Bu nedenlerle artık ihalenin feshi yargılamasında kıymet takdirinin doğru olup olmadığı incelenemez. Diğer taraftan İİK.nun 128/a-2. maddesine göre ;" Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir. " Somut olayda ileri sürülen ekonomik değişiklikler İİK.nun 128/a-2. Maddesi kapsamında kalmadığından yeniden kıymet takdiri yapılması gerekmez. Satış ilanının köy kahvesinde usulüne uygun ilan edilmediği ileri sürülmüş ise de; satış ilanının 11/05/2022 tarihinde muhtarlığa asıldığı , kahvehaneye asılma zorunluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından anılan hususa ilişkin istinaf sebebine itibar edilmemiştir....
Davacı borçlu dava ve istinaf dilekçesinde, satışa konu aracın kıymetinin düşük belirlendiğini belirterek, ihalenin feshini istemiş ise de, davacı borçluya satış ilanının 21/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, açılan davada satış ilanı tebliği üzerine kıymet takdirine itiraz yönünden yasal sürede icra mahkemesinde şikayet yoluna gidildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda süresinde şikayet hakkı kullanılmadığından artık kıymet takdirinin düşük olduğu iddiasının ihalenin feshi davasında dinlenilmesi olanaklı değildir. İİK'nın 128/a-2 maddesi uyarınca, kesinleşen kıymet takdiri için 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçiye çıkarılan kıymet takdiri raporunun adresten taşındığından bahisle iade edildiği, bunun üzerine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince mernis adresine tebliğinin sağlandığı, satış ilanına ilişkin ilk çıkarılan tebligatın yine adresten taşındığından bahisle iade edildiği, akabinde şerhli olarak şikayetçinin mernis adresine TK 21/2 uyarınca tebliğ edildiği, bu haliyle satış ilanı ve kıymet takdiri raporu tebliğlerinin usulüne uygun olduğu, şikayetçi tarafından bu tebliğlerden itibaren süresi içinde kıymet takdirine itiraz edilmediği, kıymet takdirinin itiraz olunmaksızın kesinleştiği, kaldı ki kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği kabul edilse dahi en geç satış ilanının tebliği itibariyle davacının satışa konu taşınmazın bedelinden haberdar olduğu, taşınmazın muhammen bedelinin 300.000 TL olduğu, 471.000 TL'ye ihale edildiği, taşınmazın mevcut değerinin üzerinde satılması...
İcra Müdürlüğüne yazılan 17/03/2022 tarihli kıymet takdiri talimatı ile, şikayete konu taşınır üzerinde kıymet takdirinin yapılmasının istendiği, bu talimat uyarınca konulan haczin "nokta haczi" niteliğinde olduğu, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. B. ... İcra Hukuk Mahkemesinin 20.03.2023 Tarihli ve 2023/76 Esas, 2023/155 Karar Sayılı Kararı Somut olayda, şikayete konu taşınırın kıymet takdirinin yaptırılması için ... İcra Müdürlüğüne talimat yazıldığı, kıymet takdirinin ......
Davacı vekili dava dilekçesinde satış ilanının ve kıymet takdiri raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini aracın 2012 olmasına rağmen kıymet takdiri raporunda 2014 olarak belirtildiğini, aracın değerinden düşük fiyata satıldığını iddia etmiş ise de, davacı vekili tarafından Şile İcra Müdürlüğünde 04/05/2018 tarihli talebinde dosya borçlusu adına kayıtlı aracın kıymet takdiri yapılmış olup kıymet takdiri tutanağının borçluya tebliğ edilmesinin talep edildiği, taşınır mal olması nedeniyle tebliğ zorunluluğu bulunmadığı, İcra müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında satış ve paylaştırma masraflarının 732,40 TL olduğu aracın muhammen bedelinin 70.000,00 TL olduğu, aracın 42.000,00 TL'ye satıldığı ve usulüne uygun olduğu, anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde aracın 2012 model iken kıymet takdiri raporunda 2014 olarak değerlendirildiğinden bahsetmiş olsa da söz konusu yanlışlık aracın değer düşüklüğüne değil değer artışına sebep olacağı aşikardır....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 128/a-2. maddesine göre; “Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.” HGK.nun 26.02.1992 gün ve 1992/70-130 sayılı kararında; “satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının, başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı” benimsenmiş, ayrıca, İİK’nun 128. maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 128/a-2. maddesine göre; “Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.” HGK.nun 26.02.1992 gün ve 1992/70-130 sayılı kararında; “satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının, başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı” benimsenmiş, ayrıca, İİK’nun 128. maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 128/a-2. maddesine göre; “Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.” HGK.nun 26.02.1992 gün ve 1992/70-130 sayılı kararında; “satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının, başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı” benimsenmiş, ayrıca, İİK’nun 128. maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir....
Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ya da anılan mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir. Somut olayda, ihaleye konu taşınmazların kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 28.06.2018 tarihinde yaptırıldığı, bir kısım borçluların taşınmazlara takdir olunan değerlerin düşük olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24.12.2019 tarih ve 2019/228 E. - 2019/500 K. sayılı ilamı ile şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüştür....
Davacı tarafından kıymet takdirine ilişkin şikayet ile satışın durdurulması ve iptaline ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de icra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde açıklanmıştır. Kıymet takdirine ilişkin her türlü şikayet ile satışın durdurulması ve iptali hakkında verilen ilk derece mahkemesi kararları, İİK'nın 128/a ve 363/1 maddeleri gereğince niteliği itibariyle kesin olup, istinafı kabil değildir. Açıklanan nedenlerle, davacının meskeniyet şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine, davacının kıymet takdiri ile satışın durdurulması ve iptali istemine ilişkin şikayetleri yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....