şekilde psikolojik baskılara ve hakaretlere maruz kaldığını, ulusal günler ve bayram tatilleri de dahil olmak üzere her gün mesaiye çağrılmasına rağmen SGK kayıtlarına bu durumun yansıtılmadığını, kıdem tazminatı hesaplanırken davalı şirketin sağlamış olduğu yol, yemek ve verilen primlerinde hesaba katılarak giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, işe başladığı günden beri haftanın 6 günü hiç ara vermeden sürekli çalıştırıldığını, haftada en az bir gün tatil verilmesi gerekirken hafta tatili hiç verilmediğini, ayrıca kasti olarak uzun zamandan beri hafta sonlarında izin kullanmasına müsaade edilmediğini, işyerindeki diğer işçilerin işten ayrılması vb. sebeplerle fazla mesai yapmaya zorlandığını, bununla yetinilmediğini ve çoğu zaman vardiyası değiştirilerek mağdur edildiğini, belli dönemlerde yıllık izin kullandırılmadığını ve ücretinin de ödenmediğini, çalışma günü eksik gösterildiğinden AGİ alacağının de eksik yatırıldığını, sistematik şekilde psikolojik baskılara ve hakaretlere...
. … Soruşturulacak Eylem : …'dan …'a Türk işçisi taşıyan ve … tarihinde …'ta düşen … tescilli uçağın mali mesuliyet sigortası bulunmadığı halde, Türk havaalanını kullanmasına, iniş ve kalkışına izin vermek suretiyle görevi kötüye kullanmak Eylem Tarihi : 2007 Yılı Ulaştırma Bakanlığının … günlü, … sayılı yazısı ile gönderilen dosya, Ulaştırma Bakanının … günlü, … sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi …'un açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği Görüşülüp Düşünüldü : Dosyanın incelenmesinden, şikayetçiler vekili tarafından, … Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 13.6.2007 günlü dilekçede, murisleri …'in …'ta faaliyet gösteren bir inşaat firmasında işçi olarak çalıştığı ve …'dan …'a uçmakta olan … tescilli uçağın … tarihinde düşmesi üzerine vefat ettiği, ancak uçağın mali mesuliyet sigortasının olmadığı halde Türk...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2019 NUMARASI : 2018/864 ESAS, 2019/701 KARAR DAVA KONUSU : çocuğun annesinin soyadını kullanmasına verilmesi izin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile Gebze Aile Mahkemesinin 10/05/2010 tarih, 2010/730 E.- 1442 K. sayılı ilamı ile ile boşandıklarını, boşanma sonrasında müşterek çocuğun velayet hakkının kendisine verildiğini, davalının uyuşturucu kullanması amacıyla müşterek çocuğun babasının soyadını taşımasını istemediğini, çocuk Gülce'nin ATAŞ olan soyadının kendisinin soyadı olan KILIÇ olarak değiştirilmesini talebi ile dava açılmıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; annenin velâyeti altında bulunan ortak çocukların, annenin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10 uncu maddesi, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı iptal kararı. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ".... Davacı anne, babalarının soyadının kullanılmasının çocuklar için aleyhte durum teşkil ettiğini iddia etmişse de bunu somutlaştıramamıştır. Nitekim mahkememizce çocukların da bizzat dinlenilerek hazırlanan sosyal inceleme raporunda da çocuk soyadları hakkında bireysel ve sosyal yaşamlarında sorunla karşılaşmadıklarının bildirildiği görülmüştür....
ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine Ancak; TCK.nun 257/1-2.maddesinde öngörülen (icrai veya ihmali hareket suretiyle) görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun genel-tali-tamamlayıcı hüküm niteliğinde olması, ancak özel düzenleme getirilmemesi durumunda madde hükmünün uygulanması gerektiği, 237 sayılı Taşıt Kanunu'nun 16/1.maddesinde, maddede yazılı diğer eylemler yanında bu kanun kapsamında olan taşıtların her ne suretle olursa olsun tahsis olunduğu işin dışında veya şahsi hususlarda kullananlar veya kullanmasına izin verenlerin cezalandırılacağının öngörülmesi, kamu taşıtının tahsis amacı dışında veya özel işlerde kullanılmasına...
Dava; evli kadının önceki soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, kararın TMK'nın 187. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Uyuşmazlık, TMK'nın 187. maddesi hükmüne rağmen evli kadının evlilik birliği içinde sadece kendi soyadını kullanıp kullanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nın 187. maddesi "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir." hükmünü içermektedir. 1982 Anayasasının 90/5. maddesi "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz....
Şirketi'ne anlaşmadaki şartlar dahilinde kullanmasına izin verildiğini, muvafakatname gereğince Makbul Çorap Çamaşır Ltd. Şirketi'nin kendi adına tescilli olan Makbul Çorap marka ve amblemini Ltd. Şirketi'nin üretim ve satışta kullanmasına muvafakat ettiğini, bu işlemin bir devir olmayıp, markanın kullanılmasına muvafakat olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen 2010/952 Esas 2011/629 Karar sayılı dosyasında, davacı ... vekili, davacı ile davalı şirket ortaklarından ... ve...'nun hissedar bulunduğu Makbul Çorap Çamaşır Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi'nin 20 yıl kadar önce kurulmuş olup ticaret siciline kayıtlı bir şirket olduğunu, bu şirket hissedarlarından ... 'nun şirketteki hissesinin tamamını davacı ... 'na devrederek şirketten ayrıldığını ve dilekçeleri ekinde fotokopisini sundukları Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 23/10/2009 tarih 7424 sayılı nüshasında yayınlandığını, Makbul Ltd....
Ayrıca davacı tahliye davasına paralel olarak dava konusu kiralananı satmak amacı ile satın almak isteyen müşterilere gösterilmesi için izin verilmesi davasını ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/899 Esas sayılı dosyasına açarak kiralananı satmak iradesini açıkça ortaya koymuştur. Satmak iradesinin bu şekilde açıkça ortaya konulmasından sonra mesken ihtiyacının samimi, ciddi ve zorunlu olduğunun kabulüne imkan bulunmamaktadır. Ayrıca kiralananın davacının hayat standardına uymadığı mahkemenin de kabulündedir. Nitekim karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda da davacının hayat standardının göstergesi olan sosyal ve ekonomik durumuna değinilmeden sadece bir çocuklu ailenin konut olarak kullanmasına elverişli olacağı kanaati bildirilmiştir....
DAVA Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, o dönemde davalının kendisinin soyadını kullanılmasını talep ettiğini, davacının da izin verdiğini, ancak kararın kesinleşmesinden sonra davalı tarafın tutum ve davranışlarının değiştiğini, çocukla görüşme konusunda problem çıkardığını, kendisine ve ailesine karşı ağza alınmayacak küfürler ettiğini, hem kendisi hem de ağabeyini savcılığa şikayet ettiğini, davalının uzaklaştırma kararı talep ettiğini, davacıyı küçük düşürdüğünü, çocukları kişisel ilişki günlerinde göstermediğini, protokol gereği taşınmaz devrini yapmadığını iddia ederek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalının, davacının soyadını kullanmasına dair iznin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....