olmadığını, davacıya gönderilen ödeme emrinin, 09.11.2017 tarihinde Mahmutbey Mah. Atlas Cad. No:18 Bağcılar/İstanbul adresinde daimi çalışana tebliğ edildiğini, taşınmaza ilişkin olarak Küçükçekmece 1. İcra Dairesi 2018/25 T. Sayılı Dosya üzerinden düzenlenen kıymet takdiri raporunun ise Boyalık Mah. Çınardere Cad....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Uyuşmazlık,taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....

    Bu durumda, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, kıymet takdiri raporu ile satış ilanının, menfi tespit davası açıp meskeniyet şikayetinde bulunmak ve ihalenin feshi talep etmek suretiyle takip safahatine katılan borçlu vekiline tebliği zorunludur. Diğer taraftan, icra dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, menfi tespit, meskeniyet ve ihalenin feshi hakkındaki ilamların dosya arasında mevcut bulunması karşısında, borçlunun icra evresinde vekille temsil edildiği ve takibin vekille sürdürüldüğü gerçeğini ortadan kaldırmaz. Öyleyse, kıymet takdirinin ve satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüzdür. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu