İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde olmadığını, 103 davetiyesinin davacıya 14/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının bu tebliğden sonra değil kıymet takdir raporunun tebliğinden sonra haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu, bu nedenle şikayetin süre yönünden reddi gerektiğini, davacının 103 davetiye tebliğinden sonra yaptığı herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığını, tebligatın usule uygun olup olmadığının mahkemece re'sen dikkate alınmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Mahkemece yukarıdaki ilkeler ışığında taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, zorunlu olmayan ipoteklerden olduğunun anlaşılması halinde ipoteğin haciz tarihinden önce kalkıp kalkmadığı yöntemince araştırılmadan, aynı taşınmaza ... İcra Dairesinin 2009/291 Esas sayılı takip dosyasında yapılan kıymet takidirinde 108.000,00 TL kıymet biçilmesine ve kıymet takdiri tarihi üzerinden yaklaşık 1 yıl geçtiği halde mahkeme dosyasında taşınmazın değerini 67.567,50 TL olarak belirleyen ve kendi içinde çelişkili bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, ayrıca ... İcra Müdürlüğünün 2012/292 Esas sayılı takip dosyasından şikayete konu taşınmaza yönelik haciz işlemi yapılmadığı tespit edilmesine rağmen icra dosyası yönünden de haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkemece davacı/borçluya 06/09/2017 tarihinde 103 haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği 31/07/2019 tarihinde kıymet takdir raporu tebligatı yapıldığı, davacının bu tebligatlarla hacizden haberdar olduğu ve şikayet süresinin başladığı, şikayetin yasal yedi günlük süre geçtikten sonra 06/08/2019 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiş ise de, 103 haciz davetiyesinin taşınmazın kaydındaki 24.07.2017 tarihli ilk hacze ilişkin olduğu, taşınmazın kaydına 19.06.2019 tarihinde tekrar haciz konulduğu, bu hacizle ilgili olarak, davacının yeni bir şikayet hakkının doğduğu, belirtilen 2.hacizden kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği 31.07.2019 tarihinde haberdar olduğu, bu tarihten itibaren yasal 7 günlük sürede meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, şikayetin süresinde yapıldığı, davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde bu husus ileri sürülmemiş ise de, yasada düzenlenen dava açma sürelerinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen incelenmiş olup...
İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin süreden reddine, davacının kıymet takdirine ilişkin şikayetinin süreden reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Her ne kadar, mahkemece, 'kıymet taktirine yönelik 13.09.2014 tarihli keşifte taşınmazda borçlu ve eşinin oturduğunun tespit edildiği, yine borçlunun icra müdürlüğüne sunduğu 16.10.2014 havale tarihli dilekçesinde kendi el yazısı ile tarihi 15.09.2014 olarak belirttiği, belirttiği bu tarihin kıymet taktirinden 2 gün sonra olduğu, bu tarihte usulsüz tebliği öğrendiği, icra mahkemesine yaptığı başvurunun 7 günlük süreden sonra olduğu' gerekçeleri ile şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiş ise de; İİK'nun 103.maddesi uyarınca haczin borçluya usulüne uygun olarak bildirilmediği, kıymet takdirine yönelik 13.09.2014 tarihli keşfin borçlunun yokluğunda yapıldığı, kıymet takdir tutanağında borçlu imzasının bulunmadığı, tutanakta “ikamet eden ... ve eşi ...” ibaresinin yazılı olduğu, ancak 103 ihbarnamesi yerine geçmek üzere kıymet takdir tutanağının bir örneğinin borçluya ya da eşine tebliğ edildiğine dair bir beyanın bulunmadığı görülmektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/20957 E. sayılı dosyasından konutuna haciz işlemi uygulandıktan sonra 30.10.2018 tarihinde kıymet takdiri raporunun tebliği ile haberdar olduğunu, müvekkiline daha önce tebligat yapılmamış ya da yapılan tebligatların kendisine ulaşmadığı, kıymet takdiri de gayrimenkulün içine girilmeden ve dahi müvekkilinin haberi olmadan yapıldığını, alacaklı tarafından haciz işlemleri uygulanan konutun müvekkili davacının sosyal durumuna uygun tek bir konutu olduğunu, dava konusu konutun müvekkili davacının sosyal durumuna uygun tek bir konutu olduğundan İİK Md. 82 uyarınca haczedilemeyeceğini, müvekkilinin konutuna uygulanan haciz işleminin kıymet takdiri ile (ve diğer dosyalar için haricen) öğrendiğini, Kıymet takdirinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde de dava açıldığını, mahkemece davanın süresinde açılmadığından cihetle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar...
Davacı hissedar kıymet takdir raporunda bu muhdesatların değerinin de hesaba katılması suretiyle hesaplama yapıldığını ileri sürerek kıymet takdirine itiraz ettiğini ileri sürmüş mahkemece İİK'nın 128/2. maddesinin "Kıymet takdirine ilişkin rapor borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak sureti ile tebliğ edilir." hükmü ile yine aynı kanunun 128/a maddesinde "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikâyette bulunabilirler." hükmüne havi olduğu, davacının kıymet takdirine itiraz edebilecek kişilerden olamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Kıymet takdirine itiraza ilişkin mahkeme kararı İİK128/a-son maddesi uyarınca kesindir....
Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesi doğru bir şekilde davacının istinaf sebeplerini değerlendirmiş, meskeniyet şikayetinin reddine ilişkin istinaf sebeplerinin olmadığına, ilk derece mahkemesinin karar gerekçesinde “ kıymet taktiri şikayetinin kabulüne “ karar verildiği halde “ reddine “ hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile; “ 1-Davacının istinaf başvurunun REDDİNE, 2-Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre, KİLİS İCRA HUKUK MAHKEMESİ' nin 2020/27 Esas 2021/36 Karar kararının HMK.' nın 353/1-b-2.md gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davanın KISMEN KABULÜNE, 4-Davacının kıymet takdirine itiraz şikayetinin KABULÜ ile dava konusu taşınmazın değerinin 150.561,27 TL olduğunun İİK'nun 128/a.maddesi gereğince kesin olarak tespitine, 5-Davacının meskeniyet şikayetinin REDDİNE,“... şeklinde hüküm oluşturmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, ihaleye fesat karıştırıldığına ilişkin dinlenen tanık beyanından ve İskenderun Bilgi İşlem Şefliğinden celp edilen görüntü kayıtlarından ihale gün ve saatinde ihaleye fesat karıştırıldığına ilişkin somut inandırıcı bir delile rastlanmadığı gerek ihaleye hazırlık aşamasında gerekse de ihale sırasında yapılan işlemlerde usulsüzlük ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafın meskeniyet iddiası hususunda yapılan incelemede, meskeniyet iddiasına ilişkin haczedilmezlik şikayetinin, yasal 7 günlük şikayet süresine tabi olduğu, ihalenin feshine konu taşınmaz sebebiyle takip dosyasında yapılan kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun davacıya tebliği ile kıymet takdirine itiraz edildiği, mahkemenin 04/04/2019 tarih ve 2018/152 Esas 2019/314 Karar sayılı ilamıyla kıymet takdiri hususunda kesin karar verildiği ve süresinde meskeniyet iddiasında bulunulmadığı gibi İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendinde yer alan borçlunun haline münasip...
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dosyasından çıkarılan ödeme emri tebligatının davacı borçluya tebliğ edilip, takibin kesinleştiğini, taşınmaz üzerindeki haczin 12/03/2013 tarihinde konulduğunu, taşınmaz üzerindeki haczin 103 davetiyesi ile 2014 yılında bildirildiğini, ayrıca dava konusu taşınmaza ait satışa esas kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun davacı borçluya 24/01/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, meskeniyet şikayetinin 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmediğini, icra takip dosyasının davacının iddia ettiği gibi düşmüş ve yenilenmiş olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....