Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, Orman Yönetimince 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların kısmen eylemli orman vasfında bulundukları iddiasıyla açılan kullanım kadastro tespitine itiraz davası niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının beyanlar hanesinde ismi geçen zilyetlerine yöneltilmesi zorunludur. Bu durumun, mahkemece re'sen gözetilmesi ve davada usûlünce taraf teşkilinin sağlanması için davacı yana olanak sağlanması gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olduğu" gereğine değinilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, ... köyü, 104 ada 1370 parsel sayılı 30875,72 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve kullanım şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edilmiştir....

      Dava konusu 148 ada 22 parsel sayılı taşınmazın içinde yer aldığı 1407 parsel sayılı taşınmaz, 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 51 parsel numarasıyla orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, süresi içerisinde dava açılması sebebi ile taşınmazın tutanağı kesinleşmemiş, ancak daha sonra dava dosyasına ve tutanağa ulaşılamamış, tapu kütüğünde malik hanesi açık olduğundan bahisle Tapu Kadastro Müdürlüğünün yazısı üzerine 1990 yılında taşınmaz hakkında yeniden kadastro tutanağı düzenlenerek 1407 parsel numarası altında tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, bu tespite karşı kişiler tarafından kadastro tespitine itiraz davası açılmış ve Kadastro Mahkemesinin 1994/43 Esas sayılı dosyasında dava devam ederken, taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanakları tanzim edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalılardan Hazine ve ......

          Kullanım kadastrosu sırasında hakkında kullanım kadastrosu tutanağı tanzim edilen taşınmazlar yönünden tutanağın beyanlar hanesinde yer alan ya da alması gereken kullanıcı ve muhdesat şerhlerine ilişkin olarak askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde, askı ilanından sonra ise genel mahkemelerde kullanım kadastrosuna itiraz davası açılmasının mümkün bulunduğu hususu tartışmasızdır. Ancak, idarece kullanım kadastrosu yapılması planlanmayan ve henüz kullanım kadastrosu çalışmalarına başlanmayan 2/B parselleri hakkında, fiili kullanım durumuna göre parsel ihdas edilerek Hazine adına tescili ve tapu kaydına kullanıcı ya da muhdesat şerhi verilmesi istemiyle dava açılması mümkün bulunmamaktadır....

            Dava, 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiye karşı açılır. 3402 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunan davalarda ise, husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi ve davanın, Hazineye karşı da ispatlanması zorunludur....

              Mahkemece, “muhdesat tespitine yönelik uyuşmazlığın, çekişmeli taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle kullanım kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü belirtilerek, dava dilekçesinin görev yönünden reddi ve dava dosyasının Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmesi" gereğine değinen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 367 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....

                İlçesi Baklacı Mah. 1342 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde yazılı "İş bu taşınmaz bahçe olarak 6 yılından beri ... oğlu ...'nın kullanımındadır" şeklindeki şerhin “İş bu taşınmaz bahçe ve üzerinde bulunan prefabrik tek katlı bir bina olarak 6 yıldan beri ... oğlu ...’nın kullanımındadır" olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi verilen kişi ya da kişilere aittir. Hal böyle olunca, tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi gereken davada, Kadastro Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmamaktadır....

                  Yukarıda belirtildiği gibi dosya kapsamından davacı vekilinin asıl talebinin, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin vekil eden adına tespit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi de zorunludur....

                    Dava 3402 sayılı Yasanın Ek-4 maddesi uyarınca yapılan kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Davacı taşınmazdaki kullanım durumuna itiraz etmiştir. Davanın niteliğine göre Hazine yasal hasım konumunda olup yasal hasım konumunda bulunan Hazine aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 4 numaralı bendi hükümden çıkarılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 07/03/2012 günü oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu