Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın bahçe vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin kaldırılarak ..., ... ve ...’in fiili kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar Orman İdaresi vekili ve ... tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davalı ...'ün temyiz talebinin incelemesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekişme konusu taşınmazın davalı ...'ün kullanımında bulunmayıp davacıların kullanımında olduğu tanık beyanlarıyla ispatlandığına göre davacı ...'ün temyiz inceleme isteminin REDDİNE, 2- Davalı ... İdaresi vekilinin temyiz inceleme istemine gelince; Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu işlemine karşı askı ilan süresi içinde açılan itiraz davasına ilişkindir....
Dava, niteliği itibariyle kullanım kadastrosu sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilerek beyanlar hanesinde ...'nın kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilen taşınmazların beyanlar hanesinde davalı ... ile birlikte eşit payla zilyet olunduğunun gösterilmesi istemiyle açılmış olup, kesinleşen kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu nitelikteki davaların tapu maliki Hazine ile birlikte lehine kullanım şerhi verilen kişi ya da kişilere yönelik açılması gerekir. Davacı tarafından lehine kullanım şerhi verilen ... yanında tapu maliki Hazine'nin taraf olarak gösterilmesi gerekirken, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır....
Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde, Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, uygulama kadastrosu sırasında, ... İli ... İlçesi ... Köyü/Mahallesi çalışma alanında bulunan eski 53 parsel sayılı 804,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, 103 ada 53 parsel numarasıyla ve 699,67 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edildiği, tespite yapılan itirazın Kadastro Komisyonunca kabulü ile 03.08.2017 tarihli karar ile taşınmazın yüzölçümünün 743,44 m² olarak tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorundadır....
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra çekişmeli yer hakkında kullanım kadastro tutanağının düzenlenmediği, 2/B madde uygulamasının yerinde olduğu gerekçesiyle aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, tahdide itiraz davasının esastan reddine, tescil istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.. Dava, altı aylık süre içinde açılan 2/B madde uygulamasına itiraz, tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23.11.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 25.11.2010 tarihinde ilân edilerek eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 2831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır....
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra çekişmeli yer hakkında kullanım kadastro tutanağının düzenlenmediği, 2/B madde uygulamasının yerinde olduğu gerekçesiyle Hazine aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, tahdide itiraz davasının esastan reddine, tescil istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, altı aylık süre içinde açılan 2/B madde uygulamasına itiraz, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23.11.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 25.11.2010 tarihinde ilân edilerek eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 2831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tespite itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B uygulaması 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 10.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dava konusu edilen 2221 sayılı parsele gelince; 2221 sayıl parsel 3402 sayılı Kadastro Kanununun EK-4 maddesi gereğince yapılan Kullanım Kadastrosu sonucu 6831 sayılı Yasa'nı 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve tescil edilmiş ancak eylemli orman alanı olarak belirlendiğinden beyanlar hanesine "tamamı eylemli orman alanına dönüştürülmüştür şerhi verilerek orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı kadastro müdürlüğünü hasım göstererek 3402 sayılı kadastro kanununun 12/3 maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kullanım kadastrosu parseline karşı adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Davacının dava konusu ettiği 2221 sayılı parselde kalan yer ile ilgili dava, 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesi kapsamında yapılan kullanım kadastrosundan kaynaklanan tespite itiraz niteliğindedir....
maddesi hükmüne göre yapılan kullanım kadastrosunun askı ilân süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
"Kullanım kadastrosu" olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Bu maddeye göre kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı fiilen kullanan kişilerdir. Dosyanın incelenmesinden, ilk derece mahkemesince, dava konusu taşınmazın 2B kadastro tutanağının celbi için yazılan yazı cevabından, başka bir taşınmaza ait tutanağın gönderildiği ve şerh sahibinin dava ile ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle; uyuşmazlığın, keşif de icra edilmediğinden yalnızca davacı beyanları ile karara bağlandığı anlaşılmaktadır....
Davacı ..., dava konusu 1352 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı gerçek kişiler adına yapılan kadastro tespitinin usulsüz şekilde yapıldığını, Anayasanın 10. maddesinde ve ülkemizin tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi Ek 12. protokolün 1. maddesine aykırı olduğu nedeniyle tespite itiraz ettiğini belirterek yapılan tespitin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının davasının feragat nedeniyle reddine ve aynı parselin mahkemenin 2010/671 esas sayılı dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle tutanak aslının 2010/671 esas sayılı dosyasına konulmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından feragat eden vekilin yetki belgesinde açık olarak feragat yetkisi belirtilmemiş olduğu gerekçesiyle feragatin geçerli olmadığı iddiasıyla temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....