Şöyle ki, tespitin yapıldığı 1952 yılında yürürlükte bulunan 5602 sayılı Kanunun 32. maddesi hükmüne göre ‘‘Kadastro yargıçları, 26. maddede tâyin edilen süre içinde açılacak veya arazi kadastrosu müdürü tarafından verilecek itirazlı işlere ait dâvaları veya yargıcın birlikte bulunduğu esnada kendisine yapılacak itirazları bu kanuna göre mahallerinde hükme bağlar ve 16. maddenin (C) fıkrası mucibince gerekli veraset belgelerini verir.’’ Kanun maddesine göre tespite itiraz kadastro yargıçlığına açılacak dava ile veya 26. madde uyarınca kadastro müdürlüğüne yapılacak itiraz veyahut yargıcın birlikte bulunduğu sırada kendisine yapılacak itiraz yoluyla yapılabilir....
Şöyle ki, tespitin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 5602 sayılı Kanunun 32. maddesi hükmüne göre "Kadastro yargıçları, 26. maddede tâyin edilen süre içinde açılacak veya arazi kadastrosu müdürü tarafından verilecek itirazlı işlere ait dâvaları veya yargıcın birlikte bulunduğu esnada kendisine yapılacak itirazları bu kanuna göre mahallerinde hükme bağlar ve 16. maddenin (C) fıkrası mucibince gerekli veraset belgelerini verir." Kanun maddesine göre tespite itiraz kadastro yargıçlığına açılacak dava ile veya 26. madde uyarınca kadastro müdürlüğüne yapılacak itiraz veyahut yargıcın birlikte bulunduğu sırada kendisine yapılacak itiraz yoluyla yapılabilir....
Davacının, kullanım kadastrosu tespitinden önceki hakka dayanarak hak talep ettiği ve taşınmazı ...’den satın aldığını da iddia etmediği anlaşıldığına göre mahkemece; 1999 tarihinde kesinleşen kullanım kadastrosu tutanağı esas alınmak suretiyle, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu göz önünde bulundurularak, davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz ise de Yerel Mahkemenin ve Bölge Adliye Mahkemesinin davanın esastan reddine ilişkin kararının sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşıldığından, gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir....
Davacı Hazine 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazın imar ihya edilmediği ve zilyetlikle mal edinme koşullarının davalılar adına oluşmadığını belirterek tespite itiraz etmiş, birleşen davacı ... çekişmeli taşınmazları taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan 1977 yılında satın aldığını ve o tarihten bu yana kullandığını beyan ederek tespite itiraz etmiştir. Mahkemece esas dosyada davacı Hazinenin davasının kabulü ile;................ 5 parselin tespitinin iptali ile tarla niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dosyada davacı ...'nın davasının reddi ile.......... ada 1, 101 ada 2, 104 ada 31 ve 104 ada 16 parsellerin tespit gibi tesciline, İ.......mevkii, 101 ada 5 parsel hakkında esas dosyada karar verildiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm birleşen davacı ... ve davalılar ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 28.05.1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 03.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 16.12.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 17/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 136 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davacı ...’ın fiili kullanımında olduğunun tespitine ve kadastro tutanağında belirtilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile dava dışı hakkında kullanım şerhi verilen ... kızı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, niteliği itibariyle kullanım kadastrosu sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilerek beyanlar hanesinde ... kızı ...'ın kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilen taşınmazın beyanlar hanesinde davacı ...'ın fiili kullanımında olduğunun gösterilmesi istemiyle açılmış olup, kesinleşen kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu nitelikteki davaların tapu maliki Hazine ile birlikte lehine kullanım şerhi verilen kişi ya da kişilere yönelik açılması gerekir. Davacı tarafından lehine kullanım şerhi verilen ... kızı ... yerine adına kullanım şerhi verilmeyen... kızı ... hasım gösterilmiştir. Mahkemece, dava, adına kullanım şerhi verilen ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kullanım kadastrosu sırasında Yavuz Selim Mahallesi çalışma alanında bulunan 1761 ada 2 parsel sayılı 532,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın bahçe olarak 20 yıldan beri ... oğlu ...'ün kullanımında olduğu, tamamının eylemli orman vasfında olduğu şerhleri verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava, 3402 sayılı yasanın 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davasıdır. 2- Çekişmeli taşınmazların bulunduğu Muğla İli, Milas İlçesi, Menteş Mahallesinde, 1963 yılında fotogrametrik yöntem ile yapılan tesis kadastrosu çalışmaları ile 2019 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları bulunmaktadır....
ye satılarak 6292 sayılı Kanun gereği satış işlemi nedeniyle adlarına tescil edildiği, eldeki davanın 18/09/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun ek 4. maddesi uyarınca yapılan ve sonuçları 23/06/2010 ilâ 23/07/2010 tarihleri arasında ilan edilen kadastroda ve Beykoz Kadastro Mahkemesinin 2010/742 esas, 2011/906 karar sayılı kararında dava konusu 1340 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tarafların kullanımında olduğunun belirlendiği ve 6292 sayılı Kanun uyarınca dava tarihinden önceki bir tarihte, kullanım kadastrosu sırasında hak sahibi olduğu belirlenen davalıya satılarak 25/07/2014 tarihinde davalı adına tapuya tescil edildiği, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılmasının gerektiği, taşınmazı satın alan kişi adına tapuya tescil edilip mülkiyet belirlendikten...
Hukuk Dairesinin 2018/344 Esas, 2018/381 Karar sayılı kararında dava konusu 205 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların ¾ payının davalının kullanımında olduğunun belirlendiği ve 6292 sayılı Kanun uyarınca dava tarihinden önceki bir tarihte, kullanım kadastrosu sırasında hak sahibi olduğu belirlenen davalıya satılarak 16/10/2018 ve 17/10/2018 tarihlerinde davalı adına tapuya tescil edildiği, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılmasının gerektiği, taşınmazı satın alan kişi adına tapuya tescil edilip mülkiyet belirlendikten sonra, şahsi hak niteliğindeki şerhe yönelik olarak açılacak davaların dinlenme olanağı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine...