Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki kayıt ve belgelerden,Davacıya, 15.08.2000 tarihinde davalı kurumca yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının Osmancık Belediye Başkanlığında 16.11.1999-14.02.2005 tarihleri arasında çalıştığı, davalı kurum tarafından bağlanan yaşlılık aylığının 01.01.2005 tarihinden itibaren iptal edilerek yersiz ödenen aylıklar nedeni ile davacıdan 6.029.74 YTL talep edildiği ayrıca 15.01.2006 tarihinden itibaren yeniden yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık davacının 5277 sayılı yasanın 25/f maddesindeki düzenleme nedeni ile Osmancık Belediyesinde yaşlılık aylığı kesilmeksizin çalışıp çalışamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı Osmancık Belediye Başkanlığında 16.11.1999-14.02.2005 tarihleri arasında çalışmış ise de anılan yasa hükmü gereği, yaşlılık aylığı almakta olan davacının Belediyelerde yaşlılık aylığı kesilmeksizin sözleşmeli olarak çalışması mümkün değildir....

    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı: İlk derece mahkemesince ; “ Davacının, 01/02/1993-01/04/2005 tarihleri arası primleri ödenmiş Bağ-Kur'luluğu ve Bağ-Kur'lu olmadan önceki ve sonraki son 3,5 yıl SSK günleri ile birlikte SSK statüsünde emekli olmak istediğinden ve iş bu günler SSK statüsünden emekli olması için yeterli olduğundan kurum kararının iptali ile yaşlılık aylığı dilekçesinin verildiği 30/11/2008 tarihini takip eden 2008 Aralık ayından itibaren yaşlılık aylığının bağlanmasını, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesi talebi ile Mahkememiz 2010/773 Esasına kayden dava açtığı, yapılan yargılama sonucunda verilen 14/07/2011 tarihli ve K. 2011/458 sayılı kararı ile davanın kabulü ile davacının yaşlılık aylığı tahsis dilekçesi verdiği 30/11/2008 tarihini takip eden Aralık 2008 ayından itibaren kendisin 5510 sayılı Yasa'nın 4/a statüsünde yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ve aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verildiği ve iş bu kararın...

      un yaşlılık aylığının, davacının ölüm aylığının iptaline ve yersiz olarak ödenen yaşlılık ve ölüm aylığı nedeniyle borç çıkarılmasına ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulduğu halde gereği yerine getirilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Öncelikle belirtilmelidir ki; 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar....

        Mahkemece davanın kabulü ile davacıya bağlanan yaşlılık aylığının 27/02/2004 tarihinde kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline ve Kurumca ödenmeyen 01/03/2004 ile 31/03/2005 ve 01/03/2003 ile 31/03/2003 tarihleri arasındaki aylıkların hakediş tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı Kurumdan alınıp davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Davacıya, ... İş Mahkemesinin 2003/503 Esas ve 2004/306 Karar sayılı 12.5.2004 tarihli kesinleşmiş kararı ile 01.03.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiği, Kurum tarafından 01.04.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurum müfettişince yapılan tespite göre 28.02.2004 tarihinde bir gün 506 sayılı Yasa kapsamında sosyal güvenlik destek primini ödemeksizin çalıştığı anlaşılmaktadır....

          YANIT : Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın Kabulü ile; davacı 01.11.2020 Tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin TESPİTİ ile bu tarihten sonra ödenmesi gereken aylıkların 01.01.2021 tarihi başlangıç olacak şekilde her bir aylığın hak kazanılan tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurum tarafından davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE" karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla ilk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava; davalı Kurum işleminin iptali, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi KARAR Dava, kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı ve gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmektedir. İnceleme konusu davada; davacıya 01.06.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlandığı, 31.07.1997-29.09.2000 dönemine ilişkin prim ödemelerinin hayali olduğunun kurum raporuyla tespit edilmesi üzerine yaşlılık aylığının 01.10.2006 tarihi itibariyle iptal edildiği ve davacıya yersiz aylık ödemesi ve tedavi gideri çıkartıldığı anlaşılmaktadır....

            Ayrıca bu süreler yaşlılık aylığı bağlanması ile gerek yurt içi gerekse yurt dışı borçlanmalarında statünün belirlenmesinde hesaba dahil edilecektir." düzenlemesini içermektedir. Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin incelenmesinden anlaşılacağı üzere; davacıya ...'da maluliyet aylığı bağlanması ...'de yaşlılık aylığı bağlanmasına engel olmadığından mahkemece davacının yaşlılık aylığı koşulları ve özellikle 3201 sayılı Kanun'un 6.maddesindeki aylık koşulları incelenerek yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı ve ödenmeyen yaşlılık aylığı miktarı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

              GEREKÇE : Dava; davacının iş akdinin feshi üzerine yaşlılık aylığı almaya başladıktan sonra sonuçlanan işe iade davasına ilişkin hüküm uyarınca hak ettiği tazminatın kendisine ödendiği, fiilen işe başlamadığı halde davalı Kurum tarafından 5335 sayılı yasanın 30. maddesi gerekçe gösterilerek yaşlılık aylığını kesen kurum işleminin iptali ve aylığından yapılan kesintilerin faizleriyle iadesi istemine ilişkindir. 21.04.2005 tarih, 5335 sayılı Yasanın 30. maddesinde, “Herhangi bir T3 emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, T3 bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluştan, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin % 50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer...

              Davalı Kurum tarafından, SSK kapsamında yaptığı yurtdışı borçlanması 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamına aktarılan davacıya, 1479 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 01.01.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlık, 506 sayılı Kanun hükümleri uyarınca bağlanan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların davacıya iade edilip edilmeyeceği noktasındadır. Mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının isteğiyle ilgili karar verilmeksizin, 1479 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 01.01.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış olması nedeniyle, davanın konusuz kaldığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                III.İLK DERECE MAHKEME KARARI Murisin kısmi yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için Almanya’da geçen hizmet süreleri birleştirilerek toplam hizmet üzerinden Türkiye’de geçen hizmet süresi ile orantılı olarak kısmi yaşlılık aylığı bağlandığı,oysa eldeki davada murisin sadece Türkiye de geçen sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına göre ölüm aylığına hak kazandığı,murisinin kısmi yaşlılık aylığı almadan ölmesi halinde-başka bir anlatımla murisin kısmi yaşlılık aylığı yönünde talebi olmasa ve kurumca da yaşlılık aylığı bağlanmadan ölmesi halinde -davacıya en az 5 yıl sigortalılık süresi ve her türlü borçlanma hariç en az 900 gün malullük yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödenmiş olması halinde tam ölüm aylığı bağlanma şartları araştırılarak davacıya ölüm aylığı bağlanacak olduğu, hal böyle olunca murisin kısmi yaşlılık aylığının tam yaşlılık aylığına yetecek kadar yurtdışı borçlanma bedelini ödemeden ölmesi ve tam yaşlılık aylığı bağlanmaması nedeni ile murisin almakta olduğu kısmi...

                  UYAP Entegrasyonu