İcra Dairesi'nin 2016/2131 Esas sayılı dosyasından 28/07/2020 tarihinde Uşak İli, Merkez İlçe, Güre Köyü, 165 ada, 42 parsel, 164 ada, 38 parsel, 260 ada, 9 ve 10 parsel nolu taşınmazlarının kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiğini, icra dosyası ve kıymet takdiri yapılan taşınmazların takyidatları incelendiğinde taşınmazlara en son 05/12/2017 tarihinde Uşak 2. İcra Dairesi'nin 2016/2131 Esas sayılı dosyasından haciz şerhi konulduğunu, İ.İ.K. 106. ve 110. Maddelerine göre taşınmazlar üzerindeki hacizlerin düştüğünü, düşen hacizlerin yenilenmeden kıymet takdirine esas alınamayacağından taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını, usulsüz kıymet takdiri raporunun iptalinin gerektiğini, davacının yokluğunda taşınmazlarına haciz konulduğunu, İİK 103....
İcra Hukuk Mahkemesinin 02/07/2015 tarih 2014/442 Esas 2015/288 Karar sayılı kararıyla "gayrimenkulün satışı halinde 130.000,00 TL'den az bir bedelle satılmamasına ve satılacak bedelden 130.000,00 TL bedel ayrılarak davacıya ödenmesine" karar verildiğini, davalı yanın aradan geçen sürede evin satış işlemlerini yapmadığını, 01/08/2019 tarihli kıymet takdiri raporunun taraflarına tebliği ile satış işlemlerinin başladığını öğrendiklerini, bu rapora itirazlarının bulunduğunu, kararda hüküm altına alınan miktarla davacının haline münasip ev almasının mümkün olmadığını, huzurdaki meskeniyet şikayetine konu olan 11/06/2018 tarihli haczin yeni bir haciz olduğunu, önceki kararın bu şikayete esas alınamayacağını, taşınmazın müvekkilinin haine münasip evi olduğunu bildirerek kıymet takdirine itirazın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemenin 09/12/2019 tarihli ara kararla kıymet takdirine itiraz davasını tefrik etmesi nedeniyle yalnızca haczedilmezlik şikayetine ilişkin...
Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetedir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dava konusu taşınmaz üzerine sadece 13/10/2017 tarihinde bir kez haciz konulmuş olup, bu hacze ilişkin daha önce Marmaris İcra Hukuk Mahkemesi'nce meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına, icra mahkemesi kararlarının birbirine karşı kesin hüküm teşkil etmesine, taşınmaza İİK'nun 128/a maddesi uyarınca 2 yıllık yasal süre geçtiği için yeniden kıymet takdiri işlemi yapılmasının davacıya tekrar meskeniyet şikayetinden bulunma hakkını vermemesine, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğün'ün 2017/137 Talimat sayılı dosyası üzerinden 24/07/2018 tarihinde kıymet takdiri yapılmak üzere taşınmazın bulunduğu yere gidildiğinin belirtildiği, meskeniyet şikayetine konu davanın 16/08/2018 tarihinde açıldığı, hacizden borçlunun en geç kıymet takdirinin yapıldığı tarihte haberdar olduğunun anlaşılması karşısında 7 günlük meskeniyet şikayet süresinin geçmiş olduğu ve bu nedenle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
Maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin haczedilen evden başka bir evi olmadığını, haczedilen evin ailesiyle birlikte yaşadığı haline münasip evi olduğunu, meskeniyet iddialarının aksi kanaatte olunması halinde kıymet takdir raporuna da itiraz ettiklerini belirterek meskeniyet nedeniyle taşınmazları üzerindeki haczin kaldırılması, kıymet takdiri işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 103 davetiyesi tebliğinin usulüne uygun olmadığı ve başvurunun süresinde olduğu gerekçesiyle haczedilmezlik şikayetinin kısmen kabulüne, kıymet takdirine itirazların reddine karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda diğer istinaf sebepleri ile birlikte 103 davetiyesi tebligatının usulüne uygun olduğunu ve meskeniyete dayalı şikayet başvurusunun süresinde olmadığını ileri sürmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; icra dosyası kapsamında hazırlanan 04/05/2016 tarihli kıymet takdiri raporunda yapılan değerlendirmeler ve dava dosyası kapsamında 14/01/2019 tarihli keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporundaki değerlendirmeler bir bütün olarak göz önüne alındığında ''haciz tarihi'' itibariyle meskeniyet iddiasına konu yapının mevcut olmadığı, haciz tarihinden sonra inşa edildiği bu noktada haciz tarihi itibariyle mevcut olmayan yapı hakkında meskeniyet iddiasının ileri sürülemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, takibin kesinleştiği, davacı takip borçlusunun adına kayıtlı haczedilen taşınmazlarla ilgili taşkın haciz şikayetinde bulunduğu, aynı zamanda meskeniyet iddiasında bulunarak İİK 82/12.md kapsamında haczin kaldırılmasını istediği, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere meskeniyet iddiası ile ilgili keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiği, şikayetçi borçlu tarafın kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırmaması nedeni ile meskeniyet iddiasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmayıp davacının meskeniyet şikayeti ile ilgili verilen karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. İ.İ.K 363. maddesinin 1. fıkrasında istinaf yoluna başvurma ve istinaf yoluna başvurulamayacak kararlar düzenlenmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı borçluya örnek 6 icra emirinin 23/10/2019 tarihinde, kıymet takdiri raporunun da 26/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği dolayısıyla davacı borçlunun kıymet takdirinin tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 gün içerisinde icra mahkemesine meskeniyet şikayetinde bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kıymet takdiri raporunun müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediği gibi vekil ile takip edilen dosyalarda vekile tebliğ zorunluluğu göz ardı edilerek usulsüzce müvekkiline tebliğ edildiğini, mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, işin esasına girilse idi taşınmazın mesken niteliğinde olduğunun görüleceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre de meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya tanınmış olduğundan davacının meskeniyet şikayetinin aktif husumetinin bulunmadığı ayrıca aynı konuda davacının yaptığı meskeniyet şikayetinde Niğde İcra Hukuk Mahkemesinin 23/03/2021 tarih 2020/278 Esas 2021/139 Karar sayılı kararı ile, davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 10/06/2021 tarih 2021/862 Esas 2021/890 Karar sayılı ilamı ile, "davacı T1 yönünden meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine" karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12....
Davalı vekili 31/10/2019 tarihli cevap dilekçesini özetle; davacı tarafın kıymet takdirine itiraz talebinin reddinin gerektiğini, gerekli avans ve giderlerin davacı tarafça yatırılmadığını, yapmış olduğu itirazların iyi niyetli olmayıp süreci uzatma kastı taşıdığını, tebliğ zarfı ekinde kıymet takdiri raporu olmadığı iddiasının yersiz olduğunu, raporun elektronik ortamda hem borçlu vekiline, hem de diğer borçlu tarafların bizzat kendi adreslerine tebliğ edildğini, tebliğ zarfı ekinde rapor olmadığı iddiasını ispatla yükümlü tarafın davacı olduğunu, davacı borçlu aleyhine alacaklı oldukları 4 takip dosyası bulnduğunu, ayrıca davacı borçlu adına 8 taşınmaz bulunduğunu, kıymet takdiri yapılan Antalya Konyaaltı İlçesi Arap Suya mahallesi 5336 Ada 6 parsel Kat:3 niteliğindeki taşınmazın bunlardan birisi olduğunu, taşınmazda aile konutu şerhi olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....