WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı sigortacının, ... poliçesi gereği sigortalısı olan araç işleteninin, 2918 sayılı Kanun'da belirlenen sorumluluğunu teminat altına almış olması, işletenin sorumluluğunun eyleminden sorumlu olduğu kişilerin kusuru ile sınırlı olması karşısında, davaya konu kazadaki taraf kusur oranlarının belirlenmesi önem kazanmaktadır. Tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından trafik kusur uzmanı bilirkişiden alınan 26.03.2014 tarihli raporda, davalıya sigortalı araç sürücüsü tam kusurlu bulunmuş; davacının talep edebileceği maluliyet tazminatı miktarının hesaplanması bakımından, hesap uzmanı bilirkişiden alınan 26.03.2014 tarihli raporda da bu kusur oranı üzerinden tazminat hesabı yapılmıştır. Mahkeme gerekçeli kararında, davaya konu kazada, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün 6/8 oranında kusurlu kabul edildiği belirtilmiş olmasına rağmen, davalı tarafın tam kusuruna göre hesaplamanın yapıldığı bilirkişi raporu ile belirlenen 49.463,27 TL. tazminata hükmedildiği görülmektedir....

    Mahkemece, davaya konu iş kazasının oluşumunda kurum sigortalısının %100 kusurlu olduğu, olayın davalı şirketin bilgisi dışında gerçekleşmesinden dolayı kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddildiği anlaşılmakta ise de, Mahkemece aldırılan raporlar olayın oluşumu ve kusur tespiti açısından hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira davanın yasal dayanağını oluşturan 506 Sayılı Yasanın 26. Maddesine dayalı davalarda, kusur oranlarının saptanmasında öncelikle, maddi olayın ne şekilde oluştuğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmiş olması gerekir. İhlal edilen mevzuat hükümleri belirlenirken, zararlı sonuçların önlenmesi için durum ve koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkatin neler olduğunun eksiksiz bilinmesinde, kusur raporuna ve dava dosyasına yansıtılmasında yasal zorunluluk vardır. Davaya konu somut olayda; ... ve köyleri elektrik bakım, yenileme işini ......

      Bu açıklamadan olarak şüphesiz ki tarafların kusur durumu irdelenirken konusunda ehil bilirkişilere olayı inceletmek kadar olaya neden olan tüm saiklerin bir bütün olarak ele alınması ve bu kapsamda da taraflarca ortaya konulan iddia ve savunmalar ile tüm delillerin titizlikle değerlendirilerek kusurun aidiyeti ve oranına dair raporun oluşa uygun olup olmadığının tespiti de gerekir. Kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek miktarının takdirinde tarafların kusur durumu yine mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....

        Bu durumda, zararın oluşumunda kusuru bulunanların ve kusur oranlarının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde, birbiriyle çelişen kararlar verilmesinin önüne geçmek için emsal dosyalarda verilen kararların ve bilirkişi raporlarının da dikkate alınması suretiyle, bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak tespit edilmesi, hükmedilecek tazminatın ve yargılama giderlerinin kusur oranlarına göre davalı idarelere ayrı ayrı yüklenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, kusur oranları yönünden eksik değerlendirme yapılarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak, kusuru bulunan davalı idarelerin hatalı tespit edilmesi sonucunda kusur oranları da belirtilmeksizin verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır....

          Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden,olayın iş kazası olduğu hususunda bir şüphe olmamakla beraber hükme esas alınıp oy çokluğu ile verildiği anlaşılan 19.07.2011 tarihli kusur raporu ile 01.04.2010 tarihli kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiği anlaşılmıştır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi yanında sorumlular arasındaki rücu miktarını ilgilendirmesi bakımından da önem taşımaktadır. Somut olayımızda mahkemece oy çokluğu ile düzenlenen ve hükme esas alınan 19.07.2011 tarihli kusur raporu ile aynı olay nedeniyle düzenlenen 01.04.2010 tarihli kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalı olduğu gibi davalı ...'...

            Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, 02.05.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda % 100 oranında davalı işverenin kusurunun olduğunun belirtildiği, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ... Müfettişlerince hazırlanan raporda ise davalı işverenin anılan olayda % 70, davacının ise % 30 kusurunun bulunduğunun belirtildiği, mahkemece birbiri ile çelişen bu kusur raporları arasındaki mübayenetin giderilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır ... kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır....

              Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayımızda mahkemece hükme esas alınan 19.12.2011 tarihli 3 kişilik kusur raporu ile 16.05.2011 tarihli iş güvenliği uzmanı Prof.Dr.... tarafından düzenlenen kusur raporu arasında çelişki olduğu halde mahkemece anılan raporlardaki kusur dağılımları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca varılması isabetsiz olmuştur. Yapılması gereken iş bu iki rapor arasındaki kusur oranları bakımından oluşan çelişkinin giderilmesi için yine iş güvenliği uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden davaya konu iş kazasında ilgililerin kusur oranları bakımından yeniden rapor almak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir....

                Dosyadaki kayıt ve belgelerden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişliği raporunda davaya konu olayda kazalının % 20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, ceza yargılaması sırasında aldırılan kusura ilişkin raporlarda da kazalıya asli ya da tali kusur izafe edildiği, yargılama sırasında kusura ilişkin alınan raporda ise kazalıya kusur izafe edilmediği, mahkemece davacı kusursuz kabul edilerek sonuca gittiği anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır....

                  A- İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Dosya kapsamından Mahkemece polis memurundan alınan ve Adli Tıp Kurumu ... Dairesi'nden alınan kusur raporlarında özellikle tarafların kusurunun aidiyeti noktasında bilirkişilerce farklı değerlendirmelerin yapıldığı ve olayın iş kazası olduğunun açık olduğu düşünüldüğünde hükme esas alınacak nitelikte olmadıkları ortadadır....

                    A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, belirlenen kusur oranlarının hatalı olduğunu, meydana gelen olayda herhangi bir kusurlarının bulunmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı ZGM Turizm..... Ltd şti vekili istinaf dilekçesinde özetle: davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, belirlenen kusur oranlarının hatalı olduğunu, meydana gelen olayda herhangi bir kusurlarının bulunmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE İşbu dava iş kazası nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu