"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın men'i davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı şirket, davalı ile arasında 2012 yılı sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi adı altında sözleşme imzalandığını davalı kurumun haksız ve hukuka aykırı olarak cezai işlem uyguladığını, cezai şart işleminin iptali ile muarazanın men'ine karar verilmesini istemiştir. Dosya içerisinde gider avansı bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesi ve ekleri davalıya tebliğ edilmemiştir....
Somut olayda; davacı kurum vekili, ............. .......i kararının iptalini talep etmiş ise de; dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı kurum ile davalı arasında gerçekleştirilen abonelik sözleşmesi nedeniyle; davacı kurum tarafından alınan ve faturaya yansıtılan, kayıp-kaçak bedeli, ....... okuma bedelinin davalıdan alınıp alınmayacağı konusunda bir muarazanın oluştuğu, bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesi talep edilmektedir. ... Genel Kurulunun 2004/...-417 Esas- 2004/442 sayılı kararında da açıklandığı üzere; bir sözleşme ilişkisi sırasında taraflardan birince yaratılmış bir muarazanın önlenmesi istemiyle açılan davalar, usul hukuku anlamında, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....
Davalı, kurum işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile kurumun 25/09/2014 tarih ve 13.430.184 sayılı işlemi ile davacı hakkında uygulamış olduğu uyarı, cezai şart, mahsup ve fesih işlemlerinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalı Kurum tarafından hakkında uygulanan uyarı, cezai şart ve fesih işleminin iptalini istemiş, davalı davanın reddini dilemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/09/2022 tarih ve 2022/266 E. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı kurum tarafından 13/06/2022 tarih ve 47189438 sayılı yazı ile bildirilen toplamda 7.738,02 TL para cezasının tahsiline ilişkin işlem ile ile yaratılan muarazanın işlemin iptali sureti ile giderilmesine, Adana 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/20 D.İş sayılı dosyası ile verilen ihtiyati tedbirin esas hakkında karar verilinceye devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili kurum tarafından davacı hakkında yapılan ceza işleminin taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerine uygun olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili tarafından Adana 11....
KARAR Davacı, eczanesinde yapılan 09.03.2010 tarihli denetimde toplam 7.046,54TL'lik ilaç küpürü bulunduğunu, bu küpürlerin tamamının İbrahim Davutoğlu ve eşi ... ait olduğunun belirtildiğini ve denetim tutanağına da açık olarak bu iki hastaya ait olduğunun yazıldığını, ancak yine de tespit edilen ilaç küpürü ve küpürü kesilmiş ilaçların kime ait olduğu ispat edilmediğinden bahisle sözleşmenin 6 ay süre ile fesih edildiğini, ileri sürerek muarazanın menine davalı kurum tarafından haksız biçimde 6 ay süre ile yapılan fesih işleminin iptalini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
KARAR Davacı eczacı olduğunu, davalı kurum ile yapılan sözleşme gereğince kurum çalışanlarına ilaç verdiğini, davalı kurumun fatura edilen reçetelerin sahte olduğu gerekçesiyle sözleşmesinin feshedildiğini ve cezai şart uygulandığını, sahte reçete kullanmadığını ileri sürerek haksız fesih ve cezai şart işleminin iptali ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacının sahte reçeteleri kuruma fatura etmesi nedeniyle uygulanan fesih ve cezai şart işleminin iptaline ilişkindir. Bu konuda mahkemece bilirkişi raporu alınmıştı. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersizdir. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı kurumun suç duyurusu üzerine davacı hakkında ...Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/574 E. sayılı dosyası ile soruşturma açıldığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; Mahkemece, gerekçeli kararda bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, 51.093,80 TL reçete bedeli kesintisi işleminin iptaline karar verildiği açıklanmışsa da kurulan hüküm fıkrasında “Davanın kabulüne” denilmesine rağmen “11.385,24 TL yerine 51.093,80 TL üzerinden yapılan kesinti işleminin iptaline, davalı tarafça çıkarılan muarazanın önlenmesine,” denilmek suretiyle 11.385,24 TL’lık kesintinin yerinde olduğuna dair davada kısmen kabul kararı verilmiş gibi hüküm oluşturulmasıyla infazda tereddüt yaratılmıştır. Ne var ki, yapılan bu yanlışların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK'un 436/2. maddesi hükmü gereğidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki muarazanın men'i - kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiş ise de, bilahare davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 24/03/2021 tarihli dilekçe ile "mahkemenizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasından davacı müvekkilin talebi üzerine feragat ediyoruz. Gereğinin yapılmasını makamlarınızdan arz ve talep ederiz" yönünde talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Ancak dava dosyasına sunulan 27/11/2015 tarihli vekaletnamenin tetkikinde, vekaletnamede davacı vekilinin davadan feragat özel yetkisinin olmadığı tespit edilmiştir....
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ile muarazanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda, bu Kanun'un temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması sonucunda verilen Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muarazanın önlenmesi ve kurum işleminin iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, 18,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın...