Aile Mahkemesinin 2019/245 esas sayılı dosyasında mahkemenin 06/03/2020 tarihli kararıyla Küçük Ahmet Niyazi Köse'nin kayden babası olarak görünen kişi ile soybağının reddedildiği, karar sonrasında küçüğün baba ile soybağının kurulmadığı, yukarıda açıklanan düzenlemelere göre baba ile soybağının kurulmaması nedeni ile annesinin soyadını taşıdığı, eldeki davada annenin soyadı ile ilgili dava olmaksızın küçüğün soyadının haklı nedenle değişikliğinin istendiği, küçüğün reşit oluncaya veya anne Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirene kadar annenin soyadını taşıyacağı, annenin soyadını haklı nedenle değiştirmeden eldeki davanın dinlenme olanağının olmadığı dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalı nüfusa idaresinin istinaf itirazlarının kabulü ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1- b-2 fıkrası uyarınca kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine...
Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....
Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....
Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin bekarlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukları kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Somut olayda, velâyet hakkına sahip davacı-karşı davalı anne, çocuğun soyadının kendisinin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun isteği olduğunu, okulda ve resmi kurumlarda zorluklar yaşadığını ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Sahibi Annenin Açtığı Dava ile Soyadı Arslan Olarak Değiştirilen Küçüğün Soyadının Davacı Babanın Soyadı Olarak Değiştirilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı, dava dilekçesinde; davacı ile davalı ...'dan olma çocuk...'in baba soyadı olan “....” soyadını taşırken, boşanma nedeni ile velayet hakkı sahibi annenin açtığı dava ile ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/296 Esas sayılı davası ile soyisminin annenin soyismi olan "..." olarak değiştirildiğini, Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesine göre evlilik birliğinde doğan çocuğun baba soyadını taşıyacağını bildirerek 12.10.2002 doğumlu....'...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çocuğun soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince “boşanma nedeniyle velâyet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velâyetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velâyet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velâyet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o hâlde baba bu haktan mahrum edilemez....
Somut olayda, yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve özellikle davalı babanın çocuğun soyadının değiştirmesi konusunda takdiri mahkeme bıraktığı ve ilk derece mahkemesi kararına karşı da istinaf kanun yoluna başvurmadığı gözetil diğinde; çocuğun soyadının annenin çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararının ispatlandığı anlaşılmakla; nüfus müdürlüğünün usul ve yasaya uygun hükme yönelik istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....
Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir. (AYM, 02.07.2009, 2005/114 E. -2009/105 K.). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ...'in soyadının "Akbuğa" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Evlilik dışı doğan çocuğun tanıma ile kazandığı "Akdemir" aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin "Akbuğa" soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ergin kişi değil, Halil çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır....
Çocuğun isminin Enes olarak değiştirilmesi konusunun velâyet sahibi annenin genel mahkemelerde açacağı davayla mümkün olacağından bu talebin yerinde görülmediği, soyadının değiştirilmesi yönündeki talebin ise, davalının kabul beyanı göz önüne alınarak, Aile Hukukunu ilgilendiren mevzuat kapsamında olduğu ve bu husustaki uluslararası sözleşme ve Anayasa Mahkemesi kararları ile tarafların karşılıklı olumlu beyanlarının değerlendirildiği" gerekçesiyle, davanın kabulü ile müşterek çocuğun Karahanlı soyadının, davacı anne T1 kullandığı Cantürk olarak değiştirilmesine, küçüğün isminin değiştirilmesi konusunda ise davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir....