Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı kredi kartı borçlusu olan davalının ihtara rağmen borcunu ödemediğini, yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatını talep etmiştir. Davalı savunmada bulunmamıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı bankadan alınıp kullanılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kredi Kartları Kanunu’nun 44/2. maddesi “Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılan davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır” hükmünü getirmiştir. Bu madde hükmü ile kart çıkaran kuruluşlar tarafından açılan davanın genel mahkemelerde görüleceği belirtilmiştir....

    Öyle olunca kredi kartı çıkaran kuruluş olan davacı banka tarafından açılan bu davanın, genel mahkemede görülmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 24.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

      geçerli olmadığına yönelik istinaf nedeninin yerinde olmadığı, davacılar vekilince icra takibinde sunulmayan sözleşmelerin dosyaya katılmasına muvafakatlarının olmadığı ileri sürülmüş ise de; icra takibinde ve cevap dilekçesinde kredi kartı sözleşmelerine dayanıldığı, süresinde verilen cevap dilekçesi ekinde genel kredi sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmiş olduğu, bu istinaf nedeninin de yerinde görülmediği, genel kredi sözleşmesinin 70. maddesindeki hüküm gereği, sözleşmede kefaleti bulunan davacı ...'...

        Görevsizlikle Sulh Hukuk mahkemesine gönderilen asıl davada davacı -karşı davalı banka kredi kartı alacağından dolayı başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemi üzerine davalı –karşı davacı tarafından , davalı bankaya devredilen ... müzayede ile daire satın aldığını, arsa payının tapuda gösterilenden düşük olması nedeni ile ödediği bedelden bir kısmının tarafına iade edildiğini, iade edilmesi gereken teminatının ise iade edilmediğini, bu nedenle davalı bankaya olan 476,78 YTL’lik kredi kartı borcunu ödemeyerek hapis hakkını kullandığını ileri sürerek kredi kartı borcunun tenzili ile bakiye 1.532.22 YTL’nin tahsilini istemiştir....

          de görev yapan ... isimli şahsın kredi kartlarını teslim ettiğini söyleyerek sanığı kesin olarak teşhis ettiği, 17/10/2011 tarihli bilirkişi raporuyla, katılan Anadolu Bank A.Ş.’ye ait...adına düzenlenmiş kredi kartı başvuru formu ve üyelik sözleşmesindeki imzaların sanığın eli mahsulü olduğunun tespit edildiği, böylece sanığın...adına düzenlenmiş kredi kartı başvuru formu ile üyelik sözleşmelerini imzalayarak, bu sahte belgelerle katılan bankadan kredi kartı temin ettiği ve söz konusu sahte kredi kartlarıyla 9.494TL tutarında alışveriş yapıp katılan bankayı zarara uğrattığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; 1) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun, 5237 sayılı TCK’nın 204/1 maddesinde belirtilen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4...

            na kredi kartı başvurusunda bulunduğu olayda, sanığın bankaya herhangi bir belge ibraz edip etmediği, internet üzerinden tanzim edilen kredi kartı talep formu ve eklerinin aslı veya onaylı suretlerinin denetime olanak verecek şekilde dosyaya getir- tilmesi, kredi kartı talep formu üzerine banka tarafından telefon ile sanığa ulaşılarak başvurusunun teyit edilip edilmediği, sözleşme hazırlanıp hazırlanmadığı, kredi kartı tanzimi için sanıktan belge istenip istenmediği ve sanığın kredi kartı başvurusunun sahte başvuru olarak değerlendirilmesinin nedenlerinin ilgili bankadan sorulması, katılan adına ......

              nın ödenmeyen 5528790000599272 nolu kredi kartı borcunun ödenmesi istendiğini, bu ihtarname üzerine şubeye giden müvekkile, kefil olduğu kredi sözleşmesi talep etmesine rağmen mahkemenin talebi dışında verilemeyeceği sözlü beyan edilerek verilmediğini, müvekkilin, icra tehdidi altında olduğu için gerçekten borçlu olmamasına rağmen ...'nın 8.857,11 TL'lik borcunu ödendiğini, bunu ödeyen müvekkilden daha sonra da kredi kartı borcu için çekilen ihtarnamenin masrafı olan 660,89 TL de talep edilmiş ve müvekkilin bunu da ödemek zorunda kaldığını, davalı bankanın müvekkile 15.05.2018 tarihinde çektiği ihtarnamede kredi nedeniyle ...'nın 17.858,00 TL borcu olduğunu bildirmiş fakat bu ihtarnamede kredi kartı borcundan hiç bahsetmediğini, bu borcu ödeyen müvekkile sefer 8.06.2018 tarihli ihtarname ile kredi kartı borcu olduğu bildirildiğini, davalı banka, nasıl olsa müvekkilim ödüyor düşüncesiyle ...'...

                Dava, alacaklı/kredi ve kredi kartı hizmeti sunan banka tarafından borçlu/kredi alan ve kart hamili olan tüketici aleyhine İİK m.67'ye göre açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı banka tarafından 11.01.2018 tarihinde İstanbul 35.İcra Dairesi'nin 2018/1602 E.sayılı dosyasında 33.625,36 TL asıl alacak olmak üzere işlemiş faiz vs. dahil yekün 36.971,05 TL kredi kartı alacağının tahsili için davalı borçlu T3 hakkında takip başlatıldığı; davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğini müteakip 23.01.2018 tarihinde vermiş olduğu dilekçesi ile takibe ve borca itiraz ettiği; davacı bankanın ise 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali istekli olarak eldeki bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....

                HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, özellikle taraflar arasında 5406****1026 nolu kredi kartı yönünden bir sözleşme düzenlendiği yönünde ihtilaf bulunmadığı, bu kredi kartına ilişkin başvuru formunda davalının ek kart talebinin bulunmadığının belirtildiği, 5407****1010 nolu kredi kartına ilişkin olarak ise dosyaya sunulan herhangi bir başvuru formu, kredi kartı sözleşmesi ve kredi kartı teslim tutanağının bulunmadığı, bu karta ilişkin olarak taraflar arasında usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir kredi kartı sözleşmesinin bulunduğu hususunda ispat yükü üzerinde olan davacının bunu ispat edemediği gerekçesiyle mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı...

                Asliye Ticaret Mahkemesi ise; davanın kredi kartı harcamaları nedeniyle kredi kartı hesap özetlerine itiraz olduğu, davanın hukuki dayanağının 4077 sayılı Yasa'nın 6. maddesine aykırılık olduğu, davacının tüketici olduğu, 5464 sayılı yasa kapsamında tüketici tarafından bankaya karşı açılan davada tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 01 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasasının 44. maddesinde “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 nci ve 23 üncü maddesi hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Dava dilekçesi ile, davacının davalı ...AŞ.'nin bayisi olan ...'...

                  UYAP Entegrasyonu